Türkiye, Pazartesi günü büyüme verilerini enine boyuna konuşacak. Veriler her ne kadar ekonominin gidişatı açısından önemli sinyaller sunacak olsa da büyüme modeline ilişkin tartışmaların da bu verilerle birlikte gündeme gelmesi gerekiyor.
Dünyaca ünlü Türkiyeli iktisatçı Daron Acemoğlu, iktisat öğrencileri ile hazırladığı ders kitabından sürdürülebilir bir büyüme modeli için nelere önem verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Acemoğlu’nun Harvard Üniversitesi’den David Liabson ve Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi John A. List ile birlikte kaleme aldıkları ve Türkçe’ye de çevrilen Makroekonomi isimli kitabında büyümenin devamlı hale getirilebilmesi için ülke ekonomilerinde hangi stratejilerin izlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Üç iktisatçı için sürdürülebilir büyümenin en temel anahtarı teknolojik gelişim olarak öne çıkıyor.
Acemoğlu ve arkadaşları sürdürülebilir büyümenin koşullarını şöyle tartışıyor:
İlk önce işgücünü artırmayı düşünelim. Üretim ve teknolojinin diğer bütün faktörleri sabit tutulduğunda emeğin azalan marjinal üretiminden dolayı her yeni eklenen işçi GSYİH’i daha az artıracaktır. Bundan dolayı sadece işgücünü artırarak kişi başında gelirde sürekli bir artış garanti edemeyiz.
İşçilerin beşeri sermayelerini artırarak verili bir işgücü için emeğin verimlilik birimini de artırabileceğimizi not edelim. Bu tür değişikliklerle gerçekten GSYİH artsa da onlar tek başına sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştiremez. Her birey sonlu bir ömre sahip olduğu için eğitim alabileceği yılların bir sınırı vardır ve tabii ki daha fazla eğitim, iş hayatında üretim safhasında aktif olarak geçirilen daha az yıl anlamına gelmektedir. Böylelikle sürekli bir şekilde işgücünün eğitimde harcadığı yılı artırarak daha yüksek seviyede işgücü etkinlik birimi elde etmek mümkün görünmemektedir.
Ancak eğitimin kalitesini artırmanın verimlilik biriminin artırılmasına yönelik bir çalışma olarak değerlendirilmesi de söz konusu olabilir. Fakat aslında tam olarak böyle değildir durum. Ampirik olarak bu tür gelişmelerin istikrarlı büyümeyi sağlayabilme ölçüleri de sınırlı görünmektedir.
Bundan dolayı eğitime ve yeteneklere yapılan yatırımlar kişi başına geliri artırmada önemli rol oynasa da yıllık yüzde 1,5-2’lik büyümeyi sadece işgücünün eğitimsel edinimlerini sürekli artırarak sağlayamayız. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için teknoloji gereklidir, genel anlamıyla üretimde kullanılan teknik bilgideki gelişmeler.
Teknolojik değişim verili üretim faktörleri, fiziki sermaye stoku ve işgücünün toplam birim verimliliği dahilinde ekonominin daha yüksek bir GSYİH seviyesine erişmesi için yeni teknolojilerin, yeni ürünlerin ve servislerin icat edilmesi, üretilmesi ve ekonomide kullanılması sürecidir.
Kişi başına gelirdeki büyüme bileşiktir. Yani büyüme artışı zaten geçmiş büyümenin bir sonucu olan mevcut GSYİH üzerinden gerçekleşir. Teknolojik değişim için benzer bir mantık vardır. Yeni inovasyonlar ve teknolojiler geçmiş inovasyonlardan kaynaklanan bilgi stoku üzerine inşa edilir. Bu, yeniliklerin GSYİH cinsinden üretim kapasitesini sabit bir miktarda değil ama sabit bir oransal miktarda artırmasını sağlayacaktır.
Bu yüzden kişi başına 1000 dolarlık bir gelir üreten bir seviye ile başlayan bir teknoloji geliştiyor olsak, o zaman yüzde 10 oranında üretken olmak için imkan sağlayan yenilikler kişi başına geliri 1.000 dolarlık geliri 1.100 dolara yükseltir. Fakat 100 bin dolarlık bir ekonomide bu gelişme 110 bin dolarlık bir kişi başına gelir yaratacaktır.