Kısa süre önce Borsa Başkanı Türk dizilerinin borsaya açılabileceğine ilişkin bir mesaj verdi. Nasıl olur; öyle mi olur böyle mi olur diye biz finansçılar kendi aramızda tartıştık. Yanıt bulamadık.
Soruyu bir de işin profesyoneline soralım; dizilerin borsada işlem görmesi fikrine sektör nasıl bakıyor öğrenelim istedik. Türkiye’de Muhteşem Sultan, Kösem, Söz gibi başarılı dizilerin yapım şirketi TIMS Productions’ın kurucusu Timur Savcı’yı BloombergHT ekranlarına misafir ettik.
Savcı, “Açıklamayı ilk duyduğumuzda biz de şaşırdık” diyor ve ekliyor:
“Borsa başkanının bizi dikkate alıp sektöre ilişkin bir şey söylemesinin, endüstrileşme yolundaki sektör için iyi bir adım olacağını düşünüp umutlandık. Uzun yıllardır kamuoyunda eğlencelik olarak görülüyor, bir iş dalı olarak kabul görmüyorduk. Nihayet son yıllardaki gelişmeler, özellikle Ekonomi Bakanlığı’nın sağladığı desteklerden sonra bizim de bir iş dalı olarak, istihdam yaratan bir sektör, bir ticaret alanı olarak dikkate alınmamız memnun edici.”
TEKNİK ENGEL VAR
Dizi sektörü son derece rekabetçi ve riskli… Timur Savcı, dünyada da bu işin “risky business” yani yüksek riskli iş dalı olarak kabul edildiğini söylüyor. Tam da bu nedenden ötürü Türkiye’de dizilerin borsaya açılmasının mümkün olmadığına işaret ediyor. Savcı şöyle anlatıyor:
“Dizilerin proje olarak borsaya açılması teknik açıdan, özellikle Türkiye’de mümkün değil. Yapım şirketlerinin yayıncılarla dizi anlaşmaları uzun süreli garantilere dayanmıyor. Performans odaklı anlaşma yapıyoruz. Eğer dizinin performansı iyi gitmezse uzun sürmüyor”.
Timur Savcı’ya göre ancak yeni dönemde yeni bir modelle bu işi denemek mümkün olabilir. Hali hazırda devam eden ve markalaşmış bir proje için örneğin fon oluşturulabileceğine işaret eden Savcı, “Mesela hala devam ederken Muhteşem Yüzyıl için bu yapılabilirdi. Dünyada 500 milyon izleyiciye ulaşmış bir markadan söz ediyoruz nihayetinde. Bu marka üzerinden çeşitli ürünler geliştirip diğer endüstrilerle etkileşimini sağlayıp bir fon oluşturulabilir, bu fon üzerinden bir şeyler yapılabilirdi. Belki yeni projeler için bu söz konusu olabilir” diyor.
ABD’DEN SONRA İKİNCİYİZ
Borsaya açılmasalar da Türk dizileri, önemli bir sektör olarak ekonominin içerisinde artık yer alıyor. Sadece dünyada ulaştıkları izleyicisi sayısı açısından değil-ki hali hazırda Türkiye Amerika’dan sonra en çok dizi ihracatı yapan ülke konumunda-dolaylı katkıları ile de önemli bir sektör konumunda.
Timur Savcı, Muhteşem Yüzyıl’ın 86 ülkede yayında olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Çocuklarına Türk isimleri koyan Arjantililer var. Türkiye’nin bilinirliği, Türk turizmine katkısı açısından sektör bence bugün memleket için en önemli enstrüman konumunda.”
Bu arada sektörün borsaya açılmadan önce çözmesi gereken bir dizi sorunu da var. Bunların başında da SGK düzenlemesi geliyor. Timur Savcı, Hem Kültür Bakanlığı hem Ekonomi Bakanlığı sektöre destek olmak üzere çalışmalar yapıyor. Ancak şu anda acil Çalışma Bakanlığı’nın ilgisine ihtiyacımız var. Bize uygun bir SGK düzenlemesi gerekiyor. Burada sektörün sıkıntısı büyük” diye konuşuyor.
Son olarak meraklısına bir not daha düşelim: Türkiye’de bir dizinin ortalama karlılığı yüzde 10-15 düzeyinde seyrediyormuş. Timur Savcı, “Bir diziyi ortaya çıkarmak çok fazla kalemden oluşuyor. Büyük kalemler oyuncu ve teknik ekip maliyetleri oluyor. Diğer unsurlar projenin türüne göre değişiyor. Bazen mekan giderleri de yüksek olabiliyor. Performansınız normal ya da gösterimden kaldırılmayacak biçimde normalin altındaysa yüzde 10-15 karlılığı yakalamak mümkün. Ekstra performans yaparsanız kar da ona göre artıyor” diyor.