CEREN DİLEKÇİ
05 01 2017, 12:42 Güncelleme: 14:49
2016 yılında dolar karşısında yüzde 20 oranında değer kaybeden TL, yeni yılla birlikte rekor düşük seviyesindeki seyrini sürdürürken, 3,64 ile rekor tazeleyen dolar/TL kuru en çok özel sektör için tehdit oluşturuyor.
Ekim sonu itibariyle reel sektörün döviz açık pozisyonu 213 milyar dolar, yurtdışından sağladığı borç ise 260 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
Uzmanlara göre Türk şirketlerini iflasa sürükleyen en büyük faktörlerden biri kur artışının yarattığı tahribat. Durgunluk döneminde alacaklarını tahsil edememe korkusuyla alacak sigortası şirketlerinin kapısını çalanların sayısı artmış.
Görüşlerine başvurduğumuz alacak sigortası şirketlerinin yöneticileri, özel sektörde alacak tahsilat vadelerinde ciddi artış olduğuna dikkat çekerken 2017'de risk teşkil eden sektörler konusunda uyarıda bulunuyor.
VADELER 180 GÜNE KADAR UZADI
Euler Hermes Türkiye CEO'su Özlem Özüner'e göre 2016'nın ilk 3 çeyreğini, konut kredilerinin desteklenmesiyle inşaat gibi bir takım sektörler daha rahat geçirdi fakat son çeyrekte büyümenin hız kaybetmesiyle tüm sektörler olumsuz etkileniyor.
Vadelerin uzadığını kaydeden Özüner, "Şirketler birbirleriyle iş yaparken biraz da tahsilat için vade uzatma yoluna gidiyorlar. Örneğin Avrupa'da ortalama tahsil vadesi 60 günlerdedir. Türkiye'de 90 günle başladı son zamanlarda bazı sektörlerde 120 güne kadar uzadı" diye konuşuyor.
"Vadelerin uzadığı sektörler hangileri?" sorusuna Özüner, "Perakende, kimya, mobilya sektörü ile dayanıklı tüketim bir kısmı" cevabını veriyor. Coface Türkiye Genel Müdürü Emre Özer ise alacak tahsilat vadelerinin 180 güne kadar çıktığı görüşünde.. Uzun zamandır aynı sektörlein problem yaşadığına dikkat çeken Özüner, "Özellikle perakende, inşaat, metal sektörü problem yaşayan sektörler. Bu sektörlerin hepsinde benzer bir resim görüyoruz. Ya yabancı para cinsinden borçlanma ya da emtia fiyatlarının düşüşüyle ilgili sıkıntıları var. Bu şirketlerin orta vadede zorlanacağını düşünüyoruz" açıklamasında bulunuyor.
Böyle dönemlerde alacak sigortasına ilginin arttığını kaydeden Özer, "İnsanların alacaklarını sigortalama, kendilerini güvene alma ihtiyaçları doğuyor. Bizim de belli bir yere kadar kapasitemiz sınırlanıyor. İlgi var ama kapasitede de problem var" diye konuşuyor.
İşlerin kötüleştiği zamanlarda limitlerin düştüğünü kaydeden Özüner, risk değerlendirmesine uygun olarak sektörel bazda limitlerin değiştiğini söylüyor.
"Şirketleri darboğaza sürükleyen faktörler hangileri?" sorusuna Özer'in cevabı şöyle: "Şirketlerin birçoğu nakit yönetimini doğru yapamadığı, alacaklarını tahsil edemedikleri için zor duruma düşüyorlar. Şirketlerin nakit yönetimlerini düzgün biçimde yapmaları lazım, bunlar için enstrümanlar var. Onun dışında kur riski bizim için çok önemli bir konu. Kur zararı şirketlerin kredibilitesini olumsuz etkiliyor. Çünkü özkaynaklarda ciddi kayba yol açıyor. O da skorları düşürüyor. Çünkü biz skor ve derecelendirme üzerinden limit tahsisi yapıyoruz. Kur, ciddi bir mesele ve önlem alınmalı. Şirketler kur pozisyonlarını hedge etmiyorlar. Bunun da çok ciddi sonuçları oluyor. Yabancı parayla işi olmayan şirketlerin yabancı parayla borçlanması doğru değil."
2017'DE HANGİ SEKTÖRLER KAZANACAK?
Peki 2017'de hangi sektörler kazançlı çıkacak? Her iki alacak sigortası şirketinin görüşüne göre, yeni yıl ihracatçı sektörlere fırsatlar sunabilir. Avrupa'ya ihracatın artacağı beklentisi öne çıkarken yurtiçinde ise hükümetin teşvikleri şirketlerin tahribatını sınırlaması bekleniyor.
Coface Türkiye Genel Müdürü Özer, "İhraç eden sektörler arasında özellikle ulaştırma ile otomotivi sayabiliriz. İlaç, hazır giyim ve kağıt sektörünün iyi olacağını düşünüyoruz. Kamunun desteğiyle inşaatta da canlanma görebiliriz." açıklamasında bulunuyor.
