BUSINESSHT
29 11 2016, 11:30 Güncelleme: 11:42
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, Anayasa müzakerelerinin tamamlanması ardından parti grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, konuşmasında sıcak para kozu kullanılarak Türkiye'nin köşeye sıkıştırılmak istendiğini belirtirken "Sıcak para lobisi" ve arkasındaki güçlerin 2000 ve 2001 yıllarında olduğu gibi yine Türkiye'yi taviz vermeye zorladığını ifade etti.
Bahçeli, o yıllarda Türkiye'nin "Neoliberal kriz havarilerinin" ablukasına alındığını da sözlerine ekledi.
Son olarak Bahçeli, Türkiye ekonomisinin "alarm" verdiğini, "dar boğaza" girdiğini, "kötürüm ve kahredici bir tablo" çizdiğini ve bundan dolayı hükümeti "en ağır şekilde tenkit" edebileceklerini ancak o zaman "dış güçlere hizmet etmiş" olacaklarını belirtti.
#BOZDOLARI kampanyası hakkında ise Bahçeli, "Aç yatıp aç kalkanlara dövizlerinizi bozdurunuz demek mağdur ve mazlum insanlarımızla alay etmektir" dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından ekonomi ve piyasalara ilişkin öne çıkan açıklamalar şöyle oldu:
"SICAK PARA KOZU KULLANILDI"
*Türkiye'nin sahipsiz, kimsesiz çaresiz olmadığını felaket kurgusu yapan çevrelere her şekilde göstereceğiz.
*15 Temmuz FETÖ ihanetiyle ülkemizi teslim almak isteyen alçaklar başarısız olunca sinsi yöntem ve hamleleri devreye aldılar. Bu ülkemizin yabancı olmadığı bir karşı harekat. Özellikle ekonomik dengelerle oynanarak, kur üzerinde baskı kurularak, sıcak para kozu kullanılarak Türkiye köşeye sıkıştırılmak istendi.
"NEOLİBERAL KRİZ HAVARİLERİ"
*Ekonomide kriz havası oluşturmak isteniyor. Biz bunun bir benzerini 2000 ve 2001 yıllarında yaşamıştık, Türk milletine mali ve ekonomik savaş açılmıştı. Bir gecede faiz ve döviz fırlamış tüm makroekonomik parametreler bozulmuştu. Türkiye neoliberal kriz havarilerinin ablukasına alınmıştı. Türkiye'nin büyümesini, milli uyanışını çekemeyen kaos mimarları ekonomideki fay hatlarını çatlatmışlardı. Bu durum yıllarca aleyhimize kullanıldı, siyasi muhattaplarımız tarafından istismar edildi.
"SICAK PARA LOBİSİ"
*Sıcak para lobisi ve arkasındaki güçler, Türkiye'yi tavizler vermeye zorladı. Aynı tezgah şimdi yeniden tedavülde.
*Krizden medet ummak, yabancıların lehine işbirlikçilik yapmak Türkiye'ye ihanettir
"TÜRKİYE EKONOMİSİ KÖTÜRÜM VE KAHREDİCİ"
*Türkiye ekonomisinin kötürüm ve kahredici tablosundan dolayı hükümeti en ağır şekilde tenkit edebilirdik ama o zaman 2000-2001 yılındaki siyasi muhattaplarımızın durumuna düşer dış güçlere hizmet etmiş olurduk.
*Elbette ki ekonomi alarm vermektedir, mutlaka tedbir almak lazımdır.
"MERKEZ BANKASI'NDAN 3 AYAKLI STRATEJİ"
*24 Kasım'da merkez bankası dövizdeki yükselişe karşı üç ayaklı bir strateji geliştirmiştir. Zorunlu karşılıklarda yapılan ayarlamalarla piyasaya 1,5 milyar dolarlık döviz girişi sağlanmıştır. Reeskont kredilerin vadesiz uzatılmış ve faiz artırılmış, üst sınır yüzde 8,50'ye çıkarılmıştır. Merkez Bankası efektif olarak 25-30 baz puan arasında bir faiz artırımına imza atmıştır. Merkez Bankası'nın zorunlu olarak faiz silahına sarılması Avrupa Parlamentosu'nun kararıyla ters tepmiş dövizi durduramamıştır. Hız kesmeyen kur artışı enflasyonu da tetikleyecektir.
"KUR FAİZ ENFLASYON DÖNGÜSÜ EKONOMİYİ REHİN ALABİLİR"
*Açıkçası Türkiye ekonomisi dar boğaza düşmüştür. Korkumuz odur ki kur faiz enflasyon döngüsü birbirini besleyerek ekonomiyi rehin altına alacaktır.
*İç siyasetteki dengesizliklere eş zamanlı olarak uluslararası ilişkilerdeki gel gitlerle birikte dövizin tansiyonunu canlı tutmaktadır.
*Dövizdeki yükselişi tek başına küresel gelişmelerle ilişkilendirmek doğru değildir.
Daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha çok bireysel hak ve özgürlük diyerek ekonomik vurgun peşinde koşanlara dövizden yağma hesabı yapanlara engel olabiliriz. Aksi halde durum gittikçe kötüleşecektir. Milletimiz zam ve vergi artışlarına direne direne zorlukla ayakta durmaktadır.
"REFAH DELİK DEŞİK"
*Merhum Orhan Veli'nin dediği gibi cep delik, cepken delik, kol delik, mintan delik, yen delik, kaftan deliktir. Refah delik deşiktir.
*Aç yatıp aç kalkanlara dövizlerinizi bozdurunuz demek mağdur ve mazlum insanlarımızla alay etmektir.
