BUSINESS INSIDER
26 10 2016, 12:37 Güncelleme: 12:38
2008 Küresel Finansal Krizi'nin hatalarının tekrarlanmaması için 2010 yılında yürürlüğe konan Dodd-Frank Wall Street Reform ve Tüketici Koruma Yasası'ndan sonra bankalar uyumluluk departmanlarını genişletirken, riskli yatırımları daraltmıştı.
Dodd-Frank'ten altı yıl sonra "Wall Street'i düzene koymak" yeniden kamuoyunun gündeminde. ABD Başkanlık Seçimleri için Demokrat Parti'den aday Hillary Clinton, Wall Street'le sıkı ilişkileri nedeniyle eleştirilirken, Cumhuriyetçi Parti Adayı Donald Trum, bankaların kredi vermesini ve ülkenin büyümesini engellediği gerekçesiyle Dodd-Frank'in tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyor.
Daha önce Clinton'ı desteklediğini açıklayan, ABD'nin en kıymetli yatırım bankalarından Goldman Sachs'ın tepesindeki isim Lloyd Blankfein, CNN'e verdiği röportajda sektörün endişeli bir hâl aldığını söyledi.
Bankalar "kötü şeyler" yaptığında "hata" ve "kötü niyet" arasındaki farkın ön plana çıktığını söyleyen Blankfein şöyle konuştu:
"İnsanların diğer insanları 'kötü niyetli' olarak nitelemesinin tek nedeni para kaybetmiş olmaları. Ancak cezalandırmak için gerçekten kriminal bir niyetlerinin olduğundan emin olmak gerek. Yasa böyle söylemese de 'aptallık' suç değildir."
"Çalışanlarım bir yanlış yapacaklar ve bunu üzerime atacaklar diye korkuyla yaşıyorum" diyen Goldman Sachs CEO'su, bunun nedeninin kötü yönetici olmasından değil, "kötü niyetli davranacak" diye yaftalanmaktan kaynaklı olduğunu söylüyor.
Blankfein, "Bu hatalardan ölümüne korkuyorum ve dünya da benim ölümüne korkmamı istiyor" diye konuşuyor.
