ABD Adalet Bakanlığı'nın 2008 yılındaki mortgage krizinde müşterilerine hatalı krediler sattığı gerekçesiyle Deutsche Bank’ın 14 milyar dolar tazminat ödemesini talep etmesinin ardından, bankayla çalışan 10 hedge fonu Alman finans devini bırakarak diğer bankalara yöneldi.
Almanya'nın en büyük bankası, kayıplarını kapatmak için bazı çalışanlarını işten çıkarırken, kârlı olmayan müşterileriyle de çalışmayı bıraktı. Bu krizden sağ çıkıp çıkmayacağı merak konusu olan Deutsche Bank’ın kaderi ise 10 ismin elinde
Bakanlığın üçüncü adamı olarak bilinen Bill Baer, daha önceki görevinde birleşme ve satın alma davalarına bakıyordu. Baer, 2015'te döviz piyasalarına fesat karıştırmak gerekçesiyle bir grup para otoritesine 6 milyar dolarlık ceza kesti.
Mortgage kredileri hakkındaki görüşmelerin yavaş ilerlediğini söyleyen Baer, Deutsche Bank'ın ismini vermeden "Süre uzadıkça kurumların üzerindeki belirsizlik bulutu büyüyor. Kurumlar daha önce uzlaşmaya varsalardı daha az ödeyebilirlerdi" ifadelerini kullanmıştı.
Bankasının sermaye sorunu çözmek için işten çıkarmalar, varlık satımı ve temmettü ödemelerinin askıya alınması yollarını izleyen John Cryan, bir yandan da piyasalardaki dalgalanmaya, sert regülasyonlara ve düşük faizlere göğüs germek zorunda.
Deutsche Bank’ın, ABD Adalet Bakanlığı'nın kararından sonra 14 milyar dolarlık cezayı ödemeyeceğini açıklamasının ardından Bild Gazetesi'ne konuşan Cryan, Başbakan Angela Merkel’in desteğini isteyip istemediğinin sorulması üzerine,“Başbakandan desteğini hiçbir zaman istemedim. Böyle bir şey söz konusu olmayacak" ifadesini kullanmıştı.
Sektördeki güçlü bağları ile bilinen Achleitner, önceki yöneticilerin New York'tan Londra'ya kadar onlarca savcıyı bankaya çeken görevi kötüye kullanma söylentilerini engelleyememesi nedeniyle John Cryan'ı CEO olarak seçmişti.
Ancak Achleitner'ın yıldızı, yatırımcıların düşen hisse fiyatlarıyla giderek sabırsız hâle gelmesiyle sönmeye başladı.
John Cryan'ın Deutsche Bank'ın devlet desteği alacağı ile ilgili dedikoduları yalanlasa da muhtemel bir para yardımının son karar vericisi Alman lider Angela Merkel. Ülkesini 2008-2009 krizinden çıkarabilen Merkel, "banka kurtarmalarında" tecrübeli bir isim.
Almanya Başbakanı, bankacılık devinin yaşadığı krizle ilgili olarak yalnızca "Umarım daha iyi olacaklar" yorumunu yapmıştı.
Merkel'in finans amirali Schaeuble, Deutsche Bank'a yönelik muhtemel bir kurtarma planının yöneticisi olacak. Şubat ayında bankayla ilgili hiçbir endişesi olmadığını söyleyen Schaeuble, son günlerde ise yorum yapmaktan kaçınıyor.
Avrupa sınırları içerisindeki bir bankanın sermaye desteği alması ya da beyaz bayrağı çekmesi durumunda Mario Draghi de konuya dâhil olacak. Bankanın denetim kurulu ve yönetim konseyi, bankanın akıbetinin euroya ve Avrupa ekonomisine etkisini takip edecek.
Draghi, daha önce yaptığı bir açıklamada, Deutsche Bank’ın problemlerinin temelinde yatan düşük faiz oranlarının sistematik bir risk oluşturmadığını söylemişti.
Deutsche Bank'ın hareketlerini ve bütçe dengesini tetkik etmekle sorumlu Nouy, Banka'nın 2017'deki sermaye ihtiyacıyla ilgili son söz sahibi. Ayrıca, Deutsche Bank’ın iflası durumunda ilk açıklamayı yapacak kişi de yine Nouy.
Büyük banka başarısızlıklarının olumsuz etkisini azaltmak için Aralık 2014'te Belçika'nın başkenti Brüksel'de kurulan Ortak Çözüm Kurulu, Banka'nın muhtemel tasfiyesi veya ayrışmasını yönetmekle yükümlü olacak.
Bafin ve Almanya Merkez Bankası'nın temsilcilerini bünyesinde bulunduran Avrupa Merkez Bankası'nın Denetim Kurulu'nda yalnızca Hufeld'in oy yetkisi var.
Deutsche Bank’ın yorum yapmayan Hufeld, düşük faiz oranlarının banka kârlarını mahvettiğini ve bu kurumların ayakta kalabilmek için masraflarını kıstıklarını söylemişti.
Danimarka'nın eski Maliye Bakanı Vestager, Deutsche Bank’a muhtemel bir devlet desteğinin Avrupa Birliği standartlarıyla ihtilâfa düşüp düşmeyeceğini gözlemleyen kişi olacak.