BIST 100 9.142,40 % 0,69
USD/TRY 32,3847 % 0,12
EUR/TRY 35,0241 % 0,02
Piyasalar
9.142,40
% 0,69
32,3847
% 0,12
35,0241
% 0,02
1,0790
% 0,02
47,74
0,09
2.229,87
% 1,60
87,00
% 1,86
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Başbakan Yıldırım: Firmalar için ölçü 17 Aralık 2013

Başbakan Binali Yıldırım, Bloomberg HT, Habertürk ve Show TV'nin ortak programında önemli değerlendirmelerde bulundu

Başbakan'dan Bloomberg HT, Habertürk ve Show TV'ye ortak açıklamalar
24 08 2016, 21:17

Başbakan Binali Yıldırım, Bloomberg HT, Habertürk, Show TV ortak yayında Cüneyt Başaran ve Alican Türkoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Yıldırım'ın ifadelerinden öne çıkan satırbaşları şunlar oldu:

Güney şehirlerimize roketler atılıyor, vatandaşlarımız mallarını ve canlarını kaybetti. Biz de buna top atışlarıyla karşılık veriyoruz ancak tehdit o kadar büyüdü ki kendi topraklarımızdan bu tehdidi bertaraf etmek zorlaştı. Böylece bu operasyonun kararına vardık.

Münbiç bölgesi, SAK marifetiyle DEAŞ'tan temizlendi. Bu kuvvetler Cerablus'a geldi ve arkalarından PYD/YPG'nin de gelmesiyle sınırlarımızda ciddi tehlikeler oluşturdu. Operasyonun zamanlaması tamamen oradaki durumun kritik hale gelmesiyle igilidir. ABD başkan yardımcısı ya da Barzani'nin gelişiyle ilişkilendirmek aşırı bir yorum olur.

- ABD bize PYD/YPG'nin Fırat'ın batısına geçmeyeceği sözünü vermişti

ABD ile esas itibariyle bu konuyla ilgili görüştük. Cerablus'un geri alınması konusunda ABD etkin bir rol oynadı. ABD bize; PYD/YPG unsurları Fırat'ın batısına geçmeyeceği sözünü vermişti. Bunlar da geçince, burada artık bu adımları atmaktan başka çare kalmadı ve bugünkü görüşmemizde de bu konular konuşuldu.

Bu grup Suriye sınırımızı tamamen kapatmak istiyor, bunu müttefiklerimize söyledik ve bu operasyon da bunu engellemeye yönelikti.

Rejim muhalifleri buraya yerleştiler ve biz de onlara destek veriyoruz. Suriye'de terör örgütü var, rejim var, muhalifler var ve ayrıca ABD ve ona bağlı koalisyon güçleri var. Rusya sisteme dahil oldu. İran işin içinde. Dolayısıyla ana mantıkta DEAŞ'la mücadele etmek, diüer terör gruplarıyla mücadele etmek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmandan tüm etnik gruplarının birlikte yaşayacağı bir Suriye inşaa etmek gibi bir hedef var biz de bu konuda üstümüze düşüne yapıyoru. İran, ABD, Rusya ile bu konularda görüşmelerimiz var.

- Türkiye için olmazsa olmaz Suriye'nin toprak bütünlüğüdür

Türkiye açısından olmazsa olmaz, Suriye'nin toprak bütünlüğüdür. PYD devleti kurulması kabul edilemez. Onların bizim için PKK'dan farkı yok. Alan gelişme çabaları kabul edilemez. Her etnik grup bir devlet kurarsa Suriye şu ankinden beter olur ve bedelini de biz ödüyor oluruz. Ülkelerinin dışında yaşamak zorunda kalan insanların geri dönmelerini istiyoruz.

Bizim hassasiyetimiz bu toprakların oldu bittiye getirilerek PYD unsurları tarafından işgal edilmemesi. Cerablus da dahil bütün alanın PYD'den temizlenmesi lazım ve nehrin doğusuna geçmeleri lazım.

ABD'yle anlaşmamız Münbiç'te bulunan PYD unsurlarının nehrin doğusuna geçmeleri yönünde. Bizim operasyonlarımız bu gerçekleşene kadar devam edecek. Bu alanlar herhangi bir terör grubunun elinde olmamalı.

- Terör örgütleri çocuklarımızı hedefliyor

DEAŞ olsun PKK olsun bir takım terör eylemleri yapma kararları olduğunu kaynaklar belirtiyor ve biz de dört bir köşede tedbirlerimizi alıyoruz. 300 tane olayı olmadan engelliyorsunuz bir tanesi kaçıyor ama o bir tanesi canımızı yakıyor. Maalesef bu terör örgütlerinin hiçbirinin kutsalı yok, ölçüsü yok. Bunlar arka planda birbirleriyle görüşüyor. Bu örgütler yavrularımız üzerine çalışıyorlar. 15 yaşın altındaki çocukları cezbedici haberler yapıp ya dağa çıkmalarını sağlıyorlar, ya da DEAŞ gibi katil, kutsalı olmayan barbar bir örgüte katılmalarını sağlıyorlar. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, onlara sahip çıkmalıyız. Yoksa bir gün büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz.

Suriye'de 6 seneye yaklaştık ve durum daha iyi olacağına daha kötü oldu. 500 binin üzerinde masum insan anlamsız bir savaş için öldü. Kendi vatandaşlarını öldürdüler. Suriyeli'nin alınan silahın kendi üzerine döneceğini düşünmediği gibi Türkiye'de biz de aynı durumu yaşadık. Hainler silahlarını vatandaşın üzerine çevirmekten geri durmadı.

- Süper güçler rekabet için çözüme yanaşmıyor

Bütün ülkeler konunun içinde, ancak elbirliğiyle işi çözelim denildiği zaman herkes geri çekiliyor. Süper güçler bölgede rekabet ediyor ama bedeli evinden barkından edilen sivil insanlar ve Türkiye ödüyor. Türkiye 3 milyondan fazla insanı bağrına bastı ev sahipliği yapıyor. Bedel ödemeyen ülkeler bunun ağırlığını anlayamazlar. O yüzden biz diyoruz ki gelin bu akan kanı durduralım ve Suriye'yi istikrara kavuşturalım.

- İstesek de istemesek de Esad çözümün bir tarafı

DEAŞ'ı hallettik ne olacak? Bu sefer PYD/YPG çıkacak. Burada irade koymalıyız. Etnik temele dayalı yönetim kurulmamalı. Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanmalı. Tüm gruplar bu yeni kurulacak hükümette hakkettiği şekilde temsil edilmeli. Bu çerçevede sonuç almak mümkün. Esad rejim taraftarı olarak o da savaşın içinde ve muhaliflerle savaşıyor. Rusya Esad ile birlikte hareket ediyor. Çözüm için Esad'ın sistemde geleceğini görmüyoruz ama başlangıçta istesek de istemesek de Esad taraflardan bir tanesi. Çözüm istiyorsak rejimi yok sayamayız. Bütün Suriye paydaşları çözüm üretmeli.

Esad'a destek verenler var ve bir de muhaliflere destek verenler var. Bu bir kör dövüşe döndü. Buna devam etmenin insanlar üzerinde büyük bir bedeli var. Bu artık bölgesel ve küresel bir soruna dönüşüyor. Bütün tarafların biraraya gelerek çözüme kavuşulması yönünde gayret veriyoruz.

ABD'nin bize açık bir sözü var, burada Fırat'ın batısında PYD/YPG unsurları olmayacak ve nehrin doğusuna çekilecek. Rejim muhalifleri o bölgeye yerleşmiş olacak.

- Gülen'in iadesini 15 Temmuz öncesi talep ettik

ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesine göre bir anlaşma var. ABD'nin istediği bir suçlu var ise biz vereceğiz, bizim istediğimiz biri varsa ABD verecek. Bu yargı kararıyla çalışıyor. Bu olayda da konu FETÖ elebaşı. Biz bunu talep ediyoruz. Bunu 15 Temmuz'dan önce talep etmiştik. Fakat o akdar çok belge var ki, işin içinden çıkamadılar ve 22 Ağustos itibariyle yardım almak için bir heyet geldi. Makamlarımızla görüştüler ve gereken yardımları aldılar. Süreci hızlandırmak için bunu yaptık. Bu gelişlerinde 15 Temmuz olayı da işin içine dahil oldu. Darbeyle birlikte çıkan belgeler Gülen'in işin arkasında olduığunu kanıtladı. ABD'ye düşen aramızda büyük bir sorun olan elebaşını Türkiye'ye vermektir. Biz bu konuda geri adım atmayacağız.

- ABD'ye gereken mesajı verdik

"ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in "Türkiye'nin en iyi dostu biziz" açıklamalarının arka planı var. Görüşmelerde aramızda geçen diyaloglar var. Onları anlatmıyım. Gereken mesajı verdiğimizi anlayabilirsiniz. FETÖ yüzünden ne kadar büyük sıkıntı içinde olduklarını gösteriyor. Ülkelerinde olmasından memnun değiller. Türkiye'nin dostluğunun bu örgüt başından daha değerli olduğunu biliyorlar."- AB ülkelerinin darbe sonrası pusulaları şaştı."

ABD ve Türkiye ilişkileri çok köklüdür. 1950'den sonra Türkiye ile ilişkiler hep gelişerek devam etmiş, askeri ekonomik alanda birçok yerde beraberliğe dönüşmüştür. ABD, AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'nin AB üyesi olması için büyük destek verdi. AB'deki bazı ülkeler maalesef bu darbe girişiminde pusulalarını şaşırdı. Sonunda gerçeği gördüleri. Geçen hafta 5 AB ülkesinden bakan geldi, keza bu hafta da öyle. AB parlamentosu temsilcilerini kabul etti. Nasıl anlaşıldı belki onun üzerinde durmak lazım. Darbenin sonuçları daha iyi görülmeye başlayınca burada ciddi bir durum olduğunu gördüler.

Darbe sonrası kutuplaşma olacağı yönünde bir durum olmadı. Bütün partiler milletten hükümetten yana olduğunu söyledi. Bunun millete yapılmış bir darbe olduğunu söyledi. Defalarca görüştük ve nihayet 3 büyük parti Yenikapı'da biraraya geldi. Teröre en kuvvetli şekilde karşı koyduğunu tüm dünyaya gösterdi. Böylece batı da yanlışını gördü ve bizimle ilişkilerini yeniden geliştirme sürecine döndüler.

- Mısırla ilişkilerin normalleşmesi lazım

"İran'da her konuda, gerek terörle mücadele, gerek Suriye'deki sorunların çözülmesi, gerek ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularında önemli kararlar alacağız. Mısır halkıyla, Türk halkı kardeştir. İnanç, kültür, bölge yoluyla ortak değerlerimiz var. Dolayısıyla Mısır'la ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. Böyle devam edemez. Mısır için de bizim için de böyle devam edemez. Siyasi bakımdan sıkıntımız var. Darbe olunca bütün dünya adeta darbeyi alkışladığı zaman, bu bir darbedir, seçilmiş hükümetin alaşağı edilmesidir diye tek başına duran Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu durum ilişkileri geliştirmeye mani değildir. Özellikle ekonomik, kültürel ilişkiler başlayıp işin Mısır'da da normalleşmesi lazım. Bu normalleşmenin herkerse faydası var."

- Türkiye'siz Nato düşünülemez

"NATO ile ilişkiler daha iyi. Gittikçe iyiye gidiyor. NATO'nun biz hemen hemen en eski üyelerinden biriyiz. NATO kurulduktan kısa süre dahil olduk. Dolayısıyla Türkiye'siz NATO düşünülemez. NATO, Türkiye ile ancak güçlü hale gelebilir. Dünyanın üçüncü güçlü silahlı gücü olan Türkiye, NATO için teminattır. O bakımdan ilişkileri bozacak bir neden de yok. Darbeye NATO'nun olur vermesini mi bekleyeceğiz? Böyle bir şey düşünülebilir mi? NATO'nun görevi üye ülkelerin güvenliğini korumak, demokratik rejime karşı kalkışma olduğunda gerekli duruşu göstermek"

- Esendere kapılarını tekrar açacağız

"Barzani ile ilişkilerimiz gelişti. PKK konusunda bizimle aynı endişeleri duyuyor. PYD ile birleşerek alan genişletmesi, Kuzey Irak'ın sorunlarından biri. Ekonomik sıkıntı yaşıyorlar. Bu ilişkileri daha da güçlendirmek, enerji başta olmak üzere, Habur'un doğusunda Esendere kapılarını da tekrar açacağız. Orada yaşayan vatandaşlarımızı rahatlatacağız. Kapı olmayınca kaçak yollardan giriş yapılıyor. Teröristle sivili ayırt etmek zor oluyor. Bölgedeki vatandaşın sıkıntılarını çözeceğiz."

- Yıkılan evler yeniden yapılacak

"PKK şehirleri işgal etmeye kalktı. İnsanların evlerini başlarına yıktılar. İnsanları tercihe zorladılar. Ya bizden yana olcaksın, ya TC'den yana olacaksın dediler. Bölgedeki insanlar da sizden yana olmuyoruz diyerek bölgeyi terk ettiler. Biz ne ihtiyaçları varsa halledeceğiz. Yıkılıan evler yeniden yapılacak. Gençlere her türlü iş, eğitim imkanı sağlanacak. Terör örgütüne pabuç bırakmadılar, bayrağa sahip çıktılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesine karşı çıktılar. Şükran duyuyoruz. Bütün 79 milyona şükran duyuyoruz. 15 Temmuz'da destan yazdı bu millet. Sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne'de değil, Hakkari'de de, Iğdır'da, Diyarbakır'da herkes ülkesine sahip çıktı"

- Kaçtıkları yere kadar kovalayacağız

"Terör bizim en büyük baş ağrımız. 40 yılı aşan süredir terörle mücadele ediyoruz. Zaman zaman azalıyor ama hep gündemimizde. terör örgütünün çukur siyasetiyle vatandaş gerçek niyetini gördü. Bölgede yaşayan vatandaşlarla el birliği yaparak Türkiye'nin gündeminden çıkarmamız lazım. İşgal ettikleri yerleri geri aldık. Kırsalda mücadeleyi sıklaştırdık. Kaçtıkları yere kadar kovalayacağız. Bu mücadele etkin bir şekilde yapıldığı için yavaş yavaş ses getirecek şehirlerdeki eylemleri planlıyorlar. Elazığ bir ilk evet. Gaziantep'te daha önce de olmuştu ama Elazığ'da ilk kez oldu. Orada da böyle bir aracın fark edilmesine rağmen patlama oldu. Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da polis içerisindeki FETÖ'cüleri temizlemekle meşgulüz. Şundan emin olamayız, burada da hainlik yapanlar maalesef olayların önlenmesinden ziyade kayıtsız kalanlar olabilir. Onları da gözden ırak tutmuyoruz. İki mücadeleyi birden yapıyoruz."

- Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları bize bir hedef koydu

"Mutlaka milletimizi bu beladan kurtaracağız. Biraz canımız yanacak. Ama bu ülkenin istiklalinin bedeli var. Bu ülkeyi bize bırakan Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları bize bir de hedef koydular. Muasır medeniyletler seviyesine çıkmak. Türkiye son 15 yılda yaptıklarıyla bunun gayreti içerisinde. Bu hedefleri yavaşlatmak için bazı üst akılların, dış güçlerin de desteği ile terör örgütleri hızımızı kesmeye çalışıyor. DAEŞ'le de, PKK'yla da, DHKP-C ile de aynı şekilde mücadele edeceğiz"

- Terör örgütü ile çözüm olmaz

"Çözüm süreci diye bir şey yok. Çözüm milletle. Terör örgütü ile çözüm olmaz. Katiyyyen. Askeri şehit eden, polisi şehit eden canilerle neyi çözeceğiz? Kiminle çözeceksiniz? Terör örgütünün baskısından kurtulamayan parti ile mi çözeceksiniz? Onlar da bölgeyi temsil etmiyor. Onlara oy veren vatandaşların büyük bir hayal kırıklığı var. Biz ülkemizi, sınırlarımızı korumak için Cerablus'a operasyon başlattık. Herkes, ABD'si, MHP bu işi destekliyoruz diyor. HDP ne diyor? HDP, 'bu bir işgaldir' diyor. Ne işgali kardeşim? Bırakalım Türkiye'yi mi işgal etsinler? HDP safını belirlemiş gözüküyor. Terör örgütlerinin yanında duruyor. Varsın tercih etsin. Millet bize yeter."

-Yenikapı ruhu diye bir süreç başladı

"Bizim gücümüzü, Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine, milletimizin birbiriyle kucaklaşmasına ayırmamız lazım. Ana konular başta olmak üzere ülke menfaatini ilgilendiren her alanda biz iktidar partisi olarak muhalefetle iş birliğini sürdürmeye kararlıyız. Bunun Türkiye'nin geleceği olduğunu biliyoruz. Vatandaşlar da memnunlar. Darbe konusunda kafaları karışanlar, bir şey gördüler. Bu darbe Recep Tayyip Erdoğan biraz daha konumunu güçlendirmek istediğindne tezgahladı diyenler oldu. bunu da ona söyleten FETÖ'nün başı. Bunu ciddiye alıp telaffuz edenler oldu. Ama ne oldu? Milleti gördüler. Millet kenetlendi O gün meydanlarda MHP'lisi de vardı, CHP'lisi de vardı, başka partiler de vardı. Herkes bir oldu. Siyasi ayrışmayı, çatışmayı kenara bıraktık. Bu Yenikapı'ya kadar taşındı. Yenikapı ruhu diye yeni bir süreç başladı. Bu süreç birlik, beraberlik, ülkeye ve bayrağıa sahip çıkma, ülke düşmanlarına karşı tavır alma. Bu operasyonu yapıyorsa birlik ve beraberlik sayesinde yapıyoruz. MHP destekliyorum diyor. Bir de not veriyor. Bu operasyonlar iyi güzel de DAEŞ'e yoğunlaşırken PKK'yı ihmal etmeyin. Bunun için teşekkür ediyoruz. CHP aslında destekliyor."

- Böyle bir Türkiye'yi hepimiz arzu ediyoruz

"Gençlerimize daha güzel bir ülke bırakmamız lazım. Bugün biz sorumluluk mevkiisindeyiz, yarın başkası olacak. Onlara bırakacağımız Türkiye daha iyi bir ülke olması lazım. Terörü konuşmayan, kişi başı milli gelirini üst gelir seviyesine taşımış olacak, işsizliği azaltmış olacak, bölge ülkeler üzerindeki itibarı artmış olacak, AB'ye girmiş olacak. Böyle bir Türkiye hepimizin arzu ettiği Türkiye değil mi?"

- Doğu ve Güneydoğu'da yeni bir yapılanma süreci başlattık

"Güneydoğu'da kırsal operasyonlar devam ederken Bakanlar Kurulu'nda bir karar aldık. Doğu ve Güneydoğu'da yeniden yapılanma sürecini başlattık. Ciddi anlamda destekler ve yatırımlar yapılacak. Önümüzdeki bir iki hafta içinde yatırımların temeli atılacak. Bölgede uygulanacak yeni iş sahaları oluşturmaya yönelik çalışmalar olacak. 3 ve 5 yıllık programlar hazırladık. Ayrıca bir de sosyal yönü var bu işin. Sosyal yönüyle ilgili çalışmalarımız da şu an da bütün hızıyla devam ediyor. 20'den fazla il faydalanacak. Amacımız bölgedeki bazı illerin etrafında diğer illerin kümelenmesi ve cazibe merkezi haline gelmesi"

 - Kılcal damarlara kadar girmişler

"Bugünden yarına çözülecek bir konu olmadığını bilmesi lazım. Örgüt kapalı kutu. Saydam değil. Bir takım teknolojik altyapı kurmuşlar. Hiç tahmin etmediğiniz akla hayale gelmeyen yöntemler kullanıyorlar. Suçluyu suçsuzu birbirinden ayırmak için çok titiz bir çalışma gerekiyor. Bu sadece memur tarafında değil, yargıda da aynı şey var, orduda da, poliste de, bakanlıklarda, yerel yönetimlerde hatta iş aleminde. Bütün alanları, üniversiteler de buna dahil sızmışlar. Kılcal damarlara kadar girmişler. Bunları titiz bir çalışmayla ayıklayacağız. Zor ve zahmetli bir iş. Yanlış yapma lüksümüz yok. İnsanların mağdur edilme lüksümüz yok. Zaman alıyor ama üstesinden geleceğiz"

OHAL'i vatandaşa ilan etmedik, kendimize ilan ettik. Vatandaş işine gücüne baksın. Ekonomi canlanmaya devam etsin. Fransa'dan örnek vereyim. Bir terör olayı oldu OHAL ilan ettiler, 3 kere uzattılar. En son 6 ay daha uzattılar. Bizim ülkemizi yok etmeye çalıştılar. Dolayısıyla aradan geçmiş 1 ay, OHAL uzayacak mı, uzamayacak mı. Dur bakalım. Şu 3 ayı değerlendirelim. OHAL'de ne yapıyoruz? Vatandaşın işine mi müdahale ediyoruz? Her şey eskisi gibi. İlk günden itibaren. Bu FETÖ ve bölücü terör örgütünün Türkiye'nin başına bela olmaması için yapılması gerekenler var. Bu ve buna benzer düzenlemeler var. Bu düzenlemeler de öyle biz yaptık oldu mantığı ile yapılmıyor. Bunlar aynı zamanda çıkar çıkmaz meclise gönderiliyor. Meclis bunları görüşecek, hatta başladı ara verdi. Ekim'de devam edecek. Hepsi meclis onayından geçecek. Yapılan iş, sadece zamanı etkin kullanmak. Onun dışında normal parlamento çalışmalarındna farklı bir şey bahsetmiyoruz.

- İstihbarat yapısını gözden geçiriyoruz

"İstihbaratta bazı sıkıntılar yaşadığımız sır değil. Biliniyor. Türkiye gelişti, teknoloji gelişti. Adam adama istihbarat yeterli olmuyor. Birçok istihbarat şekilleri var. Bu ihtiyaçları göz önünde bulundurarak istihbarat yapısını gözden geçiriyoruz. MİT dış istihbarata bakacak, ancak bu iç dış istihbaratın da birbirleri arasında geçişleri olacak. Silahlı kuvvetlerde geçmişte yaşananlar tekrarlanmasın diye personel istihbaratını öngören birimler olacak. Bu yapı, Başbakan'a, koordinasyon amacıyla da Cumhurbaşkanımıza bağlı hale gelecek. Önümüzdeki günlerde bunu da sonuçlandırmış olacağız"

- Firmalar için ölçü 17 Aralık 2013

"Ölçü belli. Terör örgütünün tamamen iç içe girmiş, gırtlağına kadar batmış firmalar var. Bunları biliniyor. Bir kısmına el kondu, kayyum atandı. Bunlarla ilgili gereken yapılıyor. Ancak hiçbir şekilde terör örgütü ile bilerek, isteyerek ilişkiye girmemiş, fakat yöneticileri arasında terör örgütü mensubu var, ya da ortaklarından bazıları mensubu. Biz bu firmaları öldüremeyiz. Bunları kurtarmamız lazım. Ölçü 17 Aralık 2013'ten bu tarafa, eğer firmalar ne kadar FETÖ ile iç içe girmiş ise bunlara hadi sen masumsun diyemeyiz. Ama bu firmalarla alışveriş yapmak zorunda kalmış, onlara da siz suçlusunuz diyemeyiz. Bu şuna benziyor. Bizim partimize kapatılma davası açılınca Cumhurbaşkanımız bu haksızlık dedi. Eğer bu partinin kapatılmasına neden olanlar varsa onları cezalandırın, partinin ne suçu var dedi. Bu firmaların da ne suçu var. FETÖ'ye dahil olmuş insanlar varsa biz onları temizleyeceğiz. Diyelim ki Milli Eğitim'de FETÖ'cüler var, Milli Eğitim'i mi kapatacağız? Öyle bir mantık olur mu?"

- Varlık Fonu Başbakanlık'a bağlı olacak

"Türkiye, büyüyen bir ülke. Sürekli büyüyen bir ülke. Neye rağmen büyüyor? Küresel krize rağmen. Türkiye dinamik bir ülke. Yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Bu fon devreye girince, büyük projelere kaynak sorunu ortadan kalkacak. Projelerin gecikmesi önlenecek. 10 bin km hızlı tren hattı var. Bunlar para. Genel bütçeden kaynak aktarılamıyor. Başka varlıklar var. Bunları fonda değerlendireceğiz. Vatandaş tasarruf etmek için de bu fona para aktarabilecek. Bireysel emeklilikten gelen kaynaklar bu fonda olacak. Fon Başbakan'a  bağlı bir fon. Başka ülkelere bakarak kurduk. Burası devlet dairesi gibi yönetilirse sonunda hayal kırıklığı. Onun için burası çok profesyonelce, uzmanlarca yönetilmesi gereken bir yer. Devlet kurumlarının kısıtlamalarının burada olmaması lazım. Olursa yürümez. Geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. Hiç kontrol yok diye bir şey yok. Uluslararası denetim firmalarının kontrolüne açık. Her yıl meclise bilgi verilecek."

Yukarı

Business HT×