BIST 100 9.064,55 % 2,93
USD/TRY 32,3165 % 0,08
EUR/TRY 35,1224 % 0,15
Piyasalar
9.065,19
% 2,93
32,3159
% 0,07
35,1235
% 0,15
1,0811
% -0,16
47,68
-0,25
2.205,27
% 0,48
87,34
% 1,45
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Hangisinin ekonomi silahı kazanacak? Trump mı Clinton mı?

ABD Başkanlık Seçimleri'ne  üç ay kala ekonomik vaatler konusunda Obama yönetiminin devamı Clinton politikalarının mı yoksa Trump'ın populist yaklaşımlarının mı galip geleceği merak konusu

Hangisinin ekonomi silahı kazanacak? Trump mı Clinton mı?
BUSINESSHT 11 08 2016, 16:51

8 Kasım 2016'da gerçekleşecek ABD Başkanlık Seçimleri öncesi Demokrat Parti Adayı, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi Parti Adayı, emlak milyarderi Donald Trump, kararsız seçmenleri kendi taraflarına çekebilecek en önemli kozlarını oynamaya devam ediyor: Ekonomi politikaları.

Hillary Clinton'ın ekonomi politikaları genel olarak Obama yönetiminin devamı niteliğini taşırken, Donald Trump'ın söylemleri ise daha popülist ve çelişkili.

1. VERGİ

ABD'de hemen her başkanlık seçiminde, adaylar arasındaki farkın öncelikle vergi politikalarıyla ilgili görüşlerde çıkması artık sürpriz değil. Aynı gelenek, Clinton-Trump rekabetinde de değişmedi. Clinton'ın politikaları orta sınıf yararına şekillenirken, Trump, genel vergi indirimi öneriyor.

TRUMP: Ünlü işadamının politikaları, vergi dilimleri ve vergi indirimleri başlıkları altında toplanıyor. Vergi dilimlerini yediden üçe indirmek isteyen Trump, ticari vergileri yüzde 15 oranında azaltmak isterken, emlak vergilerini ise tamamen kaldırmayı planlıyor. Düşük vergiler yatırım teşvik aracı olsa da Trump'ın potansiyel gelir kaybıyla ilgili net bir açıklaması yok.

8 Ağustos'ta katıldığı Detroit Ekonomi Kulübü'nde konuşan Trump, zenginlerin kendilerine düşen "adil" payı ödeyeceklerini söyleyerek "Ancak kimse rekabet gücünü düşürecek kadar çok ödeme yapmayacak" ifadelerini kullanmıştı.

CLINTON: Orta sınıf odaklı Clinton politikaları, mevcut vergi sisteminde çok büyük değişikliğe gitmezken vergi kesilen varlıklı kesim aralığını artırarak vergi dilimlerini yediden sekize çıkarıyor. Buna göre yeni vergi diliminde yıllık 5 milyon dolardan fazla kazananlar yüzde 43,6 oranında vergi verecekler.

Beyaz Saray'a "Başkan" olarak dönmek isteyen eski "First Lady", vergilerden elde ettiği gelirleri, düşük ve orta gelirli ailelerden gelen öğrenciler için ücretsiz üniversite eğitimine harcamayı planlıyor.  

Vergi Politikası Merkezi'ne göre Trump'ın vergi planı gelecek 10 yılda devlet gelirlerinden 9,5 trilyon dolar keserken, Clinton'ın planlarının kesintisi 1,1 trilyon dolar olacak.

Her iki aday da sağlık sigortalarına yapılan harcamaların geleceği ile ilgili net bir vaatte bulunmadı.

2. ULUSLARARASI TİCARET

TRUMP: Ticarette ABD'nin hegemonyayı elinde tutması gerektiğini söyleyerek, istihdam kaybına yol açtığı gerekçesiyle Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA), Amerika için bir felaket olduğunu öne sürdüğü Trans Pasifik Ortaklığı'nı (TPP) feshedeceğini her fırsatta söylüyor. Trump ayrıca, Avrupa Birliği ile sürdürülen Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTİP) ile ilgili görüşmelere de son verdireceğini açıkladı.

Trump'ın böyle bir hamlesi en fazla, en fazla ithalatın yapıldığı Almanya'yı etkileyecek. Zira, 2015 yılında Alman şirketlerinin ABD'ye yaptığı ihracat 125 milyarı buldu.

Ticari anlaşmaları ortadan kaldırmayı hedefleyen Trump, gümrük duvarlarını da yükseltmek istiyor. Çin'i "para birimi manipülatörü" ilân eden ünlü milyarder, Çin mallarına yüzde 45 gümrük vergisi uygulanması gerektiğini savunuyor. Meksika mallarına yüzde 35 gümrük vergisi de planlar arasında. Bu, Meksika'dan gelen 100 dolarlık bir televizyonun 135 dolar olması demek.

Meksika sınırına duvar örmek ve ABD'deki 11 milyon kaçak göçmeni sınır dışı etmek de Trump'ın iddialı vaatleri arasında.

CLINTON: Hillary Clinton ise Trump'ın ABD sınırını geçen mallara uygulayacağı bu vergilerin bir gümrük savaşına yol açacağını söylüyor. Örneğin, Meksika'yla gümrük uygulamasının değişmesi, Amerikalı tüketicilerin ABD mallarına daha fazla yöneleceği anlamına gelse de Meksika'nın da benzer yöntemi ABD'ye uygulaması kaçınılmaz. Bu durum, 2015'te 267,2 milyar dolarlık Amerikan malı alan Meksika ile ABD arasında ekonomik bağı zayıflatabilir.

Ticari anlaşmalar konusunda ise Clinton, seçim kampanyasının başından bu yana bir ileri bir geri hareket ediyor. Daha önceleri TPP'yi destekleyen Clinton, bunun yine de ABD için en iyi anlaşma olduğunu düşünmüyor.

Daha çok ülke içindeki üretimi artırmaya odaklanan Clinton, ithalatı kısıtlamak yerine ABD'de şirtket kuran firmalara vergi teşviki vadediyor.

3. İŞSİZLİK

Her iki aday da yıl başından bu yana yüzde 4,9 oranında olan işsizliği düşürmekte kararlı. Ancak yöntemleri yine farklı.

TRUMP: Donald Trump'ın istihdam planı,  farklı sektörleri daha fazla insanı işe almak konusunda teşvik etmek üzerine kurulu. Trump'a göre altyapı yatırımları, ticari açığın azaltılmak, vergilerin düşürülmesi ve regülasyonların kaldırılması şirketleri daha fazla istihdam sağlamaya yöneltecek.

Ülkede sadece üretim sektöründe 2000'den bu yana 5 milyon kişi işsiz kaldı. Bunda teknolojik gelişmelerin insan gücünün yerini almış olmasının büyük payı var.

CLINTON: Obama yönetiminin eski Dışişleri Bakanı Clinton, istihdam sorununa spesifik çözümlerle yaklaşıyor. Clinton, zengin Amerikalılardan keseceği vergi gelirleriyle iş eğitimlerine ağırlık verecek. Diğer projeler ise altyapı masrafları ve yeni enerjiye yapılan yatırımların artırılması.

Clinton ayrıca, kadınların ve azınlıkların iş gücüne katılımını artıracak politikalarla ülkede giderek artan gelir eşitsizliğinin önüne geçilebileceğine inanıyor.

4. ASGARİ ÜCRET

TRUMP: Emlak milyarderi Başkan Adayı'nın asgari ücretle ilgili fikirleri "gün be gün değişebilir" değerlendirmesi çok da yanlış olmasa gerek. Çünkü seçim kampanyasının başından bu yana asgari ücreti bazen yüksek bazen düşük bulan Trump'ın bu konu hakkında sunduğu çözümler de çok sağlam temele dayanmıyor. ,

Kasım ayında katıldığı bir tartışma programında ABD'de ücretlerin çok yüksek olduğundan yakınan Trump, mayısta Amerikan televizyonlarından NBC'ye verdiği mülakatta ise "İnsanlar nasıl saat başına 7,50 dolarla geçiniyor bilmiyorum. Bu açıdan, ücretlerde belirli bir ölçüde artış görmek isterim. Ama bu kararı eyalet yönetimlerine bırakmayı tercih ederim" şeklinde konuşmuştu.

Ağustos 2015'te katıldığı bir programda asgari ücreti olduğu seviyede bırakmak istediğini belirten Trump, "ABD'nin diğer ülkelerle rekabet seviyesini artırarak insanların asgari ücret hakkında endişelenmesini istemiyorum" demişti.

Trump'ın asgari ücrete Nisan 2016'da sunduğu çözüm ise istihdamın artırılmasıyla asgari ücret sıkıntısının azalacağı şeklinde. ABD'li iş adamının konuyla ilgili en güncel fikri ise asgari ücretlerin 7,5 dolardan 10 dolara çıkarılması, ancak her eyaletin bu ücretlerle ilgili kendi politikası olması gerektiği yönünde.

CLINTON: Trump'ın aksine Clinton'ın duruşu ise net: Asgari ücretler saatlik 15 dolara yükseltilmeli. Birçok ekonomist, bu miktarın işten çıkarmaları artıracağını düşünse de Clinton'ın vaatleri şu şekilde:

"Asgari ücreti artırmalıyız, iyi maaşlı istihdam olanakları yaratmalıyız ve sadece zenginler değil, herkes için çalışan bir ekonomi inşa etmeliyiz. Orta sınıfın vergilerini azaltacağım, varlıklı Amerikalıların kendi paylarını adilce ödemesini sağlayacağım, altyapıya ve eğitime yatırım yapacağım."

Yukarı

Business HT×