İflas ertelemeleri ile ilgili suistimaller artıyor. Ekonomi yönetimince ele alınan soruna sanayici ve tüccar da duyarlı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, suistimallere karşı önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
Dalgakıran ve Topçu, önlemlerin darda olup da kurtulma ihtimali bulunan şirketleri mağdur etmemesi temennisinde bulunuyor.
Alacakları ve rehinli malların satışını durduran iflas ertelemelerine başvurular 2015 itibari ile 500'e dayanırken, 2016'nın 3 ayı itibari ile 200'ü buluyor. Şu aralar usulüne uygun olmayan ertelemelerin adedi artıyor. Bu durum alacaklıyı mağdur ettiği gibi durgunluğa neden oluyor. Ekonomi yönetimi, suistimalleri önleme adına ağır müeyyideleri devreye almayı planlıyor. Müeyyidelerin yanında şirketlere tanınan ödeme müddetinin indirilmesi, erteleme için ilgisiz bir mahkemeye başvurunun önlenmesi hedefleniyor.
Ekonomi yönetiminin planları üretici, ihracatçı ve tüccar tarafından olumlu karşılanıyor.
MAİB Başkanı ve İSO Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran, iflas ertelemelerin bir sorun olduğuna işaret ediyor. Dalgakıran, "Bu ertelemelerde ciddi suistimaller var. Suistimaller mutlaka önlenmeli, mutlaka tedbirler alınmalı. Ama bunu yaparken hakikaten ertelemeye gerek duyan, hayatını devam ettirmeyi esas alan şirketler unutulmamalı. Bunlar da mağdur edilmemeli. Suistimal yapanlardan ötürü şirketlerin elinden böyle bir imkânı almamak gerek." uyarılarını yapıyor.
Dalgakıran, erteleme talebinde bulunan şirketlerin tüm yönleri ile tahlil edilmeleri gerektiğine temas ediyor ardından "Önden çek verip taahhüde giriyor ardından iflas erteleme talep ediyor. Bu gibi tavırların suistimal olup olmadığı mutlaka anlaşılmalı. Tabii konuyu hukuki yönleri ile ele almak ve sorunları gidermek de yararlı. " diyor.
İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu ise iflas ertelemeleri ile ilgili şikâyetlerin arttığını anlatıyor. Topçu, ertelemelere art niyetli şirketlerin ve bireylerin de başvurduğunu belirtip "Böyle bir sistemde, böyle art niyetli tavırların artması yeni uygulamalara yönelimi gerekli kılıyor." yorumunu yapıyor.
Topçu, iflas ertelemeler ile ilgili yeni bir metnin ekonomiye faydalı olacağından söz ediyor ve ekliyor: "Bu metin ile hakikaten darda olan firmalar ertelemeden yararlanacak. Hakikaten usulsüzlüklerin arttığı görülüyor. Sistem esasında güç durumda olan firmaları rahatlatmayı hedefliyor. Ama yanlış uygulamalar sorun doğuruyor. Kanım o, yeni metin bunu önleyecek."
"KARŞILIKSIZ ÇEK İLE İLGİLİ MÜEYYİDİLER AĞIRLAŞTIRILMALI"
Karşılıksız çek tutarı 2015 itibari ile 27 milyon lirayı geçerken, 2016 3 ayı itibari ile 6 milyar lirayı aşıyor. Bu konuya da el atılması talep ediliyor. Adnan Dalgakıran, çekin suistimalin arttığı bir alan olduğundan yakınıyor.
Dalgakıran ayrıca şunları kaydediyor:
"Ödenmeyen çeklerde de dikkatli olmak gerekiyor. Suistimal edenler için hapis olması doğal. Bu dolandırıcılığa girer. Bunu yapanlar var. Burada dikkat edilmesi gereken her şeyi kitaba uygun yapan ama darda olanları ayrıştırmaktır. Tabii bu çek verme olayında bankaların da sorumluluğu arttırılmalı. Nihayetinde çek verilen 'sen bu parayı al ve dilediğin gibi yararlan' dediğinizde itibar olmalı. Çek miktarının sınır olmalı, bankaların da daha çok sorumluluk almalı."
Dursun Topçu da çek ile ilgili istismarlardan yakınıyor. Topçu, şu açıklamalarda bulunuyor:
"Ödenmeyen çeklerde yaptırım hafif. Ağır müeyyideler sisteme fayda getirir. Çek kullanım aygıtı olmaktan çıkıyor. Bir şekli ile çek fiktif emisyon para gibi idi, onun daralması durgunluğa neden oluyor. Ben ce burada ödenmeyen çekler ile ilgili müeyyideler ağırlaştırılabilir. Hapis de görüşülebilir. Şu anki sistem iyi değil, dengeyi tahrip etti. Çeklerinin karşılığını alamayanların mağduriyeti arttı. Çeke duyulan güven geriledi. "