BUSINESS INSIDER
22 05 2016, 16:14 Güncelleme: 16:15
Önceki tecrübeler gösteriyor ki, emtia fiyatları ve dolar arasındaki korelasyon genellikle tutarlı oldu. Dolar güçlendikçe, petrol fiyatları düşüyor veya tam tersi oluyordu.
Ancak Paris merkezli, Avrupa’nın en büyük finans şirketlerinden Societe Generale’nin Küresel Ekonomi Müdürü Michala Marcussen’e göre yap-bozun parçaları artık tam olarak oturmuyor. Marcussen, müşterileriyle paylaştığı bilgi notunda şu ifadelere yer verdi:
“Consensus Economics’in verilerine göre ekonomistler, toparlanan ekonomi, güçlenen dolar ve kademeli artacak faiz oranları hakkında görüş birliğine varmış durumda. Ancak piyasa fiyatlamasına bakıldığında varil fiyatlarının 50 dolara yaklaşması değil 30 dolar seviyelerinde kalması dolardaki yükselişle daha tutarlı bir durum olacaktır”
Goldman Sachs’ın Küresel Emtia Araştırmaları Başkanı Jeffrey Currie, Ekim 2014’te paylaştığı notta da benzer bir görüşe yer vermişti. Doların güçlenirken petrol fiyatlarının düşmeye yeni başladığı bir dönemde bu notu yayınlayan Currie, petrol-dolar ilişkisinin uzun süre ABD’nin büyük petrol ithalatlarıyla açıklandığını ancak bu dayanağın ABD’nin kaya petrolü devrimiyle çöktüğünü ifade etmişti:
“ABD, 2008 yılındaki günlük petrol ve petrol ürünleri ithalatı 12 milyon varildi. Kaya petrolü teknolojisiyle birlikte bu sayı, 5 milyonun altına indi. Kanada ve Meksika’yı hesaptan düşersek, tablo 2,4 milyon varile kadar geriliyor. Diğer bir deyişle, net ithalattaki azalış, 2008’e kıyasla yüzde 60’ın üzerinde. Bu, emtia ve ABD doları arasındaki bağlantıyı ciddi şekilde azalttı. Küresel kriz sonrası piyasalardaki normalleşmeyle birlikte, petrol ithalatının dramatik şekilde düşmesi petrol ve dolar arasındaki korelasyonu yüzde sıfıra kadar çekti”
Goldman Sachs, son yayınladığı raporunda ise petrolün en büyük problemi olan arz-talep ilişkisinin dengeye gelmeye başladığını açıklamış, piyasasının mayıs sonunda arz fazlasından açığa yönelebileceğini öngörmüştü.
