BIST 100 9.716,77 % -0,05
USD/TRY 32,4919 % -0,23
EUR/TRY 34,9463 % 0,27
Piyasalar
9.716,77
% -0,05
32,4919
% -0,23
34,9463
% 0,27
1,0731
% 0,30
44,89
-0,46
2.328,57
% 0,54
87,98
% -0,07
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Piyasalar yeni Merkez Bankası'nı nasıl test edecek?

Ekonomistler yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın performansının nelere göre şekilleneceğini değerlendirdi

Piyasalar yeni Merkez Bankası'nı nasıl test edecek?
BUSINESSHT 20 04 2016, 09:57

Merkez Bankası'nın dümenini devralan Murat Çetinkaya'yı zorlu bir görev bekliyor. Türk para politikasına yön verecek olan Çetinkaya bir yandan enflasyon mücadelesini sürdürecek bir yandan da faiz tartışmalarının yarattığı soru işaretlerini önlemeye çalışacak.

Peki yeni Merkez Bankası başkanının performansı neye göre ölçülecek, kararlarını neler belirleyecek?

İşte akademisyen ve ekonomistlerin BloombergHT'ye yaptığı değerlendirmeler:

Gündüz Fındıkçıoğlu

Şu an Fed'in durumu her şeyden çok daha önemli. Dolayısıyla gelişmekte olan piyasaların içerisinde aykırı bir hareket yapmadığımız sürece onlarla hareket ediyoruz. Diğer gelişmeler de risk iştahı göstergesi olarak yönümüzü belirliyor. Fed faiz artışı ötelemeleri devam ettiği sürece, Merkez Bankası'nın önünde faizle oynayabileceği bir özgürlük alanı oluştu. Dolayısıyla bütün piyasa üst banttan 50 baz puan gibi bir faiz indirimi bekliyor. Çok az da olsa koridorun alt bandından bir indirimle bandı simetrik hale getireceğini bekleyenler de var. Eğer beklenti gerçekleşirse piyasalar herhangi bir şekilde başkanı test etmez. Hatta hoşgeldin diyebilir. Ama alttan ve üstten daha ciddi bir indirim gelirse sürpriz olur. O zaman piyasalar başkanın bundan sonraki davranışlarıyla ilgili sinyal vermesini bekleyecektir. O zaman biraz test görebiliriz. Çok aşırıya gitmeden faiz indirimi yapılırsa beklenti dahilinde kalındığı için sorun çıkmayacak.

Kaya Ardıç

Burada zaten tartışılan büyüme dostu denen  büyümeye destek olacak, düşük faiz gevşek para politikası izleyip izlemeyeceği meselesi. Ama şu anda türk ekonomisi şöyle ya da böyle %4 büyüyen bir ekonomi. Öyle durgunluk içinde bir ekonomi değil. Dolayısıyla faiz indirimine gitmenin gerekli ve yeterli koşulları olduğunu düşünmüyorum. Onun için şu anda faiz politikası belki 25 ya da 50 baz puan indirilse çok radikal bir değişiklik yaratmaz olumlu ya da olumsuz anlamda. Ama 50 baz puanın üzerinde radikal bir faiz indirimi başta döviz kurları olmak üzere bi çok ekonomik değişkenleri olumsuz etkiler. Makro dengeleri bozar. 

Taner Berksoy

Benim yorumum şu; yapılması gereken şeyleri yapıyor mu yapmıyor mu? Koşullara göre uygun davranıyor mu, davranmıyor mu? Bunu heralde test edecekler. Bu bakımdan bakarsanız mesela şu sıralar düşük marjlı bir faiz indirimi için müsait, düşünce sistematiği de müsait olabilir. Onu nasıl yapacağına bakacaklar. Mesela 0,25 - 0,50 puan gibi birşey yapar diye bekliyor piyasalar. 4 puan yaparsa sınıfta kalır diye düşünüyoruz.

Gülay Elif Girgin

Türkiye açık ve küçük bir ekonomi, yani yurtdışı sermaye akımlarına bağımlı. Hatta burda çok değerli bir konferans var. Ve bu konferansın konusu da bunun üzerine. Küçük ülkeler gelişmekte olan ülkelerin sermaye akımlarından nasıl etkilendiği, büyüme kompozisyonunu nasıl değiştirdiği son dönemde.Bunun üzerine sayın hocalar çok güzel çalışmalarını anlatıyorlar. Burda da Türkiyenin sermaye akımlatrını geriye itebilecek yaklaşımlarda bulunmaması gerekiyor. Çünkü sonuçta tasarruflarımızın az olduğu bir noktada, yurtdışı tasarrufları hep konuştuğumuz gibi ihtiyacımız var. Burada da dünya koşullarının tersine hareketlerde bulunursak, bu bizim negatif bir şekilde sermaye akımlarının çıkmasına ve büyümemizde de sıkışmaya neden olur

Ümit Akçay

Ben esasında başkanın kişiliğinin para politikasının sürdürülmesinde çok önemli bir etken olmadığını düşünüyorum. Türkiye gibi ülkelerde para politikasını sürdürmek uluslararası dengeleri gözetmekle ilgili bir durum. Uluslararası dengeler dediğimiz de Fed'in faiz kararının ve sermaye hareketlerinin nasıl şekilleneceği. Biliyorsunuz merkezin hedefi fiyat istikrarı. Ancak yakın zamanda finansal istikrar da fiili olarak hedeflere dahil edildi. Bunun anlamı da kur. Yani herhangi bir ekonomik çöküş yaşanmaması için faiz ve kuru gözetmek zorunda.

Hakan Özyıldız

2006 da Süreyya Serdengeçti görevi Durmuş Yılmaz'a devrettiğinde piyasalarda belli dalgalanma olmuştur. Ama bunun tek nedeni başkan değişikliği demek haksızlık olur. O dönemde en büyük faktör cari açık ve döviz ihtiyacıydı ülkenin. Türkiye bugun iki ana riskle uğraşıyor; Dış finansman ihtiyacı, anayasa politik risk hem de güney sınırımızda jeopolitik riskler. Piyasalar deneme yapacaktır. Bunun yavaş yavaş da başladığını düşünüyorum. Merkez Bankası politikalarında en önemli unsur güvenilirlik ve kredibilitedir. Benim gördüğüm eski politikanın denendiği hatta kısmen sadeleşmesi gerektiğini hem dışardaki hem de içerdeki yatırımcı kabul ediyordu. Şimdi bu bağlamda yeni yönetim radikal değişikliğe gitmesine gerek var mı onu kişisel olarak gerekli görmüyorum. Güvenilirliği sarsacak ve kredidibiliteyi etkileyecek her hareket özellikle gelecek faiz politikasıda dolayısıyla kur politikasında etki yaratacaktır.

Yukarı

Business HT×