BIST 100 9.113,72 % 0,37
USD/TRY 32,3837 % 0,12
EUR/TRY 35,0567 % 0,11
Piyasalar
9.113,72
% 0,37
32,3837
% 0,12
35,0567
% 0,11
1,0799
% 0,10
47,71
0,06
2.229,87
% 1,60
87,00
% 1,86
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Türk çelik piyasasına Çin'den iki haber

"Sektörün yüzde 13'üne yakın bir kısmına kilit vurulacaksa sermaye içerisinde sayılan stoklardan da yangın satışları görebiliriz"

GÖKHAN ŞEN
23 Mart 2016 Çarşamba, 13:03

Küresel ticaret yavaşladı. Çin bu yavaşlamadan en çok payını alan ülkeler arasında. Hatta bu yavaşlığa neden olan ana aktörler arasında yer alıyor. Ve bu yavaşlamanın neticeleri çelik sektöründe güçlü biçimde hissediliyor.

Çin eskisi kadar çelik tüketemiyor. Diğer yandan, elinde aşırı üretim kapasitesi ve stoklanmış tonlarca ürün bulunuyor. İşte bu tehlikeli kokteyl, ülkedeki üreticilerin ellerindeki malları ederinden çok düşüğe satmalarına sebep oluyor. Bu damping politikası kısa sürede diğer pazarları vuruyor ve yerel üreticiler zorlanıyor. Bahsettiğim temayı, detaylı şekilde 11 Ocak'taki şu yazıdan okuyabilirsiniz.

FİYATLAR YARDIMCI OLUYOR

Çin'de yaşanan arz/talep yapısı sorununa iki şey yardımcı olabilir. Bunlardan ilki artan fiyatlar, diğeri ise artan talep. Talepte bir değişiklik olması en azından kısa vadede imkansız ancak fiyat yapısı bu kadar katı değil. Gerçekten de fiyat oldukça hızlı hareket etti ve stok taşımak anlamlı hale geldi. En azından üreticilere bir umut verdi. Ana inşaat maddesi diyebileceğimiz takviye çubuğu fiyatları ralli yapıyor. Şanghay'da işlem gören kontrat Aralık ayında 1,618 yuan'a düştükten sonra 2,240 yuan/metrik ton seviyesine ulaştı; bu yüzde 40'a yakın bir zıplama demek.

Bloomberg'e göre, Çin 2015 yılında çelik ihracatını 112,4 milyon tona çekti ki bu yıllık yüzde 20'lik bir artışa işaret ediyor. Şubat ayı üretimi ise 8,1 milyon tona inerek yıllık yüzde 17 düşüş gösterdi.

Buraya kadar haberler iyi. Çin'den gelen ürün azalıyor ve ürünün fiyatı yukarı gidiyor. Tabii bunda yapılan damping sonrasında Çinli firmalara getirilen ekstra gümrük vergileri de etkili. Hindistan, ABD ve AB bu vergiyi uygulayan ülkeler arasında. Diğer yandan, fiyatlardaki iyileşme eğer yenilenmiş taleple ya da peşi sıra gelen üretimi durdurma haberleri ile beslenmezse duraksayabilir. Yani soluklanma bitmiş olabilir. 

TEMELLER SALLANIYOR

Çin'in yeni dönem ekonomik programı içerisinde en önemli maddelerden biri atıl kapasiteleri yok etmek. Bu, üretime yüzü dönük her sektör için geçerli. Çelik sektörü de bunlardan biri. Hükümet fazlayı eritmek istiyor ancak gerçek hayatın pratiği bu kertede kolay değil çünkü bu şirketler ziyadesiyle borçlular. Sadece demir, çelik, kömür, çimento sektörlerinde toplam borçluluk 1,56 trilyon dolar civarında. Bu sektörlerdeki işten çıkarma dalgasına hazırlanan Politbüro, Reuters'e göre bu işten en az yarayı almak için 15 milyar dolar ayırmış durumda. Ne var ki bu miktarın yeterli olup olmayacağı dahi belli değil.

Şubat'ta yayınlanan bir belgeye göre merkezi hükümet çelik sektörünün üretim kapasitesini 3-5 yıl içinde yüzde 12,5, başka türlü söylersek yaklaşık olarak 100-150 milyon ton azaltmayı planlıyor. İşsizlik için ayrılan fon dahi yetersizken, bunca yüksek borca sahip sektör için nasıl bir tahliye planı hazırlandığını bilmiyoruz. Sektörün ortalama borç/sermaye oranının yüzde 75 olduğu tahmin ediliyor. Yani bu borcu kapatacak iyi bir sermaye yapısından söz etmek de mümkün olmayabilir. Çin'de sektörün temelleri sallanıyor... 

ZORLAYICI FAKTÖRLER DEVREYE GİREBİLİR

Borcunu karşılayacak sermaye yapısı olmayan, işten çıkarma masraflarını dahi nasıl karşılayacağını bilemeyen bir sektörden bahsediyoruz. Şimdi bu sektörün kapasitesini nasıl azaltacağı düşünülüyor. 3-5 yıl arasında bunun yapılacak olması demek baskının belki de bu kadar zaman sürmesi demek. Üstelik sadece Çinli üreticiler için değil, herkes için. En azından benim baktığım perspektifte olan Kardemir için, Ereğli için; kısacası Türk çelik sektörü için. 

Sektörün yüzde 13'üne yakın bir kısmına kilit vurulacaksa sermaye içerisinde sayılan stoklardan da yangın satışları görebiliriz. Madem ki şirketler tasfiye edilecek, bu durumda her ara fiyat trendinde (yükselişlerde) Çinli dostlarımızı oldukça rekabetçi fiyatlarda satıcı göreceğiz demektir. Benim takip ettiğim hiçbir bir doküman, strateji belgesi ya da açıklama Çin'in düzenli şekilde sektörü nasıl küçültmeye gideceğini anlatmıyor. Kötü bir banka üzerinden mi, stok eritme politikasıyla mı yoksa şirketleri başkalarıyla evlendirerek mi belli değil. Bu da olsa olsa stokları erit, personeli kamuya kaydır (en iyi ihtimalle), zararları sosyalize et ve yoluna devam et şeklinde olacak gibi duruyor. Üstelik fiyatların verdiği kısa vadeli moral de yavaştan tükenecek gibi.

Türk şirketlerinin bunu yakından takip etmesi gerekiyor.


* Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Aktüerya, yüksek lisans eğitimini aynı üniversitesinin Finans Bölümü'nde tamamlayan Gökhan Şen, kariyerine 2007'de Ata Yatırım’da Yatırım Danışmanı olarak başladı. 2010-2013 yılları arasında Bloomberg HT’de Araştırma Müdürlüğü yapan Şen, görevine Ekonomi Koordinatörü olarak devam etmektedir.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Yukarı

Business HT×