BIST 100 9.730,88 % 0,89
USD/TRY 32,5195 % -0,11
EUR/TRY 34,7768 % -0,25
Piyasalar
9.732,51
% 0,91
32,5216
% -0,10
34,7851
% -0,22
1,0684
% -0,16
45,35
0,00
2.318,94
% -0,13
88,22
% -0,23
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Türk bankaları yeniden şahlanır mı?

Bankacılık sektöründe son yıllarda düşüşünü sürdüren özsermaye kârlılığında en kötünün 2015'in 3. çeyreğinde görülmüş olabileceği ifade ediliyor

Türk bankaları yeniden şahlanır mı?
ENES TUNAGÜR 09 02 2016, 16:39

Sektör yetkilileri Türk bankalarının 10 yıllık "şahlanma sürecinin" geride kaldığından endişelense de, analistlere göre sektör için en kötüsü geride kalmış olabilir.

Özsermaye kârlılığının 2009'daki yüzde 22,9'dan 2015'te yüzde 11'e gerilediği bankacılık sektörü için "artık yeterince kârlı bir iş değil" yorumları yapılıyordu. Ancak bankacılık analistleri sektörün kârlılığı açısından dibin 2015'te görüldüğünü belirtiyor.

Deniz Yatırım Bankacılık Analisti Sadrettin Bağcı, bankacılıkta kârlılığın 2015'te en düşük seviyeleri gördüğünü ancak 2016'da yüzde 13,5'lerin üstüne çıkmasının imkansıza yakın olduğunu aktardı. Bağcı "Son 10 yılın ortalaması olan yüzde 17'lerin yakalanması için Türkiye'nin büyümesinin yeniden ciddi hız kazanması gerekiyor. Hatta tek başına bu dahi yeterli olmayabilir" diye konuştu. 

Ünlü&Co Bankacılık Analisti Vedat Mizrahi de hızlı kredi büyümesi ve artan rekabetin etkisiyle özsermaye kârlılığının son 5 yılda düşüş gösterdiğini kaydederek, "2016'da özsermaye kârlılığında bir toparlanma bekliyoruz. 2016'da 200 baz puanlık bir artıştan bahsediyoruz" dedi.

Ziraat Yatırım Analisti Harun Dereli ise "2016'nın 2015'e göre oldukça olumlu geçeceğine inanıyoruz. Bunda da politik belirsizliğin ortadan kalkması ve kur ile faizlerde 2015 kadar oynak bir dönem olmayacağı varsayımları etkili" diye konuştu. 

 

MAKROİHTİYATİ GEVŞEME BEKLENTİSİ

BDDK verilerine göre son 10 yılın özsermaye karlılığı ortalaması yüzde 17,6 olurken, bu oran 2009'dan bu yana sürekli geriledi.

Analistlere göre kârlılıkta yaşanan gerilemede, Türkiye'nin büyümesindeki yavaşlamanın yanı sıra makroihtiyati önlemler etkili oldu. Ekonominin aşırı ısınması sonrası yaşanabilecek hızlı sermaye hareketleri ve tüketici kredilerinde görülen hızlı büyüme BDDK'nın taksit ve kredilerde sınırlamalara gitmesine sebep olmuştu.

Son dönemde sektörün önde gelen temsilcileri makroihtiyati tedbirlerde gevşeme olmadan kârlılığın yüzde 11-12 seviyelerini aşamayacağı yönünde şikayetlerde bulunmuş, BDDK da olumlu yanıt vererek bir takım gevşeme adımları atmıştı.

BDDK, 20 Ocak'ta konut kredisi dışındaki tüketici kredilerinin risk ağırlığı mevcut yüzde 150-yüzde 250 seviyesinden yüzde 75’e, konut kredilerinin risk ağırlığı da yüzde 50’den yüzde 35’e düşürmüştü. 7 Ocak'ta ise bankalara gönderdiği tebliğ ile gevşeme yönünde zemin yoklarken, daha önce artırılan genel karşılık oranlarının düşürülmesi ve böylelikle bankaların kredi sağlama koşullarının kolaylaştırılması hakkında bankalara görüşlerini soran bir yazı göndermişti.

Gündeme gelen bir başka düzenleme sinyali de de Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in “Tüketici kredi limitlerine dair kuralların değiştirilmesi düşünülüyor. Tüketici kredi limitlerinde gelir bazlı sisteme geçişe çalışılıyor. Bu hamle sermaye yeterlilik rasyoları üzerindeki baskıyı azaltabilir” açıklamasıyla geldi.

Halihazırdaki gevşeme adımlarının yanı sıra Türkiye'nin büyüme görünümünün düşük seyretmesi bankacılık için iyimserliği azaltsa da, kötü günlerin geride kaldığına ilişkin beklentiler ağır basıyor. 

Yukarı

Business HT×