BIST 100 10.208,65 % 1,62
USD/TRY 32,3971 % 0,06
EUR/TRY 34,8030 % 0,05
Piyasalar
10.208,65
% 1,62
32,3971
% 0,06
34,8030
% 0,05
1,0733
% 0,07
45,27
0,00
2.302,45
% -0,06
83,93
% 0,31
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

2015 biterken dünya uçurumun kenarında mı?

2015 yılında terör saldırıları, ekonomik krizler, iç savaşlar, kitlesel göçler ve yolsuzlukların en az birinden nasibini almayan tek bir bile ülke yok. Dünyadaki "küresel kasvet" hâli giderek büyüyor

2015 biterken dünya uçurumun kenarında mı?
GIDEON RACHMAN-FINANCIAL TIMES 29 12 2015, 15:03

2015 yılı Pekin'den Washington'a, Berlin'den Brasilia'ya, Moskova'dan Tokyo'ya kadar hükümetler, medya ve vatandaşlar için gergin ve sürekli olarak tetikte geçti.

Son 30 yılda en azından bir dünya gücü mutlaka diğer ülkelere göre daha olumlu olurken, bugünkü "küresel endişe" ya da "küresel kasvet" durumu olağan değil. 1980'lerin sonunda Japonya onlarca yıl süren büyümenin keyfini sürerek dünyanın her yerinden varlık satın alabiliyordu. 1990'lara gelindiğinde Soğuk Savaş'ın bitmesiyle beraber ABD'nin uzun sürecek büyümesi başladı. 2000'lerin başında Avrupa Birliği kendi para birimini piyasaya sürüyor ve üyeliklerini ikiye katlıyordu. Geçen on yılda ise giderek büyüyen siyasi ve ekonomik güç Çin, dünyanın geri kalanını kendine hayran bırakıyordu.

Ancak bugüne bakıldığında ise ekonominin tüm büyük oyuncularında belirsizlik, hatta korku hâkim. Japonya, Başbakan Şinzo Abe'nin "Abenomiks" olarak da bilinen ve ülkeyi borç ve deflasyon sarmalından kurtaracak reformlara ümit bağlarken, bir yandan da Çin kaynaklı endişelerle baş etmeye çalışıyor.

İstikrarın giderek azaldığı Çin'de hükümetin hiçbir çaba sarf etmeden yıllık yüzde 8 ve üzeri büyümenin yaşandığı günler geride kaldı. İç piyasada ise finansal istikarla ilgili tedirginlik giderek büyüyor. Tedirginliğin asıl sebebi ise politik. Devlet Başkan Şi Cinping'in liderliği seleflerine göre daha dinamik olsa da tahmin edilmesi daha güç. Yolsuzluktan yakalanmaktan korkan hükümet yetkilileri ve iş adamlarının endişeleri giderek artarken, ülkede 100 binden fazla kişi yolsuzluk karşıtır politikalar kapsamında göz altına alındı ya da tutuklandı.

Çin ekonomisinin yavaşlaması dalgalar halinde yayılarak dünyanın geri kalanını da etkisi altına alıyor. Çin'de emtia fiyatlarının arttığı dönemde Brezilya da bir motorun arkasına bağlanmış su kayakçısı gibi Çin'i izliyordu. Ancak bu yıl son 16 yılın rekor çöküşünü yaşan emtia ile Brezilya yüzde 4,5 küçüldü. Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff'in adının yolsuzluk skandalına karışması ise duruma "yardımcı" olacak bir gelişne değildi.

TERÖRİST SALDIRILAR, EKONOMİK KRİZLER, İÇ KAVGALAR

Paris'te gerçekleşen iki saldırıyla kana bulanan 2015, Avrupa için de kasvetli geçti. Küresel kriz sonrası iniş çıkışlar yaşayan Avrupa ekonomisi Temmuz ayında borç girdabındaki Yunanistan'ın euro bölgesinden çıkmanın eşiğine gelmesiyle bir kez daha sarsıldı.

Bölgenin ekonomik hâkimi Almanya ve güneydoğu Avrupa ülkelerinin, Orta Doğu ve Afrika'daki savaşlardan kaçarak Avrupa kapısına dayanan bir milyondan fazla mülteciyle sınavı uzun bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Tüm bunların yanında Fransa başta olmak üzere Avrupa'da sağ partiler yükselişe geçerken, İngiltere Avrupa Birliği'nden ayrılmayı oylamaya hazırlanıyor.

2015'in ekonomik verileri bir tek dünyanın süper gücü ABD için olumlu gözükse de Amerikan halkı aynı iyimserlikte değil. 2016'daki başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçilerin İslam ve göçmen karşıtı aday adayı Donald Trump'ın "Amerika'nın tehlikede olduğu" çerçevesine oturtulan seçim kampanyası, ünlü medya patronuna desteği yüzde 40'a çıkardı.

"Şİ, TRUMP VE PUTİN'E DESTEK ARTIYOR"

Yukarıda bahsedilen sorunlar bölgesel gibi görünse de hepsinin etkileri küresel boyutta.

Dünyada 2008 krizinin hasarları hâlâ sarılamamışken, yıllarca benimsenen ortodoks olmayan para politikalarının başka bir ekonomik veya finansal krize sebep olacağı endişesi devam ediyor.

Siyaset ve güvenlik cephesinde ise dünya güçleri Orta Doğu'da istikrarı sağlayamazken, "istikrarsızlık" Afrika ve Avrupa'ya da yayılıyor.

Küresel panikle birlikte ortaya çıkan en önemli sonuç ise özellikle Brezilya, Çin, Fransa ve ABD gibi ülkelerde büyüyen gelir uçurumları, yolsuzluklar, zengin sınıf karşıtlığı sonrası insanların Şi Cinping, Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi liderlere desteğinin artması. Bu isimler, halkların yanında durduklarını ve yolsuzluğa karışmış elit sınıfa karşı çıktıklarını söylese de kendileri hakkında da şüpheler azımsanacak gibi değil.

"Küresel kasvet" hâli, uluslararası politik sistemi, 2008 finansal krizinde başlayan şiddetli bir hastalıktan hâlen kurtulmaya çalışan bir hastaya dönüştürdü. Eğer yeni şoklar yaşanmazsa bu hastalığın iyileşmesi kademeli olacak ve en kötü politik semptomlar dağılacak. Ancak hasta hâlen savunmasız. Terörist saldırı ya da ekonomik çalkalanma gibi başka bir şiddetli şok, gerçek bir "belanın" önünü açabilir.

Yukarı

Business HT×