BIST 100 9.716,77 % -0,05
USD/TRY 32,5603 % 0,07
EUR/TRY 34,9405 % -0,09
Piyasalar
9.716,77
% -0,05
32,5588
% 0,07
34,9408
% -0,09
1,0722
% -0,07
44,89
0,00
2.335,82
% 0,14
89,36
% 0,39
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

İşler daha da kötüye gider mi?

Fed faiz artırımı yaklaştıkça gelişmekte olan ülkelerdeki stres artıyor

Gelişen ülkeler üzerinde baskı artıyor
WSJ 12 09 2015, 11:32

Yatırımcıların Brezilya ve Güney Afrika'nın temerrüte düşeceği beklentisinin finansal krizden bu yana en yüksek seviyeye çıkması, Fed'in merakla beklenen toplantısı öncesinde gelişmekte olan ekonomilerde artan stresi gözler önüne seriyor.

CDS'ler başta olmak üzere, Fed'in 17 Eylül'de bitecek iki günlük toplantısı öncesinde yatırımcılardaki gerginliğinin iyice arttığını gösteren işaretler artıyor. Güney Afrika, Türkiye ve Malezya'nın para birimleri dolar karşısında rekor seviyelere düştü. Gelişen ülkelerin 10 yıllık hükümet tahvili faizlerinin ortalaması ise ABD tahvil faizlerindeki düşüşe rağmen önemli oranda arttı. 

Pek çok yatırımcı Fed'in kısa vadeli faizleri 2006 yılından bu yana ilk kez bu yıl içinde artıracağını düşünüyor. Bu durum da halihazırda yavaşlayan büyüme, yüksek borçluluk ve emtia taleplerindeki düşüşle baş etmeye çalışan gelişen ülkeler üzerindeki baskıyı artırıyor.

Aşağıdaki tablo görüldüğü gibi, özellikle üst eksende görülen dış borç oranı ve alt eksende görülen yabancıların yerel tahvil piyasalarına katılım oranı; yatırımcıların, gelişen ülkelerin piyasadaki sarsıntıyı atlatıp atlatamayacağına dair endişeleri tetikliyor.

Türkiye ve Brezilya, para birimlerindeki düşüş ekonomik sıkıntılarını daha da artıracağından yatırımcılar tarafından özellikle daha kırılgan görülüyor. Türkiye'nin dış borcunun gayri safi yurtiçi hasılasına oranı gelişmekte olan ülkeler arasında en yükseklerden biri. Brezilya ise zayıf emtia fiyatları, düşük Çin talebi ve yüksek kamu harcamaları gibi pek çok sorunla karşı karşıya. 

Ancak yine de birçok analist gelişmekte olan ülkeleri 1990'ların sonunda olduğu gibi sarsacak tam anlamıyla bir kriz görülmesi ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor. O zamandan bu yana serbest kur sistemlerinin kaldırılması, büyük döviz rezervlerinin biriktirilmesi ve yerel para cinsinden tahvil ihraçlarının artırılması gibi alınan önlemlerin geniş bir krizi önleyeceği düşünülüyor.

Millennum Global Ekonomi ve Strateji Başkanı Claire Dissaux, "Gelişmekte olan ülkelerin dış şoklarla baş etme kapasitesi son 20 yılın içinde önemli oranda gelişti" diyor.

Ancak sancılar şimdiden önemli boyutlara ulaşmış durumda. Türk lirası, Güney Afrika randı ve Malezya ringgiti yıl başından bu yana dolar karşısında sırasıyla yüzde 23, 15 ve 19 değer kaybetti. Standard & Poor's Brezilya'nın notunu çöp seviyesine indirdikten sonra 13 yılın en düşüğüne gerileyen realin yıl başından bu yana değer kaybı ise yüzde 31'i buldu. JP Morgan Gelişen Piyasalar Kur Endeksi bu yılın ilk sekiz ayında yüzde 14 düştü.

Bazılarına göre en kötü artık geride kaldı. Pictet Asset Management baş ekonomisti Patrick Zweifel, takip ettiği 42 gelişen ülke para biriminin dolar karşısında olması gereken değerden ortalama yüzde 24 daha az değerli olduğunu ve satın alma gücü ve verimlilik gibi ölçüler açısından bakıldığında 1985'ten bu yana en ucuz durumda olduğunu söyledi.

Ancak yine de gelişen ülkelerde ekonomik zorluklar devam ettiğinden para birimleri de baskı altında kalmaya devam edecek. 

Rohatyn Group Yatırım Genel Müdürü Nick Rohatyn gelişen ülkelerin; yatırımcılar küresel büyümenin, emtia fiyatlarının ve Çin piyasalarının toparlandığına dair işaretler görmeye başladığında ayağa kalkmaya başlayabileceğini söyledi.

---

Haberin orjinalini okumak için

Yukarı

Business HT×