BUSINESSHT
30 08 2015, 10:34 Güncelleme: 10:42
Dünyanın önde gelen merkez bankacıları, akademisyenler ve finans piyasası katılımcılarını bir araya getiren Jackson Hole zirvesi dün akşam yapılan panellerle sona erdi.
"Enflasyon Dinamikleri ve Para Politikası" konulu sempozyum özellikle ABD Merkez Bankası Fed yetkililerinin faiz artırımı zamanlaması konusunda vereceği mesajlar ve merkez bankalarının piyasalarda son zamnalrda yaşanan dalgalanmalara dair görüşleri açısından merakla bekleniyordu.
Beklendiği gibi toplantılara Fed üyelerinin açıklamaları damga vurdu. İşte toplantıdan çıkan en önemli 3 mesaj:
1) Fed üyeleri ABD ekonomisi konusunda iyimser
Fed Başkanı Janet Yellen'ın katılmadığı toplantının en üst düzey ismi olan Başkan Yardımcısı Stanley Fischer başta olmak üzere Fed yetkililerinin sempozyum süresince ekonominin sağlığına ilişkin yaptığı açıklamalar genelde olumluydu.
Fischer, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 16-17 Eylül’deki toplantısında politikayı sıkılaştırmaya başlayıp başlamayacağı konusunda net bir sinyal vermese de ABD ekonomisinin "etkileyici" olduğunu ve ekonominin "normale döndüğünü" söyledi.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard da Fed'in verilere bağlı kalması gerektiğini ve piyasalarda yaşanan satış dalgalarının duruşunu değiştirmemesi gerektiğini söyledi.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, piyasalarda son dönemde yaşanan kargaşayı yakından takip ettiğini, ancak ABD ekonomisinin ılımlı bir faiz artırımına hazır olduğu görüşünün değişmediğini bildirdi.
2) En büyük üç merkez bankası enflasyonun artmasını bekliyor
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Yardımcısı Vitor Constancio, İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney ve Fed Başkan Yardımcısı Fischer, ekonomik büyümedeki canlanmanın artmasıyla enflasyonun da yukarı doğru çıkmasını beklediklerini söyledi.
Fischer yaptığı konuşmada, “Enflasyon beklentilerindeki belirgin istikrar dikkate alındığında, enflasyonu aşağı çeken güçler yok oldukça enflasyonun yukarı hareket edeceğine inanmak için iyi neden bulunuyor” dedi.
Constancio da son zamanlarda Euro Bölgesi'nde reel faaliyetler ve enflasyon arasındaki bağlantının güçlendiğinin gözlemlendiğini belirtti.
AMB başkan yardımcısı, "Politikalarımızın üretim açığını önemli oranda azaltmakta başarılı olduğu düşünülürse, enflasyon oranının hedeflerimize yaklaşmasını sağlayacak somut bir etkisi olacağına güvenebiliriz" dedi.
Carney de ekonomideki "devam eden ivmenin" ve enflasyonel baskılardaki kademeli toparlanmanın para politikası normalleşmenin zamanamasını belirleyeceğini söyledi.
3) Çin kaynaklı endişeler yakından izleniyor
Piyasalarda hafta başında yaşanan sarsıntının ve Çin ekonomisindeki yavaşlamanın tetiklediği küresel ekonomiye dair endişelerin Fed'in faiz planlarını etkileyip etkilemeyeceği büyük merak konusuydu.
Ancak Fischer Çin’deki yavaşlama ile ilgili endişelere kısa bir şekilde değinerek, “Fed, Çin ekonomisindeki gelişmeleri ve bu gelişmelerin diğer ekonomilere olan fiili ve potansiyel etkilerini normal zamana göre daha yakından takip ediyor” şeklinde konuştu.
Fakat bazı üyler bu konuda daha endişeli. Fischer'ın açıklamalarının hafta ortasındaki konuşması sırasında finans piyasalarındaki dalgalanmalar ve Çin ekonomisindeki durgunluğun ABD üzerinde baskı yarattığını söyleyen New York Fed Başkanı William Dudley'den daha iyimser olduğunu söylemek mümkün.
Dudley, küresel piyasalarda en son yaşanan çalkantı sonrası Eylül ayında faiz artırımına gidilmesinin zor olduğunu belirtmişti.
