BIST 100 9.716,77 % -0,05
USD/TRY 32,5489 % 0,04
EUR/TRY 34,9276 % -0,13
Piyasalar
9.716,77
% -0,05
32,5489
% 0,04
34,9339
% -0,11
1,0724
% -0,05
44,89
0,00
2.333,26
% 0,03
89,32
% 0,35
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Piyasalar neden sarsılıyor? (1)

Çin'den başlayarak dünyayı saran endişenin nedenleri

Piyasalar neden sarsılıyor? (1)
GÖKHAN ŞEN 25 08 2015, 17:43

Çin'in 11 Ağustos'ta yuanı devalüe edeceğini açıklamasının ardından küresel yatırım camiasının kaşlarının kalktığını hatırlıyoruz ancak Çin ekonomi yönetimi ortamı hayli kolay şekilde sakinleştirmişti.

Devalüasyonun bir sefere mahsus olduğunu açıklanması ile 'kur savaşları' tezi çürümüş ve Çin'de yatırımı olanlar ya da ihracat yapan şirketler için bir risk olmadığı anlaşılmıştı. Ne var ki ertesi günkü devalüasyon ve toplamda yuanın yüzde 4,5 değer yitirmesi ile yıl başından bu yana 500 milyar dolardan fazla sermaye çıkışı yaşayan ülkeye ilişkin tehlike çanları çaldı ve küresel varlık fiyatlarının kendilerini ayarlamaları uzun sürmedi. 

ÇİN'DE SAADET ZİNCİRİ OLUŞUMU

Çift haneli büyümeden tek hanelere inmeyi nacak bunu yaparken planlı şekilde 'büyümede küçülmeyi' hedefleyen Çin'in planları ekonominin tur bazlı bir oyun olduğunu kendilerine tekrar hatırlattı. İlk hamle sizden ancak ardından oynama sırası diğerlerine geçiyor. Buna kapitalist literatürde, en kaba tabiriyle 'serbest piyasa' demek mümkün. Bu teoriye göre, bilgi eşit dağılıyor ve karar vericiler tüm şartları gözden geçirdikten sonra aksiyon alıyorlar. Çin gibi ülkelerde ise sizin turunuzda yapabileceğiniz hamleler çoğu zaman kısıtlı. Ayrıca bilgi dağılımı ve bilginin işlenmesi gibi konular da çoğunlukla denetime tabi.

Böyle bir ortamda Çin hisse senetleri 11 ayda 2,5 katına çıktı. Öyle büyük bir ralli oldu ki Şanghay Bileşik Endeksi'nde beklenen Fiyat / Kazanç oranı 20'nin altında olan şirket sayısı ancak 50'yi buluyordu.

Her 1 yuanlık kar için yatırımcılardan 50-100 arası yuan ödemelerini bekleyen şirketlerin sayısı endeksin yarısından fazlaydı. Bu hikayeyi mutlu sonlandırmanın iki yolu var. Ya karlar tempolu şekilde büyümeli ve tasarruf sahipleri bu sert büyüme için prim ödemeliler ya da sürekli daha yüksek fiyatı verecek birileri ve o birilerinin yeterli serveti olmalı. İlkini verili kabul edince ikincisi devreye girdi ve Çin propaganda aleti ile halk borsada hisse almaya davet edildi. Hisseler o kadar hızlı yükseldi ki artık kıt kaynakları da yeterli görmeyen hisse yatırımcıları çareyi kredili alımlarda buldular. Kriz patlak vermeden ve birçok yatırım kuruluşu için seviyeler sürdürülebilir görüldüğünde borsadaki kredili menkul büyüklüğü dolaşımdaki hisselerin neredeyse yüzde 30'una ulaşıyordu. Alımlar otorite sponsorluğunda olduğu için yatırım camiası oldukça sakindi. Ta ki ilk masum satışlar gelene kadar. #pagebreak#

KORKUNUN ZİNCİRLERİNİ KIRMASI

İlk satışların düşünülenden sert olması kaşları kaldırsa da hala her satış bir alım fırsatıydı. Çin küresel bir güçtü, büyüme dünyanın en iyisiydi, hisseler MSCI Endeksi'ne girecekti ve herşeyden önce otorite pozisyon taşıyanların yanındaydı. Satışlar sertleştikçe önlemler de geldi.  Ancak faiz indirimi zorunlu karşılıklarda indirim gibi tatlandırıcıları her Cuma kapanışta 'hafta sonu merkez bankasından beklenen adımlar' başlığında ele alan piyasa için bu tip önlemler fayda etmedi. Ardından korku zincirlerini kırdı.

Sermaye piyasalarında işlem yapmak -satıcılar için- daha zorlu hale getirilirken, borsa ile ilgili negatif haberlere sınırlama geldi ve vatanını seven yurttaşların ülkedeki şirketlere ortak olmaları istendi. Aylık şirket kazançlarının önemli bölümünün sermaye piyasalarından geldiği açıklanan verilerden belli oluyordu. Bu durumda herkesin umudu aslında aynıydı. Yapılacak işlerden ziyade, bu işlerin getireceği refahın satın alınması. Refah yaratmakla görevliler de kendi vaatlerini alınca geriye sadece hayal kırıklığı kaldı.

ÖNLEMLER, ÖNLEMELER, ÖNLENEMEYENLER

Açığa satışın yasaklanmasından, şirketlerin hisse senetlerinin tahtalarının kapanmasına kadar birçok yaratıcı olmayan yol denendi. Piyasaya likidite enjekte edildi, devlet kurumlarının zaten bir lot dahi satış yapmaması resmi şekilde istenmişti. Aracı kurumlardan aralarında bir fon oluşturmaları ve bu fonlarla blue-chip hisselerde alım yapmaları istendi. Otorite yeni fonlar kurup KİT hisselerinde alımlar yaptı. Şirketlerde  %5'ten fazla payı olan yerli / yabancı hissedarların pay satmaları yasaklandı. Likidite sağlanarak kurumlara destek verildi. Faiz indi, zorunlu karşılıklar düştü.

Sonuç, farklı yollarla ülkeden sermaye çıkışı oldu. Haziran tepesine göre Şanghay Bileşik Endeksi %43 çakıldı. Yuan 2 haftada yüzde 5 değer yitirdi. Sosyal etkileri ise henüz bilmiyoruz. 


* Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Aktüerya, yüksek lisans eğitimini aynı üniversitesinin Finans Bölümü'nde tamamlayan Gökhan Şen, kariyerine 2007'de Ata Yatırım’da Yatırım Danışmanı olarak başladı. 2010-2013 yılları arasında Bloomberg HT’de Araştırma Müdürlüğü yapan Şen, görevine Ekonomi Koordinatörü olarak devam etmektedir.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

 

Yukarı

Business HT×