Ege Cansen Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından ve yorumcularından biri.
Zaman zaman yaptığı çıkışlar ekonomi dünyasında gündem olur.
Örneğin son dönemlerde “Türkiye’nin Euro’ya girmesi gerekir" tezi yeni bir tartışmayı başlatmış durumda. Yunanistan’ın krizinin yaşandığı ve Euro’nun geleceğini tartışıldığı bir dönemde Cansen’in tezi tartışılmaya değer.
Ama öncesinde gelin geçmişte yaptığı yorumları paylaşalım:
1-Faiz indikçe, enflasyon iner
Bu görüşü son yıllarda sıkça Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan duymuşunuzdur. Ancak Ege Cansen, yıllardır bu görüşü savunuyor. Yüksek faiz, düşük kurun sakıncalarını anlatan Cansen, faiz indikçe Türkiye’de enflasyonun da ineceğini savunan ilk kişilerden.
2-Döviz rezervleri sıfırlanmalı
Merkez Bankası’nın ne kadar döviz rezervi kaldı diye merak ediyorsanız, bir de Cansen’in bu konudaki görüşlerine kulak kabartın:
“Döviz rezervini arttırmak, sıcak paraya zımni “kur garantisi” vermektir. Çünkü döviz fiyatları istenmeyen bir oranda yükselirse, merkez bankası “döviz tanzim satışı” yapacaktır. Zaten bu satışı yapmayacaksa rezerve ihtiyaç yoktur. TL karşılığı döviz alıp, o dövizleri % 1 faizle yabancı bankalarda yatırırken, kendisinin piyasaya verdiği TL’ye de % 7 repo faizi ödemesinin ne âlemi vardır? Zaten bu “Türk milli gelirini sıcak parayla sifonlama” sistemi Londra Bankerleri tarafından uzun bir süredir kullanılmaktadır. Rezerv arttırmak bu sömürüyü arttırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.
Merkez Bankası cari açığın kapanmasına katkı yapmak, Türkiye riskini uzun vadeli olarak azaltmak istiyorsa, sıcak para girişlerini caydırmalıdır. Alınacak önlemler tamamen bu hedefe yönelik olmalıdır. Bunlardan biri de rezervleri azaltmaktır. O zaman döviz fiyatı olması gereken yere gelir.” (Hürriyet)
3-Zengin yaşlıları neden yaşatıyoruz ki?
Neden zengin yaşlıları yaşatmaya çalışıyoruz ki? Zenginleri yıllarca yaşatacağımıza, çocuklara daha iyi bakıp, daha iyi eğitim versek milli gelire katkısı daha yüksek olur. Hem toplumsal vicdan açısından da iyi olur. (Sözcü TV)
4-Asgari Ücret ekonominin düşmanıdır
“Asgari ücret ekonominin düşmanıdır. Asgari ücretle, sosyal haklar ekonomiyi yavaşlatan unsurlardır. Asgari ücret kaldırılırsa işsizlik azalır. İşveren en düşük ücretle işçi çalıştırmalıdır. (Sözcü)
5-Türkiye için yeni hikaye: Euro
Hoppala! Millet Euro’dan çıkmayı tartışırken, bu da ileri sürülecek bir öneri mi? Evet aynen öyle.
Gerek deneysel olaylar, gerek kuramsal analizler göstermektedir ki, iç ve dış ticaretin artması ile milletlerin zenginleşmesi arasında doğrusal bir ilgileşim vardır. Kasaba, köyden; kent, kasabadan; büyük kent, küçük kentten; dışa açık ülke, içine kapanık ülkeden daha fazla insanına refah sağlamaktadır. Ülke içinde ticaret “tek para birimi” ile yapılırken, dış ticarette “iki para birimi” ne ihtiyaç duyulur. Bu da dış ticaret hacminin yeterince genişlemesine engeller. Bunu ortadan kaldırmak için “bölgesel para birimi (Euro)” yaratma fikri gelişmiştir. Bu sayede dış ticaret, iç ticarete dönüşecek yani bir “Ortak Pazar” kurulabilecekti. AB’nin ilk adı da budur zaten. Ticari sözleşmelerde satış fiyatı ile maliyet ve finansman “aynı” para birimi ile yapılırsa “kur riski” ve “faiz farkı” sıfır olur. Bu da üretimi, ticareti ve finansmanı “spekülatif kumar” olmaktan çıkarır. Girişimciler “esas faaliyet kârına” odaklanır, verimlilik artar. Türkiye için “yeni hikâye” budur. Hazırlıklara hemen başlayalım. (Sözcü)