OECD
03 06 2015, 14:51 Güncelleme: 17:09
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) dünyadaki gelir eşitsizliğini grafiklerle gözler önüne seriyor: Zenginler ve yoksullar arasındaki gelir makası her geçen gün açılıyor.
Gelir eşitsizliği bir çok OECD ülkesinde rekor seviyeye ulaştı. 1980'li yıllarda nüfusun en zengin yüzde 10'unun geliri, en yoksul yüzde 10'unkinden 7 kat daha fazla iken bugün ise en zenginler en yoksullardan 10 kat daha fazla kazanıyor.
Ve maalesef Türkiye gelir eşitsizliğinin en yoğun olduğu 4'üncü OECD ülkesi konumunda.
Geçtiğimiz yıllar boyunca gelir uçurumu git gide büyüdü. Yüksek gelirli kesimin, özellikle de en zengin yüzde 1'in daha çok kazanmasıyla birlikte bir de düşük gelirli kesimin gelir büyümesi iyice yavaşlayınca - hatta sıkıntılı ekonomik dönemlerde tamamen düşünce - iki uç arasındaki fark iyice açıldı.
Yoksulluk hala büyük bir sorun oluşturuyor
Kriz, OECD ülkelerinde gelir yoksulluğunu gözle görünür derecede artırdı, özelliklede kriz öncesi ve sonrası dönemleri karşılaştırdığımızda bu farkı görebiliyoruz. Ayrıca, kimlerin yoksulluktan daha çok etkilendiğinde de bir değişim oldu: En çok gençler yoksulluk tehlikesi altında. Eğitim ve sağlık hizmetlerine erken yatırımın hayat boyu önemi yüzünden gençler arasındaki yoksulluğun artması endişe kaynağı yaratıyor.
Türkiye, yoksulluk sınırının altında olan yüzde 19.2 nüfusuyla sıralamada ikinci sırada yer alıyor.
Öte yandan yoksulluk, sadece işsizlerin karşılaştığı bir sorun değil. OECD ülkelerinde birçok çalışan yoksulluk sınırını geçemeyecek kadar az kazanıyor. Bunun bir nedeni ise yarı zamanlı, geçici kontratlı ya da serbest meslekte çalışanların sayısının artması. 1995-2013 yılları arasında OECD ülkelerinde kurulan işlerin yarısından fazlası bu kategoriye giriyor. Özellikle de düşük vasıflı geçici çalışanlar, kalıcı çalışanlara nazaran daha düşük ve daha oynak gelirlere sahip.
Burada da Türkiye maalesef ikinci sırada yer alıyor.
Kadınlar çalıştığında ise eşitsizlik düşüyor
Çalışan kadınların sayısındaki yükselme, eşitsizlik artışını yavaşlatıyor. Ve bu, kadınların erkeklere nazaran yüzde 15 daha az kazanıyor olmaları gerçeğine rağmen böyle.
