Gelişmekte olan ülke döviz rezervleri, artan rekabet, sermaye çıkışları ve ABD para politikasına dair endişelerin artmasıyla beraber son 20 yıldır ilk kez yıllık bazda düşüş kaydetti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından Salı günü açıklanan birinci çeyrek verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerdeki toplam döviz rezervi geçtiğimiz yıl içinde 114.5 milyar dolar azalarak 7.75 trilyon dolar oldu. Böylece, IMF'nin verileri açıklamaya başladığı 1995 yılından beri, gelişen ülke döviz varlıklarındaki ilk yıllık düşüş gerçekleşti. Geçen yılın ikinci çeyreği sonunda gelişen ülke rezervleri 8.06 trilyon dolara kadar çıkarak rekor kırmıştı.
Financial Times anketine katılan 10 ekonomistten 9'u gelişmekte olan ülkeler için “rekor rezerv” döneminin geçmişte kaldığını ve önümüzdeki dönemde de döviz varlıklarında daralma görebileceğimizi söyledi. Ekonomistlere göre bu daralma, gelişen ekonomilerin ABD ve Avrupa borç alımlarına devam etmesini de zorlaştırarak Batı'daki büyümeyi de etkileyebilir.
ING Investment Management üst düzey gelişen piyasa stratejisti Maarten-Jan Bakkum, “Gelişmekte olan piyasalarda döviz rezervlerinin tepe yaptığı zamanlar geçmişte kaldı. Zirve geçen Haziran'dı. O zamandan beri Meksika, Hindistan ve Endonezya dışında tüm ülkelerde devamlı düşüş görüyoruz” dedi.
Gelişen ülke rezervlerinin 2004 yılındaki 1.7 trilyon dolar seviyesinden yükselişi, son 10 yıllık dönemde küresel ekonominin yapı taşlarından biri olmuştu. Gelişen ülkelerin ticaret fazlası, portföy girişleri ve doğrudan yatırımlarla kazandıkları sermayenin büyük çoğunluğu ABD ve Avrupa tahvil piyasalarına aktarılmış, böylece gelişmiş ülkelerdeki büyümenin finanse edilmesine yardımcı olmuştu.
Ekonomistler şimdi bu trendin tersine dönebileceğini söylüyor. HSBC ekonomistlerinden Frederic Neumann, “Tüm bunlar daha endişe verici bir noktaya işaret ediyor. Eğer gelişmekte olan ülkeler artık döviz depolamıyorsa, küresel mevduat bolluğu gerçekte olduğundan daha çok görünebilir” dedi. Neumann ayrıca, batıda para politikaları sıkılaşırken dünyanın gelişen ülke rezervlerinin geri dönüşünden mahrum kalmasının “acılı” olacağını söyledi.
