Yatırımcıların, Mayıs'ta yapılacak İngiltere seçimlerinin ülkenin para biriminde keskin dalgalanma yaratacağı beklentisi gittikçe artıyor.
Trader ve yatırımcıların kurdaki dalgalanmalardan kaçmak için sığındığı vadeli işlem piyasasına bakıldığında, önümüzdeki dönemde İngiliz sterlininin dolar ve euro karşısında kırılganlığının sert bir şekilde artacağının tahmin edildiği açıkça belli oluyor.
Henderson Global Investors direktörlerinden Kevin Adams, “kendimizi çok zor bir durumda bulabiliriz” diyerek, kırılgan gözüken sterlinin seçim zamanı çakılma ihtimaline karşı opsiyon satın almaya başladıklarını söyledi.
Stelin, bu yıl kendini Euro Bölgesi ve ABD'deki büyük parasal politika değişimlerini etkisinde buldu. Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) geçen hafta başladığı tahvil alımlarıyla aşırı düşen euro'ya karşı yükselirken, Fed faiz arttırımı beklentileriyle rekor seviyelerde yükselen dolara karşı zayıfladı.
Ancak vadeli işlemler piyasasına bakılırsa bu durum yakın zamanda değişecek. Vadeli işlemlerin maliyeti yüzdelerle temsil edilir ve daha yüksek yüzdeler kurda daha büyük değişiklikler beklendiğini gösterir. Buna göre, seçim öncesi yatırımcının ödemesi gereken koruma bedeli yüzde 8 iken seçim zamanını kapsayan dönem için bedel yüzde 10. Bu da Aralık 2011'den beri gördüğü en yüksek rakam.
ING Londra kur stratejisti Chris Turner, “Bu işlem, kurdaki potansiyel değişikliklere karşı sigorta poliçesi satın almak gibi. Burada sigorta primi büyük oranda oynaklık beklentilerine göre belirleniyor” dedi.
İngiltere'nin iki büyük partisi, Muhafazakarlar ve İşçi Partisi, anketlerde başa baş giderken, popülist partilere destek de gittikçe artıyor. Bu da, yeni parlamentoda kimsenin üstünlük kuramayacağı ve büyük partilerin küçük partilerle koalisyon kurmak zorunda kalacağı beklentisini yükseltiyor. Ülkenin para politikaları hakkındaki belirsizlik de artmış oluyor.
Ayrıca, ülkenin Avrupa Birliği'nden çıkma ihtimali de ayrı bir endişe kaynağı. İngiltere Başbakanı David Cameron, bu dönemde de kazanırsa AB'yle daha iyi bir antlaşma için müzakerelere başlayacağını ve 2017'de bir referandum yapılabileceğini söylemişti.
