BIST 100 9.693,46 % 1,77
USD/TRY 32,4576 % -0,22
EUR/TRY 34,6764 % -0,03
Piyasalar
9.693,46
% 1,77
32,5028
% -0,08
34,6694
% -0,05
1,0657
% 0,13
45,44
-0,05
2.391,22
% 0,51
87,21
% 0,11
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Başçı'nın zorlu yolculuğu (2)

Erdem Başçı'nın Merkez Bankası başkanlığındaki yolculuğu...

Erdem Başçı'nın Merkez Bankası'ndaki yol ayrımı
KERİM KARAKAYA 12 03 2015, 10:59

Merkez Bankası Eski Başkanı Durmuş Yılmaz 2011’de Bloomberg HT’ye verdiği bir röportajda gelen “Yerinize iki aday var. Kimin gelmesini istersiniz?” sorusunu, “Gönlümden biri geçiyor ancak şimdi söylemeyeyim” diye cevaplamıştı.

Yılmaz’ın gönlünden geçen isim çoğu Merkez Bankası çalışanının da olduğu gibi Erdem Başçı’ydı. Çalışanlarının da desteğini almış parlak bir akademisyen, 10 yıla yaklaşan merkez bankacılığı deneyimi ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile çocukluktan gelen dostluğun verdiği siyasi destek sayesinde Başçı’nın başkanlığının oldukça rahat geçeceği düşünülüyordu.

Ancak piyasa ile siyasetçiler arasında orta yol bularak ilerlemeye çalışan Başçı’nın bu tavrı, eski merkez bankacılarına göre kariyerinde büyük kırılmaya neden oldu.

Ocak 2014’te kopan fırtına her şeyin başlangıcı oldu.

17-24 Aralık operasyonlarının ortaya çıkardığı siyasi tansiyon dolar kurunu 2,39’a çıkardı. 3 milyar dolarlık rekor döviz satışı da dahil her yolu deneyen Başçı kurdaki yükselişi durduramıyordu.  Uzun süre kullanmaktan tereddüt ettiği faiz silahını en sonunda çekti ve 5,5 puanlık şok faiz artırımı yaptı. Bu faiz artışı daha önce benzerine az rastlanan tonda sert bir siyasi söyleme kapı araladı.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz artışına tepkisi gecikmedi ve Merkez Bankası’na “Faizleri çıkardığın gibi indir” çağrısında bulundu.

Bazı ekonomistlere göre Merkez Bankası piyasadan gelen faiz artırım baskısına uzun süre direnmiş, geciken kararın bedeli daha yüksek faiz artışı olmuştu. “Merkez Bankası faizi daha önce kademeli artırmaya başlasaydı bu yaşanmayacaktı” diyen  ekonomist Uğur Gürses, “Faizi yarım puan aşağıda tutmanın bedeli 5 puanlık faiz artırımı oldu” diye konuştu.

Şok faiz artışı işe yaramış, dolar kuru gerilemeye başlamış olsa da siyasi cephede fırtına dinmiyordu.

Başçı, şok faiz artırımının etkisiyle dolar kurundaki yükselişi dizginlerken, ilk faiz indirimini Mayıs ayında 50 baz puan ile yaptı. Politika faizini yüzde 9,5’e çeken bu karar Erdoğan’ın ağır eleştirisi altında kaldı. Erdoğan, faiz indirimine karşı “Dalga mı geçiyorsun?” diyerek Merkez Bankası’nı eleştirirken şok faiz indirimi yapılmasını talep etti.

BusinessHT’ye konuşan bir kaynak, bu dönemde Başçı’nın istenirse görevden ayrılabileceğini Başbakan’a ilettiğini ancak kabul edilmediğini kaydetti.

Merkez Bankası konuya ilişkin soruları yanıtlamadı. Cumhurbaşkanlığına ulaşılamadı.

2003-2006 arasında Başçı ile birlikte çalışan Merkez Bankası Eski Başkan Yardımcısı Şükrü Binay, Başçı’nın siyasi söylem karşısında pasif bir duruş sergilediğini belirtti ve ekledi: Önceki başkanlar da benzer söylemlerle karşılaştılar. Ancak onlar buna karşı reaksiyon verdiler. Böylece herkes birbirini tanıdı. Merkez Bankası’na bir şey söylersen karşılık alacağını biliyorlardı. Başçı’nın orta yol bulma arayışı söylemlerin sertleşmesine neden oldu.

16 Ocak 2015 Türkiye’deki faiz tartışmalarının en sert noktaya ulaştığı tarih oldu. Milad sayılacak bu tarihten itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamaları yaptı:

-16 Ocak 2015: Dünyada herkes faiz indirirken Merkez Bankası sağ olsun olduğu yerde duruyor. Sen neyi bekliyorsun Ey Merkez Bankası!

-22 Ocak 2015: Verilen mesajdan hala nasibini almış değil.

-1 Şubat 2015: İnsanı çıldırtacaklar. Faiz sebep enflasyon sonuçtur.

-27 Şubat 2015: Yüksek faiz vatana ihanettir.

-2 Mart 2015: Burada bu uyarılar yapıldığı halde artık biraz kendine çeki düzen ver. Ben diyorum ki faiz sebeptir enflasyon da neticedir. Çağırıp konuşacağız.

Başçı, giderek artan ağır eleştiriler altında kalırken, istifa edeceği yönündeki söylentiler de kulaktan kulağa dolaşıyordu.

Piyasa ve siyasetin baskısı altındaki Erdem Başçı’nın bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği merak ediliyordu. Hürriyet Gazetesi’nde 10 Şubat’ta Başçı’nın Ankara’da 4 yıldır yaşadığı lojmanını boşalttığı ve çocuklarının okullarına yakın bir eve taşındığına yönelik spekülasyonların başlamasına neden oldu. Ardından sağlık kontrolleri nedeniyle 26 Şubat’taki Banka Meclis toplantısına katılmayacağı öğrenildi.

Tüm bu gelişmeler Başçı’nın istifaya yakın olduğu söylentilerini büyütürken, üst üste yalanlamalar geldi. Başbakanlık ve Merkez Bankası’ndan 3 gün üst üste “Başçı görevinin başında” açıklaması geldi.  Son olarak Başçı, 27 Şubat’ta televizyonlara, “Görevimin başındayız, kamu görevi verildiği sürece en iyi şekilde yapılır” diye konuşacaktı.

Merkez Bankası Eski Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu’ya göre ise Başçı’nın lojman ve Banka Meclis toplantısına katılmaması bir mesaj niteliğindeydi. “Bunlar rahatsızım, görevime pamuk ipliği ile bağlıyım mesajıdır” diyen Kumcu, özellikle lojman kararının simgesel öneme sahip olduğunu belirtiyor.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın çocukluk arkadaşı, parlak akademisyen Merkez Bankası başkanlığındaki dördüncü yılında yol ayrımında kaldı. Görev süresi 2016 Nisan ayında dolacak olan Başçı’nın bundan sonra nasıl bir merakla bekleniyor.

Ancak kariyeri boyunca Başçı’nın peşini bırakmayan piyasa-siyaset baskısı arasındaki kalmışlık bugünlerde de sürüyor. Dolar bu kez 2,64’ü aşarak rekor kırarken Ankara’da üst üste ekonomi zirveleri yapılıyor.

Durmuş Yılmaz ise gelinen noktada şu tespiti yapıyor: Piyasa artık Merkez Bankası’nın bağımsızlığını test etmeye başladı. Başçı’nın günahı yok, bu siyasetten kaynaklanıyor.

Yukarı

Business HT×