Kolay paranın sonu geldi mi?
Önce ABD Merkez Bankası'nın şahin bir faiz artışına gitmesi ardından Avrupa Merkez Bankası'nın net varlık alımları için son bir tarih vermesi, piyasalarda kolay paranın sonunun geldiğine yönelik yorumlara yol açtı. Bu durum finansmanı açısından yurt dışı kaynakların önemli olduğu Türkiye gibi gelişen ülkeleri de yakından ilgilendiriyor. Son atılan adımlar her ne kadar parasal sıkılaşmaya yönelik sinyaller verse de rakamlar büyük merkez bankalarının ekonomiye desteklerinin devam ettiğini gösteriyor.
Amerikan Merkez Bankası'nın son toplantısında faiz artışı yanında 2018'de dört faiz artışı olacağı yönünde sinyal vermesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın net varlık alımlarının 2018 Aralık sonuna kadar tamamlanacağını açıklaması, piyasalarda kolay para döneminin sonuna gelindiği yönünde yorumlara neden oldu. Ancak gelen açıklamalar ve rakamlar büyük merkez bankalarının hala ekonomiyi destekleyici bir para politikası izlediğine işaret ediyor.
Bu yıl ikinci faiz artışına imza atan Fed yetkilileri bankanın para politikasına ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde bu politikanın teşvik edici niteliğine dikkat çektiler. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi de bankanın Aralık sonunda varlık alımlarını durdurması kararının hala önemli bir mali teşvik alanı bıraktığını açıkladı. Bankanın özellikle en az 2019 yaz aylarına kadar faiz artırmayacağı taahhütünde bulunması bu yönden önemli bir sinyal olarak okundu.
Büyük merkez bankalarının yetkililerinden gelen bu sinyallerin yanında rakamlar da henüz kolay para döneminin sonlandığını söylemek için erken olduğunu gösteriyor. Bank of America'nın öngörülerine göre, dünyanın büyük merkez bankalarının bilançolarının büyüklüğü Lehman Brothers krizi dönemine göre 11,8 milyar dolar daha fazla. JP Morgan ekonomistleri de gelişmiş ülkelerdeki faiz oranlarına ilişkin göstergenin yüzde 1'in altında olduğunu öngörürken, önümüzdeki 1 yılda bu rakamın yüzde 1,5 seviyesinin üzerine çıkmayacağını tahmin ediyor.