PİYASALAR

Kayyum atanan iki inşaat devine Almanlar talip

TMSF Başkanı Muhiddin Günal, kayyum atanan inşaat firmaları Dumankaya ve Fi Yapı’ya Alman bir şirketin talip olduğunu söyledi

49 milyar lira aktif büyüklüğe sahip 985 firma ile Türkiye’nin en büyük holdingi olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, Hürriyet’ten Jale Özgentürk’e verdiği röportajda Dumankaya ve Fi Yapı şirketlerinin satışı için kuvvetli bir Alman inşaat firması ile önemli bir noktaya geldiklerini açıkladı.

FETÖ üyesi olduğu iddiası ile kayyum atanan firmalarda basiretli bir tüccar gibi davrandıklarını söyleyen Başkan Gülal, amaçlarını milli servet olarak gördükleri bu şirketleri büyüterek istihdamı korumak ve arttırmak olduğunu söyledi.

985 firma içinde en zorlandıkları grubu Gaziantepli Naksan olarak açıklayan Gülal, kendisine en üzüntü veren şirketleri ise mağdur sayısı 4 binleri bulan Dumankaya ve Fi Yapı olarak sıralıyor. 

KAYYUM ATANAN ŞİRKET SAYISI 1000'E DAYANDI
 

“SAYI HER GÜN DEĞİŞİYOR”

-TMSF Başkanlığı görevine sekiz ay önce geldiniz. Bu süreç nasıl geçti?

Sekiz ay, sekiz gün gibi geçti. Başladığımda bine yakın şirket vardı. Bugün sayı 985. Bazıları iade edildi. Her gün değişiyor sayı. Mahkemelerin vereceği kararlara göre de yol haritamızı çiziyoruz. İçlerinde çok büyük, güzel şirketler var. Örneğin Nazilli’deki Uğur Soğutma, Boydak gibi. Bu şirketlerin sadece bölgeleri değil Türkiye için değerleri var. Biz bu şirketleri büyütelim, mahkemeler iade edilmesini isterse üç aldık beş yaptık diyerek teslim ederiz. Türkiye darbe teşebbüsü ile önemli bir travma yaşadı, ağır bedeller ödedik. Bu olağanüstü bir dönem olarak görülmeli.

-Bu şirketlerin büyüklükleri ne şu anda? 

985 şirketin toplam aktif büyüklüğü devir tarihinde 44,7 milyar lira, öz kaynakları 18,9 milyar liraydı. 31 Aralık itibari ile aktif büyüklükleri 49,3, öz kaynakları 19,8 ciroları ise 26,5 milyar lira oldu. Çalışan sayısı da 47 binden 48 bin 700’e çıktı. Naksan Grubu’nun çok güzel iki tesisi var. Plastik ve Royal Halı. Kapasite arttırımı ile istihdamı arttırdık. Yaklaşık 2 bin yeni istihdam sağladık. Geçen gün Güllüoğlu’na yeni bir tesis açtık. Sonuçta gıda üretiyoruz. Hijyenik olmak zorunda. Şimdi içimiz daha rahat. 

FETÖ'DEN EL KOYULAN DUMANKAYA DAİRELERİ SATILIYOR

-Şirketlerin patronları hapiste ama şirketler büyüyor. Yeni yatırımlar yapılıyor. Nasıl karşılanıyor bu. FETÖ şirketleri bunlar diye eleştiren var mı?

Elbette eleştiren var. Niye FETÖ şirketlerini büyütüyorsunuz diye. Ancak bu şirketlerin yaşaması lazım. Bu şirketler milli servet. Bugün 48 bine yakın insan çalışıyor. İstihdama katkı sağlamaya devam etmeleri lazım. Bizim görevimiz bu.

“MAĞDURLARI DİNLİYORUM”

-Dumankaya ve Fi Yapı yüzünden trajediler yaşanıyor. Mağdur olanlar çok fazla. Nedir stratejiniz? 

Evet, bu şirketlerde mağdur kişi sayısı fazla. İkisini topladığımızda 4 binin üzerinde. Konut borcunun tamamını, ödeyenler yarısını ödeyenler var. Bir şekilde dairelerini bekleyen insanlar var. Bizim konsantrasyonumuz da orada. Üç dört aydır nasıl bir çözüm getiririz diye uğraşıyoruz. İnşallah bu sorun için de güzel şeyler olacak. Görüşme aşamasındayız. Mutabakat zaptı imzaladık. Gizlilik anlaşmamız var. Bir yabancı firma ilgileniyor. 

Fİ-YAPI'YA DA KAYYUM ATANDI

- İlgilenen firma Körfez’den mi?

Hayır Avrupa’dan. Almanya’dan kuvvetli bir inşaat firması. Türk ortaklı değil. Bir şekilde Türkiye pazarına girmek istiyorlar. Dumankaya ve Fi Yapı problemini çözmenin prestij yaratacağına inanıyorlar ve böylece bu pazara girmek istiyorlar. İyi bir noktadayız.

- Bu iki şirketin cazip bir tarafı var mı?

Her ikisinin de 200’er milyon liraya ihtiyacı var. Fi Yapı’nın bunu karşılayacak bir varlığı var. Bir adası ‘Garip Ada’ var Dikili’de. Özel turizm alanı imarlı bir ada. Dumankaya’da da 200 milyon liraya ihtiyaç var. Varlıkları bunun yarısını karşılıyor. Alman grupla aradaki bu farkı kapatacağız.

- Hak sahipleri evlerini alabilecekler mi?

Bütün uğraşımız bu mağduriyeti gidermek. Giderebilirsek kendi adımıza çok güzel bir iş yapmış olacağız. Hak sahipleri ile çok görüştüm, çok dinledim. Ama olağanüstü bir dönem bu, öyle bakmak lazım. Ama o mağduriyetleri gidermek istiyorum.

“323 KAYYUM VAR”

-Bu kadar şirkete kayyum bulmak zor olmadı mı? 

323 kayyumumuz var. Bunların içerisinde valilerimiz, kaymakamlarımız, eski vekillerimiz var. Ağırlıklı olarak da TMSF çalışanlarımız var. Bugün katları dolaşsanız bina terkedilmiş gibi, çünkü arkadaşların hepsi sağda solda.

-TMSF’de çalışan personel ya da bürokratın şirket yönetmede ne kadar yetkinliği olabilir? 

TMSF 2003’ten bu yana şirket yönetiyor zaten. Bu manada TMSF’de çok ciddi bir know how var, ciddi bir tecrübe var. Bu süreçte de arkadaşlarımın tecrübesi şirketlere yansıdı. Şirketlerin ciroları arttı, karlılık olarak büyüdüler. Ben özellikle her firmada TMSF’den bir iki uzman seviyesinde arkadaş olsun istedim. Şirketlere hakim olmak açısından. Bu da başarılı oldu. Benim yüze yakın personelim kayyumluk yapıyor şu an. 

AĞAOĞLU: TMSF'NİN ELİNDEKİ ŞİRKETLERLE İLGİLENEBİLİRİZ

-İlk günlerde nasıl sorunlar yaşadınız? 

Bize geçtiği andan itibaren tabii ki FETÖ bağlantılı oldukları için ciddi bir imaj sorunu yaşadık. Tedarikçiler mal vermemeye başladı. Alıcılar korkudan alımı kesti. Biz o süreçte hızlı bir şekilde artık bu şirketlerin FETÖ şirketi olmadığını, TMSF’nin yönetiminde ve denetiminde, devlet desteğinde olduğunu ifade ettik. Tabii şirketler toparlanmaya başladılar. Bu süreçte inanın eski patronlar da iyi ki şirketlerimiz TMSF’ye geçti dediler. Bu şirketler TMSF yönetiminde olmasalardı ekonomik durumları tehlike arz edecek 200-250 firma zora girecekti.

- Zora düşüp kapanan firma oldu mu?

Bu firmalar içinde 320 gayri faal firma var. Önceden de gayri faaldi. Biz şimdi bu 320 firmayı tasfiye edelim istiyoruz. Kapatalım, bunların bir ekonomik değeri yok. Farklı maksatlarla kurulmuşlar. Mesela Naksan’ın 51 firması var, faal olan altı tane. Varlığı da faaliyeti de yok. Bunlarla ilgili tasfiye süreci de başladı.

-Mahkemeler uzun sürerse bu şirketlerle ilgili ne yapacaksınız?

Burada temel kriterimiz firmanın ekonomik devamlılığı ile alakalı. Tehlike söz konusu ise firmanın satışı gündeme gelebilir, Ama gerek koruma tedbirlerimiz ekonomik tehlike arz eden firmamız yok. Daha çok varlık satışı yapmak sureti ile firmayı destekliyoruz. Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül’ün bir beyanı olmuştu. 2018 içerisinde mahkemeler bununla alakalı kararlarını verecek, diye. Biz de bunu bekliyoruz.