Merkez Bankası 8 ay sonra faiz artırdı
Merkez Bankası Nisan ayından beri ilk kez faiz artışına gitti.
Merkez Bankası faiz artışı kararı aldı ama piyasa artışı yeterli bulmadı.
Para Politikası Kurulu'ndan geç likidite penceresinde 50 baz puanlık artış kararı geldi.
Böylelikle Nisan 2017 tarihinden bu yana ilk kez faiz artışı yaşandı. Nisan'da PPK geç likidite penceresini 50 baz puan yükseltmişti.
Banka diğer faiz oranlarını sabit bıraktı. Piyasanın ilk tepkisi faiz artışının beklentileri karşılamadığı yönünde oldu. Dolar/TL kuru çok hızlı bir artışla 3,89 seviyesine kadar yükseldi.
Marjinal fonlama oranı yüzde 9,25, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 seviyesinde sabit tutuldu. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8 düzeyinde bırakıldı.
Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan'ın kararla ilgili ilk yorumu şöyle oldu:
"Merkez Bankası'nın kararı alırken ne düşündüğünü zamanla anlayacağız ama çok önemli bir fırsatı tepti gibi geliyor bana. İyi, etkili bir karar. Önümüzdeki senenin temel risklerinden biri olan yüksek enflasyon konusunda bir sene boyunca elini rahatlatacaktı. Bu karar, piyasa beklentileriyle birebir örtüşmediği için muhtemelen kur ve faiz tarafında kısa dönemli spekülatif hareketlere yol açabilir. Fakat, gelecek senenin risklerini düşündüğümüzde, Merkez Bankası'nın sürekli faiz artırır modda olmak istemediği bir dönemde operatif olmayan bir üst bant yaratıp, politika faizini daha işler hâle getireceği bir uygulama yapsaydı, önümüzdeki sene özellikle kurun getireceği rahatlamayla enflasyon projeksiyonlarında değişiklik olabilirdi."
Faiz oranıyla ilgili yapılan duyuruda şu ifadeler kullanıldı:
2017 yılı genelinde toplam talep güçlü bir seyir izlerken kredilerde hızlı bir artış gözlenmiştir. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir. İç talepteki iyileşme devam ederken dış talepteki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir.
Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır. Bu çerçevede Kurul, parasal duruşun sıkılaştırılmasına karar vermiştir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.
Merkez Bankası'nın bir imkânı tepmiş olduğunu söyleyen Turkish Bank Yönetim Kurulu Danışmanı Tuğrul Belli ise "Bugün geç likidite penceresini yüzde 20'ye çıkartsanız bile onu uygulayacağınız anlamına gelmez. Önemli olan sepeti, diğerleriyle beraber ona göre ayarlayabilmek. Yüksek tutarsınız ama illâ ki uygulamanız şart değil. 50 baz puanı ben de beklemiyordum" diye konuştu.
İki faktörün önemli olduğunu söyleyen Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, "Yaklaşan enflasyonun baz etkisiyle biraz rahatlıyor olması, ikincisi de kurlarda psikolojiyi bozan seviyeler normalleşince bunu biraz daha zamana yayabilme, ocaktaki toplantıdan önce 'cephaneyi kullanmayayım' diye düşünmüş olabilir" dedi.
TL'DE REKOR GERİLEME VE ENFLASYONDAKİ BOZULMA ARTIŞ BEKLENTİSİ YARATMIŞTI
Son dönemde Türk Lirası'ndaki gerileme ve enflasyonda görülen bozulma faiz artışı beklentilerini desteklemişti.
Bir önceki PPK toplantısından sonra dolar/TL kurunda 3,9826 ile rekor seviye kaydedilmişti.
Yıllık tüketici fiyatları enflasyonu ise (TÜFE) Kasım'da yüzde 12.98'e yükselerek 2003'te açıklanan yeni serinin tarihi zirvesine gelirken, bu yükseliş TCMB'nin 14 Aralık'taki PPK toplantısında geç likidite faizinde artış yapması yönünde beklentileri de artırmıştı.
TCMB enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 9.8 seviyesinde olacağını öngörüyor ancak piyasada yılsonuna ilişkin tek haneli beklenti bulunmuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Merkez Bankası'nın da yakından izlediği özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden "B" Ekim'de yıllık olarak yüzde 11.79'dan yüzde 12.17'ye, "C" ise yüzde 11.82'den yüzde 12.08'e yükseldi.
Böylece Ekim'de kayıtların tutulmaya başlandığı Ocak 2004'ten beri en yüksek seviyeye gelen B endeksi tarihi zirvesini daha da yukarı taşırken, C endeksi ise Ocak 2004'ten beri en yüksek seviyeye ulaştı.