PİYASALAR

Merkez bankacıları Marksistleşiyor mu?

Bloomberg News Küresel Ekonomi Genel Yayın Yönetmeni Daniel Moss'a göre düşük ücretler bir tek çalışanların değil, merkez bankacılarının da derdi  

Avustralya Merkez Bankası Başkanı Philip Lowe, bir yıldan az bir süredir görevde ve merkez bankacılarının genellikle girmekten korktuğu bir bölgeye adım atmak üzere.

Ülkesindeki yüzde 2'lik ücret artışını "hileli" diyerek az bulan Lowe, çalışanları daha yüksek maaş istemeleri konusunda uyardı ve vasat tazminatların "hassas ekonomi politikaları" nedeniyle giderek aşındığını söyledi.

Burada olağandışı bir durum var. Bir merkez bankası başkanı, çalışanları ayağa kalkıp ekonomiyi kurtarma konusunda neden uyarır? Normalde bu tip yetkililer, bütçe ve vergiler gibi kendi sahaları dışında olan devlet tabanlı konuları tartışmaya isteksiz olurlar. Yaptıkları zamana bir ateş fırtınası bir çoğunu yutar.

Lowe, hâlen 60 yıl önce William Phillips tarafında geliştirilen, enflasyonla işsizlik arasında ters ilişki kuran Phillips Eğrisi'ne inanıyor. Bu kurama göre daralan bir işgücü piyasası eninde sonunda yüksek ücretler ve enflasyona yol açacak. Ancak Lowe, hatta meslektaşları Janet Yellen ve Mario Draghi'nin de beklentilerinin aksine tam istihdam fiyatları yukarı çekmedi.

Merkez bankalarının büyümeyi canlandırma ve enflasyonun yükünün çoğunu mâli politikanın taşınması gerektiğini söylemesi bir şey, bu mesuliyeti istihdama yüklemek ise bambaşka bir şey. Sendikalaşmanın giderek azaldığı, birçok işverenin ilk zorlukta işçi çıkarma eğiliminin arttığı bir ortamda  çalışanların daha yüksek ücretler için baskı yapmaya yeterince gücü yok.

Peki bir merkez bankacı bu durumla ilgili ne yapabilir? Bu kişiler istihdam piyasası düzenlemelerini kontrol edemez, bir sendika lideri değil, vergi oranlarında değişiklik yapamaz ya da şirketleri ücretleri artırması yönündeki ikna edecek bir kurum görevi görmez. En fazla, iş dünyasının güvenini artırmak için faiz oranlarını göreceli olarak düşük tutabilir.

Londra merkezli Eurizon SLJ Capital'in Genel Müdürü Stephen Jen'e göre Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeler, küresel ekonomiye 2001'de adım attı ve dünya, Batı'daki işçi ve sermaye sahiplerinin menfaatlerine göre değişmek zorundaydı.  Bu nedenle bugünkü modellerin hepsi yeniden düzenlenmeli.

İşçiler için sorunun anahtarı daha yüksek maaşta ısrarcı olmak yerine daha verimli ve yenilikçi olmaya çalışmakta yatıyor olabilir. Tabii şayet, yerinize aynı işi yapacak düzinelerce insan olmadığından eminseniz o başka... Ancak başka ülkelerdeki insanların aynı işe çok daha düşük ücretlere ikna olacağı da göz önünde bulundurulmalı.

Bu durum, küreselleşmiş ekonominin bir bedeli. Ancak tabii ki olumlu yanları da var. Örneğin, Çin büyüme ve ücretlerin hızla arttığı bir dönemden geçerken Avustralya'da ihracat rekor seviyelere ulaştı. Çin'deki bu canlılık, Avustralya'yı 2007-2009 döneminden de korumuştu.

Zamanı geri çevirmenin bir yolu ve nedeni yok. Çalışanlar ve merkez bankacılarının beraber yeni bir yol bulması gerekiyor. 


* Bloomberg News Küresel Ekonomi Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten Daniel Moss, daha önce de Bloomberg'in Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika takımlarını yönetmişti.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.