Merkez'in karar metni faizden daha fazlasını söylüyor
Son verilerde gözlenen talepte kıpırdanma sinyalleri ardından TCMB, "o ifadeyi" metinden kaldırdı. Peki "bu" ne ifade ediyor?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararlarının yanında karar metinlerindeki değişimler Merkez'in gözünden ekonomi ve piyasalardaki gidişatı değerlendirme fırsatı sunuyor.
Bu noktada son karar metninde yapılan değişiklik dikkat çekici.
"Toplam talep gelişmeleri enflasyona düşüş yönünde katkı vermektedir." ifadesi artık yok.
Bu da Şubat ayı tüketici enflasyonu verisinin alt kalemlerinde görülen talepte kıpırdanma sinyallerinin Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri tarafından da okunduğunu gösteriyor.
TALEP YENİDEN KIPIRDANIYOR
Bir başka deyişle, TCMB'nin son karar metni geç likidite faiz oranında 75 baz puan artışı haber vermesinin yanı sıra, 2016 Temmuz ayından sonra öne çıkan zayıf talep görünümünün Şubat'ta yerini yeniden canlanmaya bıraktığını savunan ekonomist yorumlarını destekleyici olarak görülebilir.
Üstelik, karar metnindeki tek major değişiklik de yalnızca" talep" tarafındaki ifadede.
MERKEZ DAHA ÖNCE NE DEMİŞTİ?
Son dönemde Merkez Bankası, karar metinlerinde 2016 Temmuz ayına kadar iç talep için olumlu ifade kullanmaktaydı.
Daha sonra bu görüş kademeli olarak değişti. Temmuz'da "İç talep büyümeye pozitif katkı verirken, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir." denilirken Ağustos'taki "bir miktar yavaşlamakla birlikte" şeklindeki ek ifadeyle bir parça olumsuzluk yüklendi.
Eylül'de ise "toplam talepteki yavaşlamanın çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklediği" ifadesi karar metnine yerleşti ve Ekim'de aynı şekilde korundu. Kasım'da çekirdek yerine yalnızca enflasyondaki düşüşü desteklediği ifade edilirken Aralık'ta enflasyonda iyileşme ifadesinin kalkmasıyla birlikte toplam talebin enflasyonu artırıcı gelişmeleri sınırladığı ifadesi kullanıldı.
Ocak'ta da bu ifade sürdürülmüştü. Son durumda yalnızca AB ülkeleri ile kıyaslanarak "İç talep göreli olarak daha zayıf seyrederken Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir." deniliyor.
İLK SİNYAL ŞUBAT TÜFE'DE ALINDI
Mart karar metnine gelirken Şubat TÜFE yüzde 10,13 ile 2012 Nisan'dan bu yana ilk kez çift haneye çıktığında JP Morgan'dan yapılan değerlendirmede yurt içi talebin piyasa katılımcılarının varsaydığından daha güçlü olabileceği ifade edilmişti.
Talebe dair öncü göstergelerden olan AVM cirolarında da zorunlu kategoriler istikrarlı olmak üzere ciro artışının devam ettiği görülüyordu. Anadolu Bank Hazine Bölümü Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan da "Uzun süredir maliyet enflasyonu olarak açıklayabileceğimiz genel yapı kıpırdayan tüketimin getirdiği değişkenlerin yarattığı talep bazlı etkilerle birleşince yıllık enflasyon beklentilerinde bir miktar bozulma yaşatabilir." diyerek talepteki bu canlanmaya dikkat çekmişti.
İLAVE PARASAL SIKILAŞTIRMA HALA MASADA
Talep dışında karar metninde gıda fiyatlarında oynaklığın enflasyona etkisi yerine baz etkisinin etkisi gibi ana görüşü değiştirmeyen değişiklikler yaşanırken "değişmeyenler" tarafında da dikkat çeken bir ifade yer alıyor.
Ocak ayında geç likidite penceresinin yanı sıra faiz koridorunun üst bandında artış yapan Merkez, o gün karar metnine eklediği "ilave parasal sıkılaştırma" yapılabileceği ifadesini Mart'ta da korudu:
"Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir. "
Kasım'daki faiz artırımına rağmen metinde yer almayan ve Aralık'ta da bulunmayan bu ifade merkez bankası takipçileri ve piyasa ekonomistlerine göre gelecekte yeni bir sıkılaştırma adımının masada kalmaya devam ettiği şeklinde yorumlanıyor.
TCMB'nin bir sonraki PPK toplantısı 28 Nisan'da açıklanacak.