PİYASALAR

İsrail-Türkiye gaz akışında Kıbrıs tehdidi

2019'da İsrail'den Türkiye'ye başlaması beklenen gaz akışında Kıbrıs ile bozulan ilişkiler tehdit olarak görülüyor

Türkiye’ye yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz ihracını içeren İsrail gaz projesinde nihai aşamaya gelindi.

Aralarında Noble Enerji ve Delek Group’un da olduğu İsrailli enerji şirketleri, İsrail'in en büyük doğalgaz sahası Leviathan için öngörülen 3.75 milyar dolarlık planı onayladı. Leviathan'da yüzde 22,7 oranında paya sahip Delek Drilling CEO'su Yossi Abu ortaklar olarak, İsrail tarihindeki en büyük enerji projesini hayata geçireceklerini söyledi.

2019 yılında üretime başlayacak olan Leviathan'ın ortakları ile Türkiye ve Mısırlı Royal Dutch Shell arasında gaz satışı görüşmeleri sürüyor.

17. Uluslararası Enerji Arenası Konferansı kapsamında Türkiye'ye gelen Delek Drilling Gaz Boruhattı Projesi Direktörü Ofer Oberlander, Leviathan sahasının iki aşamalı olarak geliştirileceğini kaydederek gazın en büyük bölgesel piyasalar olan Türkiye ve Mısır üzerinden gönderilmesinin gündemde olduğunu belirtti.

Projenin gelişiminde son dönemde önemli ilerlemeler sağlandığına dikkat çeken Oberlander, sürecin başarılı bir biçimde yönetilmesi durumunda tüm tarafların fayda sağlayacağını söyledi.

TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA KIBRIS ÇIKMAZI

Türkiye en avantajlı ülke olarak gösterilse de uzmanlar, Kıbrıs ile ilişkilerdeki bozulmaya dikkat çekiyor.

İsrail ve Türkiye arasındaki boru hattının Kıbrıs'tan geçmesi gerekiyor. Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Hidrokarbonlar Müdürü Sohbet Karbuz, "İsrail'den Türkiye'ye boru hattı kurmak istiyorsanız 2 gereklilik var. Ruhsat başvurusu yapılmalı ve çevresel etkiler değerlendirilmeli. Taraf ülkelerden biri de Kıbrıs. Fakat Türkiye, Kıbrıs'ı tanımıyor. Lisans alamazsınız, diyelim ki aldınız Kıbrıs kanunlarına bakın. Ulusal güvenlik ilkesine dayanarak boru hattı ruhsatını iptal ediyorum diyebilir" açıklamasında bulundu.

İsrail Technion Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gina Cohen ise Türkiye ile İsrail arasında inşa edilmesi planlanan boru hattına Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin çevresel veya başka nedenlerle karşı çıkmasının, hukuki bir dayanağı olmadığını kaydederek bu anlamda İsrail ve Türkiyeyi engellemelerinin mümkün olmadığını ifade etti.

Güney Kıbrıs'ın duruma karşı çıkması durumunda İsrail tarafının "uluslararası hukukun kendileri tarafında olduğunu belirteceğini bildiren Cohen, diğer seçeneklerin analiz edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.