Moody's kararı öncesi uzmanlar ne dedi?
Yatırımcıların gözü, darbe girişiminin ardından Türkiye'nin kredi notunu negatif izlemeye alan Moody's'te. Uzmanlara göre uluslararası derecelendirme kuruluşu bugünkü açıklamasında not indirimine gitmeyecek
Ekonomistler, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'nin "Baa3" ile "yatırım yapılabilir" seviyedeki kredi notunu negatif izlemeye alan uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody's'in bugünkü not değerlendirmesini yorumladı.
Nomura International Kredi Stratejisti Timothy Ash:
"Türkiye'yi Ba2 seviyesine koyan 'hesaplamaların' ne olduğundan emin değilim. Kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYHİ) oranı yüzde 34 olan Türkiye, bu oranla Avrupa Birliği'nin üçte birinin ortalamasına yakın. Ülkenin GSYHİ bütçe açığı yüzde 1-2 oranında, reel GSYHİ büyümesi hâlen birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonominin gıpta ettiği seviyede ve Mayıs 2013'te ülke notunu 'yatırım yapılabilir' düzeye çektiğinden bu yana hedeflenen oranda herhangi bir bozulma yok. Notun 'çöp' seviyeye çekilmesi, kurumsal güce ve bana göre objektif bir kriter olmayan darbe girişimi sonrası duruma dayanan öznel bir karar olur. Tayland'ta askeri darbeyle yönetimin değişmesi, ülkenin yatırım derecelendirmesini etkilememişti."
Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali:
"Moody's herhangi bir açıklama yapmayabileceği gibi, kısa bir notla turizm sektöründeki sorunların yayılma riski ve dış finansman ihtiyacımız üzerindeki risklere dikkati çekerek, Türkiye'nin kredi notunu değerlendirme sürecinin devam ettiğini belirtebilir.
Türkiye’nin mevcut makroekonomik dinamikleri göz önünde bulundurulduğunda, not indirimi kararı için çok erken. Yaşanan darbe girişiminin ardından finansal piyasalarda oynaklık ciddi biçimde arttı. Buna karşın TCMB'nin aldığı tedbirlerin desteğiyle oynaklık belirgin biçimde azaldı ve hükümetin hızlı aksiyonlarıyla reel ekonomiye etkisi ve politik yansıması sınırlı kaldı. Dolayısıyla ekonomik olarak bakıldığında not indirimini gerektirecek bir durum yok."
İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin:
"Moody’s Türkiye ile ilgili karar alırken 3 noktada değerlendirme yapacağını belirtmişti. Bunlardan ilki, iç talepte uzun süreli bir yavaşlama olma ihtimaliydi. İkinci kriter ise dış finansman erişiminin kısıtlanma ihtimaliydi. Üçüncü kriter olarak da Moody’s, politika öngörülebilirliğinin ve etkinliğinin azalması ile atalet oluşması ihtimalini değerlendireceklerini belirtmişti. Sonuç olarak, Moody’s’in izlediği alanlardaki gelişmeler büyük ölçüde olumlu yönde olurken, büyüme konusunda ise net bir yargıya varmak için daha fazla beklemek gerekmektedir. Moody’s’in eldeki veri setiyle alelacele karar alması eleştirileri artıracaktır."
Ziraat Yatırım Strateji Yöneticisi Bora Tamer Yılmaz:
"Moody's'ten açıklama yapmasını beklemiyoruz. Çünkü teknik açıdan 2 hafta önce değerlendirmeye tabi tutacağını açıklayan kurumun hızlıca karar almak yerine, gelecek veri akışını değerlendirmeyi tercih edeceği görüşündeyiz.
Türkiye’nin beşeri sermayesi ülkeyi diğer ekonomilere göre ön plana çıkarmakta. Genç nüfus, iç talebi canlı tutuyor ve ülke büyümesini sırtlıyor. Türkiye’nin zayıf yanı ise tasarruf açığı. Düşük tasarruf oranı Türkiye’yi yurt dışı fonlamaya zorlamakta. Yurt dışından sağlanan fonların da risk primine ve piyasalara bağlı yanı, ülkenin dış dengesini Türkiye ekonomisinin kırılgan yanı haline getirmekte.
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı:
" Moody’s darbe girişimi sonrası yaptığı açıklama ile 5 Ağustos’ta öngörülen değerlendirmesini öne çekti ve onu "kadük" duruma getirdi. Darbe girişiminin ekonomi üzerinde birtakım kısa dönemli etkilerinin olabileceğini, ancak bunun kalıcı hale gelmeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla kredi notumuzun sabit kalma olasılığını çok daha yüksek görüyorum. Zaten açıklamasında darbe girişiminin ekonomi ve dış finansman üzerindeki etkilerini gözlemleyeceğini belirtti ki bunun için en az 3 aya ihtiyaç var. Eğer bir açıklama yaparlarsa bu 2 hafta öncekinin bir benzeri olacaktır."