HDP'nin ekonomik duruşu koalisyonda sorun olabilir

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) büyük seçmen desteğiyle meclise girmesi, etnik politikalarla bölünmüş ve 30 yıldan uzun bir süredir savaş içinde olan Türkiye için çok önemli bir olaydı.

Ancak HDP eş başkanlarından Figen Yüksekdağ, partinin ekonomik programının herhangi bir koalisyon hükümeti içinde yer almasını engelleyebileceğini belirtiyor. Bloomberg'ün sorularına altı sayfalık bir yanıt veren Yüksekdağ, partisinin ekonomik duruşunun sadece politik rakipleriyle değil, yabancı yatırımcılarla da anlaşmakta zorluk çıkarabileceğini söyledi.

Meclisteki diğer üç partiyi gelir eşitsizliğini artıran "neo-liberal" ekonomik programların savunucuları olarak tanımlayan parti lideri, "HDP yoksulların, işçilerin ve emeklilerin yanında olan bir programa sahip" dedi. Yüksekdağ, "Bu koalisyon ortaklığı için temel bir sorun: Biz hiçbir zaman insanlara zarar veren bir ekonomik programı desteklemeyiz" diye konuştu.

Devlet ve Kürtler arasındaki kanlı çatışmanın bir sonucu olarak doğan HDP'nin en temel hedeflerinden biri savaşı ve sebep olduğu yoksulluğu sonlandırmak. Her ne kadar yüzde 13 oy oranıyla diğer üç partinin gerisinde kalsa da HDP, barış sürecinine etkinin dışında ekonomik nüfuz da elde etmek istiyor.

Yüksekdağ, "Savaşın bitmesi, ekonomik büyüme ve insanların refahının artması arasında kesin bir bağlantı kurulamaz. Bu bağlantı ancak hangi ekonomi politikalarının izlendiğine göre belirlenebilir" dedi. 

EKONOMİK VAATLER

Yüksekdağ'ın verdiği bilgilere göre, HDP'nin planı sosyal yardım programlarına 121 milyar lira harcamaktı. Bunun içinde 19 milyon eve bedava elektrik, 3 milyon eve kira yardımı, öğrencilere nakit yardımı ve emeklilik maaşlarına zam var. Planlara göre gereken finansman da savunma harcamalarının 35 milyar kısılması (bu yıl ordu, polis ve istihbarat harcamalarınına ayrılan bütçe 50 milyar liraydı), yolsuzluğun azaltılması ve dolaylı vergilere bağımlılığı azaltan daha ilerici bir vergi sisteminin getirilmesi yoluyla sağlanabilir.

"HDP'nin seçim kampanyası sırasında dile getirdiği ekonomik vaatlerin bazı finans ve yatırım çevreleri tarafından hoş karşılanmayacağını biliyoruz" diyen Yüksekdağ, "Yoksulları merkeze koyan bir ekonomik politikayı savunduğumuzdan bu doğal" dedi.