Özel sektörün döviz borcunu gösteren 6 grafik
Barclays, Türk şirketlerin döviz borcu risklerinin kriz seviyesinde olmadığını ancak büyüme üzerinde aşağı yönlü baskısının arttığını söyledi
Finansdışı şirketlerin açık döviz pozisyonlarının Türkiye'nin makro risklerinden biri olduğunu söyleyen Barclays, şu anda risklerin kontrol altında olduğunu ancak yıllar içinde etkilerinin arttığını ve büyüme üzerinde aşağı yönlü baskısının yoğunlaştığını söyledi.
1. 6 YILDA 2 KATTAN FAZLA ARTTI
Finans kuruluşu tarafından yayınlanan rapora göre, 2008-2014 arası dönemde şirketlerin açık döviz pozisyonları iki kattan daha fazla arttı. Açık döviz pozisyonları 2008'de brüt ihracatın yüzde 53'üne denk gelirken bu oran 2014 sounda yüzde 115'ine ulaşırken, 2008'de gayrisafi yurtiçi milli hasılanın yüzde 10'u seviyesindeyken 2014 sonunda yüzde 23'ü oldu.
2. BAZI SEKTÖRLERDE RİSK DAHA FAZLA
Raporda, inşaat sektörü gibi yüksek döviz borcu olan bazı büyük sektörlerin ihracat gelirleri bakımından doğal bir hedge sahibi olmadığına dikkat çekildi.
3. DOLARIN AĞIRLIĞI YÜKSEK
2014 sonu itibariyle şirketlerin döviz borcunun yüzde 66'sı dolar cinsinden. Bu durum da bilançoları doların gücü karşısında kırılganlığını çok daha fazla artırıyor.
4. YEREL BANKALARIN RİSKİ YÜKSELDİ
Bugün yerel bankalar üzerinde şirketlerin döviz borcundan doğan riskler geçmişe göre çok daha fazla. Şirket döviz borcu oranları 2008'de yüzde 35'ken 2014'te yüzde 70'e ulaşmış durumda.
Bu durum dış finansmanda yerel bankalara olan bağımlılığı artırdı.
5.BORÇ VADELERİ
Başlıca hafifletici etken döviz borçlarının vadelerinin uzun olması. Şubat 2015 itibariyle 178 milyar dolar seviyesinde olan açık döviz pozisyonunun sadece 20 milyar doları kısa vadeli.
6. KRİZ ANİ RİSK DEĞİL, BASKI KAYNAĞI
Yine de TL'deki zayıflığın şirket bilançolarına etkisi güçlü olabilir:
i) Artan finansman maliyetleri ve kur farkından kaynaklanan kayıplar özel sektör yatırımlarında düşüşe sebep olacak,
ii) Yerel bankaların döviz cinsinden takipteki alacaklarındaki artış bankacılık sektörünün varlık kalitesi üzerinde baskı oluşturacak.
Bu bilanço riskleri daha zayıf liranın rekabette sağladığı avantajlara ağır basabilir ve Türkiye'nin büyüme görünümü üzerinde kalıcı baskı oluşturabilir. Yani özel sektörün döviz borcu ani bir kriz riski olmasa da yavaş yavaş büyüyerek ülke ekonomisi için sorun yaratabilir.