JP Morgan: AKP'nin 330 sandalye elde etmesi zor

JP Morgan, AK Parti'nin Haziran seçimlerinde Anayasa'yı değiştirmesi için gereken oy oranını elde etmesinin olası gözükmediğini ve Merkez Bankası-hükümet ateşkesinin seçime kadar devam edecek gibi durduğunu söyledi.

JP Morgan, analistlerinin geçen hafta hükümet, TCMB yetkilileri, bağımsız politikacılar ve ekonomi analistleri ile Ankara ve İstanbul'da yaptıkları görüşmelerde edindikleri izlenimleri aktardıkları bir rapor yayınladı. Özellikle politik gerilimlerin üzerinde durulan rapordan bazı notlar şöyle:

• AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinden zaferle çıkması muhtemel, ancak Anayasa değişikliği ve Erdoğan'ın istediği başkanlık sistemine geçiş için gereken parlementer çoğunluğu elde etmesi zor gözüküyor.

  AK Parti'nin değişiklik için gereken 330 sandalyeyi alması için yüzde 50 oy toplaması ve HDP'nin meclis dışında kalması gerektiğini söyleyen JP Morgan, özellikle ikincisinin ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor. Özellikle politika analistleriyle yapılan görüşmeler sonucunda, oy bandı yüzde 8 ile 10 arasında olan HDP'ye desteğin artış trendinde olduğunu ve meclise girmesinin beklendiğini belirtiyor.

• Seçimlerden sonra oluşacak yeni makroekonomik politika yönetimi ikinci politik belirsizlik kaynağı.

  Raporda özellikle 2002 yılından beri kabinede olan ve yatırımcılar için güven kaynağı olarak görülen Ali Babacan'ın üç dönem kuralından dolayı bir sonraki mecliste olmayacak olmasının piyasalarda endişe ve TL üzerinde baskı yarattığı söyleniyor. JP Morgan'a göre Babacan'ın meclis dışından kabineye atanma ihtimali yüzde 40. Ayrıca rapor, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görevde kalmasının beklendiğini ancak Erdoğan'ın danışmanlarından bazı isimlerin de kabinede yer almasının yerel oyuncular arasında endişe yarattığını vurguluyor.

• Erdoğan ve Merkez Bankası arasındaki ateşkes muhtemelen seçimlere kadar devam edecek.

  JP Morgan analistleri, politkacılarla yaptıkları görüşmelerde hükümetin kur istikrarının seçim öncesi dönemdeki önemini anladığı ve daha yüksek faizlerin gerekliliği konusunda tamamen ikna olduğu izlenimi aldıklarını söylüyor.

• Kur oynaklığının tüketici ve yatırımcı hassasiyeti üzerindeki etkisi vurgulanıyor ancak politika yapıcılar ve bankacılar bu durumun finansal istikrara etkisinin önemli boyutta olmadığını söylüyorlar.

• Büyüme belirtilerinin zayıf olduğu ve yapısal reformlara hız kazandırılması gerektiği konusunda herkes hemfikir.

• Merkez Bankası kredibilitesini tekrar inşa etmek ve enflasyonun düşüşünü korumak için temkinli duruşunu koruyor.