Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Suriye hakkında güncel açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, 7 Nisan’da Duma’ya düzenlenen saldırının Suriye rejimi tarafından gerçekleştirildiğine yönelik kuvvetli şüpheler olduğuna dikkat çekerek, "Biz ABD’nin BMGK’ya olayın soruşturulması için sunduğu karar tasarısının eş sunucusu olduk. Fakat bu karar tasarısı veto edildi. Biz bu karar tasarısının veto edilmesini söz konusu kimyasal silah saldırısının olup olmadığı yönünde tespiti konusunda kaçırılmış çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz" dedi.
ABD'nin olası bir Suriye saldırısına ilişkin Türkiye'nin operasyonu destekleyip desteklemeyeceği sorulan Aksoy, "Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı Trump’la görüşmesi oldu. Bizim de Dışişleri Bakanlığı olarak bu konudaki görüşmeleri devam ediyor. Biz Türkiye olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bakalım görüşmeler neyi gösterecek. Biz de süreci yakından izlemeye devam ediyoruz" karşılığını verdi.
Aksoy, Suriye'ye düzenlenmesi olası bir hava saldırısında İncirlik üssünün kullanımına Türkiye'nin izin verip vermeyeceği konusunun da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in önümüzdeki hafta gerçekleştireceği Türkiye ziyaretinde görüşülecek konular arasında yer alacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Rusya ile ABD arasında Duma saldırısının ardından yaşanan krize ilişkin Türkiye'nin arabuluculuk yaptığına dair iddialara da yanıt vererek, "7 Nisan’da Duma’ya düzenlenen saldırının Suriye rejimi tarafından gerçekleştirildiğine yönelik kuvvetli şüpheler var. Biz olayın derhal soruşturulmasını istedik ve kınadık. Kimyasal silah kullanımı insanlığa karşı suçtur ve bu kimyasal saldırıların cezasız kalmaması lazım. Biz ABD’nin BMGK’ya olayın soruşturulması için sunduğu karar tasarısının eş sunucusu olduk. Fakat bu karar tasarısı veto edildi. Biz bu karar tasarısının veto edilmesini söz konusu kimyasal silah saldırısının olup olmadığı yönünde tespiti konusunda kaçırılmış çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz" dedi.
Ayrıca, Fransa'nın müttefikliğe sığmayan bir adım attığını söyleyen Aksoy, "Bizim Fransa'ya mesajımız gayet net. Eğer Suriye konusunda iş birliğimizi ve diyaloğumuzu sürdüreceksek temel konularda bir anlayış birliğine varmamız gerekiyor. PYD/YPG, PKK'nın Suriye'deki uzantısıdır. Yani bir terör örgütüdür. PYD/YPG, DEAŞ ile mücadelede ortak olamaz." diye konuştu.
Aksoy, terör örgütleriyle mücadelenin başka terör örgütleri eliyle olamayacağını vurgulayarak "PYD/YPG, Suriye'nin geleceğine ipotek koyacak bir politika izliyor. PYD/YPG ile iş tutmak Suriye'nin geleceğini ipotek altına almak anlamına geliyor." dedi.
Bunun hem Türkiye'nin, hem de bölgenin güvenliği bakımından sakıncalı olduğunu belirten Aksoy, şöyle devam etti:
"Fransız makamları ayrıca 'Afrin kantonu' ifadesini kullandılar. Bu ifadenin de Suriye ihtilafının çözümü ile ilgili BM söylemine, BM kararlarına ters düştüğünü söylemek istiyorum. Bu konuyu zaten Sayın Bakanımız da Fransız mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde mevkidaşına iletti."
FETÖ'nün yurt dışı ayaklarına yönelik izlenen strateji hakkında da değerlendirmede bulunan Aksoy, "Kararlılıkla mücadele ediyoruz ve bunu sahada muhataplarımıza da ifade ediyoruz. Bazı ülkeler bunu anladılar ve bazı FETÖ mensuplarını sınır dışı ettiler. Hangi ülkede olursa olsun FETÖ mensuplarının Türk adaletine teslim edilmesi için mücadeleye devam edeceğiz" dedi.