BLOOMBERG INTERNATIONAL
15 10 2017, 09:48 Güncelleme: 23:46
8,7 milyon nüfuslu Orta Avrupa ülkesi Avusturya, 22’nci dönem Federal Meclisi (Nationaltag) belirlemek için sandık başına gitti. 6,4 milyon kayıtlı seçmenin olduğu oylama sonrası resmi olmayan ilk sonuçlara göre, ülkenin Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz liderliğindeki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) yüzde 30,2 oyla seçimi önde götürüyor.
34 yıldır koalisyonlarla yönetilen ülkede, bu seçim sonucunda da yine bir koalisyon hükümeti öngörülüyor. ÖVP’nin sandıktan ilk sırada çıkmasıyla da Sebastian Kurz, Sosyal Demokrat Başbakan Christian Kern’in yerine geçerek 31 yaşında dünyanın en genç lideri olacak.
Seçimin diğer bir sürprizi ise milliyetçi Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) 2005’ten bu yana ilk kez hükümete geri dönmeye çok yaklaşmış olması. ÖVP’den sonra ikinci sırayı yaklaşık yüzde 27 oyla Sosyal Demokratlar alırken, 2013 seçimlerinde yüzde 20,5 oy alan FPÖ oylarını en az yüzde 6 oranında artırdı. Seçim sonrası Avrupa’nın aşırı sağcı politikacılarından Fransız Marine Le Pen ve Hollandalı Geert Wilders’tan FPÖ’ye tebrik yağdı.
ALMANYA’NIN MÜTTEFİKİ
Ülkenin en büyük iki partisi ÖVP ve Sosyal Demokratlar, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana geçen 72 yılın 44’ünde koalisyon kurdu. 15 Ekim seçimleri, ÖVP ve FPÖ arası bir koalisyonu henüz garantilemezken, Kurz’un, iş dünyası odaklı politikalar ve dağıtılmamış kârlardan kurumlar vergisinin kaldırılması gibi kararlarda hemfikir olduğu FPÖ lideri Heinz-Christian Strache ile ortaklığa gitmesi Avusturya’nın sakin siyasi düzenini sarsabilir. İki parti ayrıca Almanya’nın öncülüğündeki Euro Bölgesi’nin kemer sıkma yoluna gitmesi gerektiği fikrini de destekliyor.
Viyana’da yaşayan siyaset danışmanı Thomas Hofer, Bloomberg’e yaptığı açıklamada Avrupa Birliği’nden çıkılması gibi bir tartışmanın gündeme gelmeyeceğini söylerken, ÖVP’nin özellikle göç konusunda Almanya Başbakanı Merkel’e karşı doğu Avrupa ülkeleriyle işbirliğine gidecek kadar güç kazandığını söyledi. Hofer, “Avusturya, yılllardır Almanya’nın müttefiki ancak bu resim, artık sık sık değişebilir” dedi.
TÜRKİYE VE GÖÇMENLERLE İLİŞKİLER
Merkel ve Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’ya entegrasyon ve Rusya’ya artan yaptırımlar konusunda baskı altında kalmaya devam ederken Avusturya’nın yeni hükümetinin bir diğer gündemi de Türkiye’ye yönelik AB politikalarını sıkılaştırma olacak.
Daha önce "Müzakerelerin kesilmesi için elimden geleni yapacağım" ifadesini kullanan Kurz, Avrupa Birliği'ne Türkiye ile ilişkilerde daha kararlı bir tutum sergileme çağrısı yapmıştı.
Avusturya’nın “göçmen endişesi”, Suriye, Afganistan ve Irak gibi savaş bölgelerinden gelen 70 bin mültecinin Avrupa kapısına dayanmasıyla başlamıştı. Okullar ve hastaneler, gelenleri karşılamak için yetersiz kalırken, mültecilere para yardımı yapılmasının “adil olup olmadığı” günlerce medyanın gündemini doldurmuştu.
Ülkede sağın güçlenmesinden endişe duyan diğer bir kesim ise Yahudiler. Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder, FPÖ’nün Yahudi karşıtları ve ırkçılarla dolu olduğunu söyleyerek böyle bir partinin oyların dörtte birinden fazlasını almasının üzücü olduğunu belirtti. Lauder, “Tek umudum hükümette yer almamaları” dedi.
TÜRKİYE KÖKENLİ 20 ADAY YARIŞIYOR
Halkın sabah erkenden seçim merkezlerine gitmeye başladığı seçimlere 16 parti katılıyor, 2 bin 55 aday arasında Türkiye kökenli 20 aday var. Türkiye kökenlilerin kurduğu Gelecek için Yeni Hareket Partisi (NBZ) 8 adayla yanlız Vorarlberg eyaletinden seçimlere katılacak. 300 bine yakın Türk kökenli vatandaşın yaşadığı yaklaşık 110 bin seçimde oy kullanma hakkına sahip.
Dokuz eyalette 39 seçim bölgesi bulunuyor. 16 yaşını dolduranların oy hakkına sahip olduğu seçimlerde 6,4 milyon seçmen oy kullanacak. İlk kez oy vereceklerin sayısı da yaklaşık 300 bin.
Secim barajının yüzde 4 olduğu Avusturya'da, seçmenler ülke genelinde kurulan 800 sandığın yanı sıra mektup yoluyla da oylarını kullanabiliyor.
Seçmenlerin yüzde 10'undan fazlasının mektup yoluyla oy kullandığı ülkede, seçimlerin kesin sonuçları mektup oyların sayılmasından sonra belirleniyor.
