BUSINESSHT
12 07 2016, 15:44 Güncelleme: 15:47
Yunanistan, İzlanda, İspanya, Portekiz gibi ülkeleri iflasın eşiğine götüren ve izleri hâlen devam eden 2008 ekonomik krizi, bu krizin kayıpları toparlanmadan başlayan Suriye iç savaşı ve beraberinde gelen mülteci akını Avrupa’nın temelinin oturduğu taşları yerinden oynatmaya yetti.
Orta Doğu’dan gelen göçle birlikte toplumsal entegrasyon, para birimi “Euro”nun istikrarı ve Avrupa Birliği kurumlarının yeterliliği daha çok sorgulanır hâle geldi. Bu sorgulamalarla birlikte yükselen “milliyetçilik”, Almanya'daki gibi ırkçı neo-nazi grupların çoğalmasına, Avrupa’da birçok sağ partinin yükselişine, hatta bazılarının kendi parlamentolarında ilk defa yer bulmasına neden oluyor. Sağın yükselişinin en kritik sonucu kendini son olarak, İngiltere’nin 42 yıldır mensubu olduğu Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı almasıyla gösterdi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana iktidardaki geleneksel siyasi partilere olan tatminsizliğin en yüksek seviyeye çıkması seçmeni sandıktan uzaklaştırırken bu durum en çok sağ partilere yarıyor.
