Afrika'nın 10 armağanı

ABD'li ünlü şarkıcı Taylor Swift’in Afrika’yı sadece gün batımı, vahşi hayatı ve safariden oluşuyormuş gibi romantize eden en son müzik videosu ‘’Wildest Dreams’’ tüm dünyada büyük tartışma yarattı.

Klip akla, "Afrika gerçekten de bunlardan mı ibaret? Afrikalılar sadece bu klipte gösterilenler sayesinde mi iyi?" sorularını getiriyor, ancak sadece kısa bir araştırma sorunun cevabının tabi ki 'Hayır' olduğunu göstermeye yeterli. İşte Afrika'nın dünyayı değiştiren sonsuz armağanlarından 10 tanesi: 

KAHVE

İtalya bize az ve ağır olarak verdi. Amerika ise önce filtreli hale getirdi, sonra üzerine eklediği kremalar ve şuruplarla onu daha kalorili hale getirdi. Ancak kahvenin anavatanı Ethiopya. Tarihi 10. yüzyıla dayanan kahveyi o dönemde göçebe toplumlar içecek haline getirmek yerine kırmızı meyvelerini yemek için kullanıyordu.

UBUNTU

Mülteci kriziyle karşı karşıya olduğumuz şu günlerde önemi inanılmaz artan "Ubuntu" kelimesi Başpiskopos Desmond Tutu ve Nelson Mandela’nın Aparteheid sonrası Güney Afrika'daki sıkıntıları iyileştirme çabaları kapsamında literatüre girmişti. Eski Bantu sözü ortak insalık anlayışını anlatıyor: "Ben burdayım, çünkü hepimiz burdayız."

Uganda, Tanzanya, Burundi and Zimbabwe'de de kullanılan söz şöyle tanımlanıyor: "Ubuntu, geleneksel inançların değerinin bilinmesi, bireyin şu anki hareketlerinin geçmişin bir yansıması olduğunun ve gelecekte de sonuçları olacağının farkında olunması anlamına geliyor. Ubuntu sahibi bir insan evrendeki yerini bilir ve bunun sonucu olarak diğer bireylerle incelikle iletişim kurar."

MODERN SANAT

Günümüzde Afrikalı çağdaş sanatçılar popülerlik kazanmaya başlasa da, dünya hala Afrikalı sanatçıların Picasso, Matisse ve Kirchner gibi dünyaca ünlü sanatçılar üzerindeki etkilerinin yeterince farkında değil. New York’taki Met Müzesi 1900’lı yılların başındaki Afrika heykelciliğinin Avrupalı avant-garde sanatçılarının sanatının gelişimi üzerinde büyük etkisi olduğunu söylüyor.

Hepsinin olmasa da telefonlarımızın iç sistemlerinin çoğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin mineral kobaltını taşıyor. Mineral kobalt sayesinde telefonlarımız tekrar tekrar şarj edilebiliyor. Dünyadaki en büyük kobalt rezervlerine sahip olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti aynı zamanda dünyanın en büyük kobalt, bakır, pırlanta, tantal ve teneke üreticisi.

MATEMATİK

Matematik tarihi o kadar Avrupa-merkezci ki, en eski matematik sistemleri Mısır’da başlayıp Mısır’da bitiyor gibi gözüküyor. Fakat Swaziland'da bulunan Lebombo kemiği ve Ugand-Zaire sınırında bulunan İshango kemiği dünyanın en eski matematiksel objleri. İshango kemiğinin dünyanın en eski asal sayı tablosu olduğu düşünülüyor.

NANDO'S

1987’de Güney Afrika’da kurulan tavuk çeşitleri, acı sosu ve Afrikan müzikleri ile Nando’s şu an bütün dünyaya yayılmış durumda. 30 ülkede 1000 restaurantı bulunan Nando’s Latin Amerika dışında bütün kıtalarda bulunuyor. 

CAZ

Herşeyin temeli poliritim, yani aynı anda birden fazla ritmin beraber akması. Avrupa folk müziğinde de kullanılan çoklu ritmin dünyaya asıl yayıldığı yer Afrika oldu. Pulitzer Ödüllü besteci ve yazar Gunther Schuller’in söylediği gibi bütün müzik elementleri, yani ritim, armoni, melodi, tını ve jazın temel formları Afrika’dan geliyor.

Ancak Afrika'nın bize verdiği tek şey çeyrek sesler olmayabilir. Bu yıliçinde bir grupmüzisyen Beethoven'ın etnik kökenine dair yıllardır devam eden tartışmayı yeniden canlandırdı ve ünlü bestecinin müziklerinin çoklu ritimle çalınması gerektiğini öne sürdü.

SHEA YAĞI

Sabun, dudak kremi, vücut losyonu ve tıraş kremi gibi ürünlerin hepsinin içinde bulunan shea yağı L’Occitane tarafından doğanın güzellik balsamı olarak adlandırılıyor. Neredeyse her şeyi tedavi edebileceği öne sürülen shea yağı, Senegal’den Sudan’ın batısına kadar kıtada 19 ayrı ülkede yetişiyor.

PENİS NAKLİ

1967’de ilk kalp ameliyatını gerçekleştiren Güney Afrika’lı cerrahlar, bu sene dünyanın ilk penis naklini yaparak tarihe geçtiler. 9 saat süren bu operasyon 21 yaşındaki hastanın cinsel olarak aktif olmasını sağladı.

JOLLOF PİLAVI

Jamie Oliver’ın Jollof kullanarak geliştirdiği tariften sonra Jollof pilavının Avrupa’daki populerliğinin artması ile batı Afrika orijinlerini kaybetmesi yakındır. Orijinal olarak nerede yetiştiği üzerine halen tartışmalar olmasına rağmen, jollofun Kamerun, Gana, Nijerya ve Senegal’de yetiştiği biliniyor.