HABERTÜRK
07 09 2015, 14:30 Güncelleme: 20:24
Dün terör örgütü PKK tarafından Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde düzenlen mayınlı saldırı ile ilgili Genelkurmay'ın şehit ve yaralı askerlerin sayısını vermemesi ile ilgili bölge hakkında bilinmeyenleri Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, Habertürk TV'ye açıkladı.
Yarar'ın açıklamaları şöyle:
Bu saldırının gerçekleştirildiği saat yaklaşık 15:00 civarı. Olay hemen Hava Kuvvetleri'ne bildiriliyor. Hava Kuvvetleri bölgeye müdahalede bulunuyor. Tam bu olayların gerçekleştirildiği saatin şöyle bir özelliği var; yoğun sis ve yağmurun olduğu bir yer. O bölgeyi bilenler bilir. Vadi tabanına normalde yağmur yağarken, fazla sis olmaz ama o bölgede yağmurla beraber sis oturur.
Ve dün maalesef bölgede yoğun bir sis var. Yoğun sisten dolayı da bu olaya müdahale edecek olan helikopterler silahlı sağlık helikopterleri gidemiyor. Bölgeye yardım yaya olarak ya da araç olarak götürülmeye çalışılıyor. Ve o bölgeye yakın olan Dağlıca bölgesinden bir kirpi aracının içinde bir tim bölgeye hareket ediyor.
Maalesef onlar da 17:30 civarında çatışma yaparak ilerlerken uzaktan patlatılan bir mayınla onların da aracı savruluyor. Ve arkasından çatışmalar şiddetlenerek devam ediyor.
Bundan sonra bölgeye diğer timler gidiyor. Bölgeye yakın yerlerde özellikle hakim tepelere özellikle şehir yapılanmasından yukarı doğru çıkarıldığı düşünülen ağır silahlar yerleştirilmiş durumda. Onlarla bölgeye intikal etmeye çalışan diğer timlere saldırılar düzenleniyor.
"TİMLER, TIRNAKLARINI KAZIYA KAZIYA BÖLGEYE ULAŞMAYA ÇALIŞIYOR"
Hava şartları dolayısıyla helikopterler geçemeyince dünden beri bölgedeki bu iki unsura ulaşmaya çalışan timler tırnaklarını kazıya kazıya bölgeye ulaşmaya çalışıyor.
Şu anda gelinen noktayı şöyle söyleyebiliriz; iki bölgeden yaya olarak ilerleyen timler hem patlayıcıları bulup imha ediyorlar arkasından da açtıkları yer kadar ileri sıçrayarak ilerlemeye çalışıyorlar. Bu arada çatışmalar hala yoğun bir şekilde devam ediyor.
Dünyadaki bütün silahlı kuvvetlerin yapacağı şey budur. Kendisiyle irtibarı kesilen hangi drupsa onların durumunu fiili anlamda eliyle dokunmadığı müddetçe durumlarını eliyle tespit etmediği sürece bildiremez. Net rakam birebir takviyeye giden birimler yerine ulaşmadığı müddetçe bu söylenmez.
Genelkurmay'ın söylememesini de buna bağlayın. Herhangi bir gizleme, bir şeyin örtülmesi, örtbas edilmesi ile ilgili bir mevzu değildir. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Kayıp bir askerin hesabı bu ülkede her zaman sorulur. Hiçbir şeyin gizlendiğini düşünmüyorum ben.
