BUSİNESS İNSİDER
08 05 2015, 16:55 Güncelleme: 17:11
Malezya Havayolları'nın yeni CEO'su finansal durumlarının öngörüldüğünden daha zorlayıcı olduğunu ve seyahat sektörünün ve toplumun gözünde zedelenen imajlarını yenileyebilmek için boyut olarak küçüleceklerini açıkladı.
Malezya Havayolları geçen sene yaşanan 2 uçak felaketi ile sarsılmıştı. Şirketin sahibi hükümet, şirketin toparlanmasını denetlemek için Aer Lingus'un eski başkanı Christoph Mueller'i şirketin CEO'luğuna atadı. Toparlanma sürecine 6,000 çalışanı işten çıkarmak da dahil.
Salı günü yayınlanan bir bildiride, Mueller Malezya Havayolları çalışanlarına hoş karşılamadan dolayı teşekkür ederken, kuruluşun bir kısmının "bunalımda" olduğunu ve müşterilerin şirket hizmetinin kötüleştiğini söylediklerini belirtti.
Malezya Havayolları, önceden açıklanan vir 6,000 çalışanın işten çıkarılmasını öngören bir revizyon planı ile yola devam ediyor.
Mueller, "Yeni havayolu boyut olarak küçüleceği için hepiniz için yeterince iş yok." dedi.
Uçak şirketinin felaketlerden önce iyi bir emniyet sicili vardı ve bir zamanlar yüksek kaliteli hizmetle anılıyordu. Ama yaşanan trajediler, özellikle ilk talihsizlikle zayıf başa çıkma çalışmaları şirketin adını epey zedeledi. Geçen yıl mart ayında bir Malezya Havayolları uçağı hiçbir iz bırakmadan Beijing'e giderken 239 yolcuyla kaybolmuştu. Haziran'da ise, 298 yolcunun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan başka bir kazada Malezya Havayolları uçağı Ukrayna üzerinden uçarken düşürülmüştü.
Mueller, havayolunun yakında işten çıkarma ve şirkette kalanlara yeni iş teklifi mektuplarını yollacağını söyledi. Öte yandan havayolunun yeni iş planlarının, rakiplerine göre yüzde 20 daha yüksek olan genel masrafları azaltmak ve rekabet edemedikleri piyasalardan çıkmak yönünde olduğunu ekledi.
Mueller, "Bazen yeniden büyümeden önce geri çekilip yeniden oluşmak gerekir. Ve bu bizim nihai hedefimiz. Yapılandırma sürecinin son safhasında yeniden büyümek istiyoruz" dedi.
Son olarak Mueller, Malezya Havayolları'nın insanların "korktukları" için şirkete başvurmamasından dolayı "şiddetli itibar zedelenmesinden muzdarip" olduğunu söyledi.
Bildirinin muhabirlere cuma günü sunulmasından sonra işten çıkarmaların posta ile yollanması "patlamayı bekleyen bomba" olarak değerlendirildi.
