GÜNCEL

"Basketbol, Avrupa'da ekonomisi en kötü spor olabilir"

Avrupa'nın basketbol efsanesi Zoran Savic, Euroleague'de dörtlü final heyecanı yaklaşırken organizasyona ve basketbol ekonomisine ilişkin dikkat çekici açıklamalar yaptı.

2000'den bu yana Avrupa'nın en iyi basketbol takımını belirlemek için düzenlenen EuroLegue Final Four'un 18'nci sezonu için geri sayım başladı.

18-20 Mayıs tarihlerinde Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen turnuvaya, geçen yılın şampiyonu Fenerbahçe'nin yanı sıra EuroLeague'in gediklilerinden CSKA Moskova, Real Madrid ve Litvanyalı BC Žalgiris de katılacak.

Kariyerine Yugoslavya'da başlayıp, İspanya ve İtalyan liglerinde önemli başarılara imza atan, 1998-99 sezonunda Efes Pilsen forması giyen ve bir de EuroLegue En Değerli Oyuncu Ödülü sahibi olan Zoran Savić, Türk Hava Yolları'nın 2010'dan bu yana ana sponsorluğunu yürüttüğü EuroLegue öncesi sorularımızı yanıtladı.

Neden Sırbistan bu kadar çok ünlü basketbol oyuncusu çıkarıyor?

Bu durum İkinci Dünya Savaşı sonrası başladı. 1970'te Slovenya'nın başkenti Ljubljana'da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası sonrası ise birçok insan basketbola yöneldi. Sanırım o dönem, Sırbistan'ın basketbol tarihindeki en önemli zamandı.

Peki sen nasıl başladın? Bir kahramanın var mıydı?

Başladığımda 16 yaşımdaydım. Öncesinde futbol oynuyordum. Basketbol, teknik bir oyun olduğu için, ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Belki 5 ya da 6 yaşındayken... Ben 23 yaşıma geldiğimde Yugoslavya Milli Takımı'ndaydım.

1990'ların başında, ilk kez EuroLeague şampiyonluğunu kazanan Jugoplastika'da oynuyordum. Sonrasında her şey değişti. Bir yıl sonra Milli Takım'daydım.

EuroLeague Final Four 18 Mayıs'ta Belgrad'da düzenlenecek. Bir Sırp takımı olmayacak ama senin beklentin nedir?

Bence mükemmel bir Final Four olacak. Takımlardan Rus CSKA Moskova, son 16 yılda 15 kez Final Four'a katıldı. Fenerbahçe ise geçen yılın şampiyonu. Bana göre EuroLeague 'te son yedi yılın en iyi takımlarından Real Madrid de var. Ve sürpriz ekip Litvanyalı Zalgiris Kaunas, harika basketbol oynadılar. Bu yıl, çok zorlu geçecek.

EuroLeague organizasyonunu nasıl değerlendirirsin? Takımlar için iyi mi bir organizasyon mu?

Ben EuroLeague'in takımlar için iyi olduğunu düşünüyorum. En iyi 16 takım yarışıyor. İnsanlar her zaman organizasyonlar hakkında şikayet eder. Bence EuroLeague'in formatı gayet iyi. Gelecek sene iki takım daha olacak. Final Four'lar kendi turizmini de yaratıyor. Her sene giden taraftarlar var. Çok iyi iş anlaşmaları yapılıyor.

Fenerbahçe son dört yıldır Final Four'a katılıyor. Koçları Željko Obradović de senin arkadaşın. Senin Fenerbahçe hakkındaki görüşlerin neler ve başarılarının arkasındaki neden sana göre ne olabilir?

Bana göre Fenerbahçe artık, çok iyi bir koç olmadan başarı sağlamanın zor olduğunu anladı. Yönetimin ne kadar önemli olduğunu anlayarak takımı kurmak için çok akıllıca bir yol izlediler. Bu işe çok fazla para yatırdılar. Eğer ciddi bir şey yapmak ve başarının devam etmesini istiyorsan para harcaman gerekiyor. Fenerbahçe'nin ayrıca çok eğitimli bir taraftarı var. Takımları Berlin'de yenildiğinde hiçbir sorun çıkarmadılar. Genel olarak Türkiye'nin basketbol taraftarını seviyorum. Çok milliyetçiler.

Fenerbahçe'nin oyununu seyrederken bazen Türk basketbolcuya az rastlıyoruz. Bu, belki Türk Milli Takımı'nı da etkileyebilir. Bu dengeyi nasıl sağlayabiliriz?

Bana göre yerel oyuncuların oynaması da çok önemli. Bologna'nın menajerliğini yaparken önceliğimiz, yerel oyuncuların sahada daha uzun süre boy göstermesiydi. İtalya'da yerel oyuncular en önemli şeydi çünkü 5-6 Amerikalıyı takıma koyduğunuzda, Avrupa'da başarılı olamıyorlar. Taraftarlar ve takım arası iletişim de önemli. Günümüzdeki tüm takımlar, büyük şirketler gibi çalışıyor. Başarıyı en hızlı şekilde istiyorlar. Bu soruya tek bir kolay cevap vermek çok zor ancak bana göre takım başkanlarının yerel oyuncu oynatmak konusunda daha ısrarcı olması gerekiyor. Türkiye ne yazık ki bu konuda başarısız. Büyük takımlara karşı mücadelede daha fazla ABD'li koyma ihtiyacı var. Bence bunun arkasında Türkiye'deki oyuncuların da pahalılaşması, rekabet gücünün artırılmak istenmesi ve Türk oyunculara daha az ödeme eğilimi var.

Dubai'de bir basketbol akademin var. Bu akademiye ilgi nasıl? Öğrencileriniz genelde hangi ülkeden?

Burada iki şirketim var. Biri ülkeler için spor danışmanlığı veren bir şirket. Afrika ve Asya için çalışıyoruz. Diğeri ise basketbol akademisi. Bu, benim hayalimdi. 600 öğrencimiz var ve çoğu Türkiye'den. Basketbol onlar için bir tutku. Çok çalışıyorlar ve gerçekten nasıl oynayacaklarını biliyorlar. İran, Libya, Lübnan, Avustralya ve ABD'den de öğrencimiz var. Eski Yugoslavya'dan da öğrencimiz var. Yerel öğrencilerimiz ise o kadar çok değil. Basketbol burada çok popüler değil. Sanırım en çok tercih edilen dördüncü ya da beşinci spor. Çünkü burada çok fazla İngiliz okulu var. Çok fazla basketbolla ilgili değiller. Futbol çok popüler ve sanırım yaklaşık 60 tane futbol akademisi var.

Zoran Savic ve Ersoy Erkazancı

Biraz da NBA'den konuşmak istiyorum. "NBA'de mi yoksa Avrupa'da mı oynamak daha iyi?" her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Sana göre ikisi arasındaki fark ne?

Şu anda iki farklı spor gibiler. Çünkü NBA, inanılmaz bir organizasyon. Takımlar özel jetlerle seyahat eder. Avrupa'nın en iyi oyuncuları NBA'e gittiyse döndüğünde çok kritik bir rol üstlenmiş olur.

Erkekler Kolej Basketbol Turnuvası (NCAA), NBA'in motoru gibidir. Çünkü NCAA'in en iyi oyuncuları NBA'e gider. Biz, Avrupa'nın NCAA'iz. Ancak problem 20 yılda yerel bir ligimizin olmaması. EuroLeague'imiz ve belki bir ligimiz daha var ancak hepsi bu kadar. Bu, basketbol için iyi bir şey değil.

Futbolda çok büyük yatırımlar yapılıyor. Örneğin Emirates, Arsenal ve Real Madrid'e yöneliyor. Basketbol ekonomisi hakkında konuşursak, sence bu sektör giderek büyüyor mu? Belki senin gençliğinizde bu kadar büyük paralar yoktu. Şimdi ise yayın hakları, sponsorlar var.

Bence EuroLeague bu konuda çok iyi çalışıyor. Küresel bir şirket olmak istiyorlar. Bence oyuncuların şu anda kazandığı para, 90'larda kazandıklarından daha az. O dönemin en çok kazanan oyuncusu Kukoč'tu. 3 milyon dolarlık kontrat imzalamıştı. Bu miktar şimdi bile büyük para. İtalya'nın televizyon yayın hakları ise 10 milyar İtalyan liretiydi. Bu, bugün 5 milyon euroya eşit. Belki daha fazla... Son defa basketbol oyunculuğu yaptığım 2001'den bir yıl sonra Fortitudo Bologna'nın menajerliğini yaparken, 100-150 bin euro İtalya'daki 16 takım arasında bölüştürülüyordu. Bence geçmiş zaman ve şimdi kıyaslandığında basketbol, Avrupa'da ekonomisi en kötü spor olabilir. Çünkü bu oyun, yeteri kadar da pazarlanmıyor. Şimdi her şey futbolla ilgili.

1992-93 sezonunda Barcelona'da oynarken en çok kazanan oyuncu José Montero'ydu. Şu anda bir Barcelona'da oynayan bir oyuncunun, Messi'nin kazandığı gibi, size 120 milyon dolara mâl olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?

Pazarlama konusunda NBA çok güçlü. EuroLeague ve FIBA bu konuda yetersiz.

Belgrad'da favori takımın var mı? Finale sana göre kim kalır? Sizce "Basketbolun parlayan yıldızı" olarak kimi takip etmeliyiz?

Benim iki favorim CSKA Moskova ve Fenerbahçe. İkisi de çok tecrübeli takımlar. Real Madrid de Avrupa'nın en iyi takımlarından. Oyuncuları Sergio Llull çok kötü bir sakatlanma yaşadı ve 8 buçuk ay sahalardan uzak kaldı. Ama sonrasında Final Four yolunu açan Panathinaikos maçında kilit rol oynadı. 8 buçuk ay bir maça bile çıkmayıp böyle bir başarı elde etmek çok zor. Bana göre Final Four boyunca takip edilmesi gereken oyuncu Sergio Llull'dur.