GÜNCEL

Liderlerden Türkiye'ye demokrasi seslenişi

Yüz binler 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi' için Yenikapı'da

Üç siyasi partinin lideri ve Cumuhbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yenikapı’da milyonların katılımıyla düzenlenen ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde sırayla halka sesleniyor.

Mitingde ilk önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu.

Daha sonra Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar halka seslendi. Başbakan Binali Yıldırım'dan sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı.

Liderin açıklamalarından satır başları şöyle:

RECEP TAYYİP ERDOĞAN

"11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, parlamentomuzun değerli başkanı Gazilik şerefine ikinci defa nail olan TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, Sayın Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir tarafında gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ'ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namlulaların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. 

Bu kardeşlerimizden, 172'si sivil, 63'ü polis, 5'i asker olmak üzere 240'ı şahadet makamına ulaştılar. Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden 2195 tanesi gazilik rütbesine ulaşmıştır. Tedavileri süren yaralılarımıza Rabb'imden şifalar niyaz ediyorum. 

O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. Vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir. 

Ne diyor İstiklal şairimiz, "kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda!"

15 Temmuz gecesi meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin vatanımızın korunmasında payı vardır. Onun için diyorum ki 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. 

Darbe girişimine karşı tüm farklılılarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Kardeşlerim, bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti 1000 yıl önce Malazgirt'te hani inançla Anadolu'nın kapılarını açmışsa, 15 Temmuz'da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir. 

Osman Gazi 1299'da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye'yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız hangi idrakle Çanakkale'de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da aynı iradeyle FETÖ'yü püskürttük. 

Gazi M. Kemal'in zafere ulaşmasını sağlayan inancın bir benzeri 15 Temmuz'da tüm şehirlerde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. 

Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız, ertesi güne bundan sonra işlerinin daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. 

Burada Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakanı, CHP ve MHP Genel Başkanı'yla, her vilayetten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür. 

Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Türkiye'nin tüm renkleriyle, bağımsızlığına ve geleceğine yönelik atılan bu adımlar var ya, çok önemli. Bu, geleceğe yönelik vatanımıza sahip çıkmanın ilanıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır. 

Bu manzara kardeşliğin, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin ilani ve ispatıdır. Yolumuza dayanışma içerisinde geçeceğiz. Mütevazı olacağız, birbirimizi makam mevkii için değil, sadece Allah için seveceğiz. Böyle bir milletin evladı olarak, huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun, gurur veriyor. 

Gazi M. Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde "Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve 'ey millet sen esaret kabul eder misin' diye sormak lazımdır" diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi'den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir. 

Siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, siz de idam talebinde bulunduğunuza göre bunun kararını verecek mercii TBMM'dir. Meclisimiz kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Ben peşinen ifade ediyorum, onarım. 

Vatan Caddesi'nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman, bunu kenara koymak mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, bomba ile başı vücudundan ayrılmış hanım kardeşimin başı kongre merkezinin çatısına uçmuştu, bunu gördükten sonra biz kalkıp da "AB'de idam yokmuş, lurada burada yokmuş"... ABD'de var, Japonya'da, Çin'de var. Onlarda oluyor da, gerekirse burada zaten 84'e kadar vardı, sonra kaldırıldı. Bu millet böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de uyacaktır.

Mermilerin ucuna göğsünüzü koydunuz, tankların önüne yattınız. Bakıyorum bir gazimiz, ilk tankın altına kendini atıyor, ikinci tanka da atıyor. Kolu ciddi manada yaralanıyor. Söylediği ne biliyor musunuz? “Siz beni bırakın, siz nasılsınız Cumhurbaşkanım” diyor. İmansız olanlar, imanı olanlar karşısında dayanamadılar. Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de, bu milleti hesap edemedi. Bu milletin dirayetini hiç hesaba katmadı.

Hani yetiştirdiğiniz bazı adamlar, TSK içindeki bazı hainler, burada tabii özellikle TSK’nın büyük bir çoğunluğunu tenzih ediyorum. Vatanperver olanlar kendini ortaya koymasaydı, çok daha zor olacaktı. Yalnız, bir ithamım var. Hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı. Bazı eski askerler bunun yanlış olduğunu söyledi. Ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar.

Tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler buraya gelsin, girsin. Tek tip niye olsun? Hepsi girsin.

Benzer teşebbüste bulunan herkes milletinden aynı cevabı alacaktır.

Ölmeye var mıyız, yol almaya var mıyız? Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaya var mıyız? Aziz milletim, devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihanetleri yapanları değil, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ’cüler. Bunların adını hala ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyeceksin. Muktedir olanlar, bunların ismini aynen ifade etsin ki, bilmeyenler bu FETÖ’cüler kimdir, bunu öğrensin.

 Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Bu örgütü tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek zorundayız. Ama sadece bunu yaparsak, diğer virüslere karşı savunmada zayıf kalmış oluruz. Her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu ihanet şebekesinin adı PKK da olsa, FETÖ de olsa, DAİŞ de olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri değişebilir, kadroları değişebilir, söylemleri değişebilir ama hepsinin de Türk milletinin, devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.

Saflar gayet net. Bir tarafta tüm kurumlarıyla, tüm siyasi partileriyle, tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır, diğer tarafta ise kimi dini, kimi ideolojik sapkınlık arkasındaki karanlık güçler vardır. Buradan 80 vilayete selam olsun. Buradan 79 milyona selam olsun. Terör örgütü mensupları ise kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi hapiste ceza veriyor, kimi mezarda hesap veriyor. Arkalarındaki güçleri iyi biliyoruz, hesaplarını önlerine koyacağız. Bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirelim. 15 Temmuz’u bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihimizin tüm sıkıntılarını yeniden masaya koyarak eksikleri yanlışları ortaya koymalıyız. FETÖ’nün etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Buna benzer birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm işlemleri, tüm sınavları incelemeliyiz.

Bu örgütün gayr-ı meşru şekilde elde ettiği güç ile dizayn etmek istediği iş dünyasını yeniden kendi tabii seyrine oturtmalıyız. Hiç kimse kapatılan yurtlardan, okullardan, evlerden dolayı endişeye kapılmasın. Çok daha iyisiyle, çok daha fazlasıyla STK'larımız bu boşluğu dolduracaktır. Hükümetimiz OHAL ilanı sonrasında sahip olduğu yetkiyle çok önemli adımlar atmaya devam ediyor. Gazi Meclis'imiz de üzerine düşeni yapmayı sürdürecektir. Siyasi partilerimizin ve medyamızın da bu süreci değerlendirerek, yeni yasalar hızla hazırlanacaktır. 

15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz, demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz. İşte burada, Yenikapı Meydanı'nda demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz al bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk. 

Üç haftadır her vesileyle ifade ettiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyorum; 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının başlattığı girişimdir ama hadise bundan ibaret değildir. PKK ve DAEŞ'in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin yeni bir safhaya çıkarılma girişimidir. 15 Temmuz ülkesine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Darbe başarılı olsaydı 1000 yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi tüm bu gerçekleri hep birlikte gördük. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Arap'ıyla 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için, sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar, ülke ve millet olarak istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu. 

Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine, selalar, ezanlar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir. O gece darbecilerin karşısına dikilenler, şayet ülkesi bağımsızlığını kaybederse, geride zaten bir şey kalmayacağını çok iyi biliyordu. Ben bu muhteşem buluşmada tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm gazilerimize tekrar Rabb'imden şifalar diliyorum. Yıllardır dilimizden düşürmediğimiz milli irade, şehitlerimizle, gazilerimizle güç kazandı. 

Milletimiz o muazzam irfanıyla, daima en doğruyu, en hayırlıyı bulmuştur, bulacaktır. Bu millete bakıp, eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz insan yığını gördüklerini söyleyenler, 15 Temmuz'da hayatlarının en büyük şokunu yaşamışlardır. Bu milletin mayası sağlamdır. Yozgat'tan mektup gönderen 6. sınıf öğrencisi diyor ki; 15 Temmuz'da çok korktum. Düşündüm, dedim ki bu ülke kolay kazanılmadı ki bu kadar kolay kaybedilsin. Keşke büyük olsaydım da bir şeyler yapabilseydim. Tamirine katkıda bulunmak için harçlığımı Meclis'e gönderdim. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları kuru kalabalık değil, millettir. Dünyayı kendine hayran bırakan büyük bir millet. Bu millet, geniş bir coğrafyada yüz miyonlarca mazlumun duasını arkasına alan bir millettir. Fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız başkadır. 

Bizim gönül sınırlarımız, bizi kardeşi olarak gören her toplumu kapsayacak kadar geniştir. Önümüzdeki dönemde, umudunu bize bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği dönem olacaktır. 

Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde katılan vatandaşlarıma, zafer demokrasinin meydan milletindir diyerek gösterdikleri güçlü duruş için teşekkür ediyorum. Partilerimizin genel başkanlarına, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Şu anda 81 vilayette, bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, selamlar, sevgiler saygılar gönderiyorum. 

Darbe girişiminde bulunanlara karşı ilk andan itibaren kahramanca karşı koyan emniyet teşkilatımıza, fedakar poislerimize teşekkür ediyorum. Ömer Halis ki Özel Kuvvetler'e saldırı düzenlendiği zaman, komutanının verdiği talimantı anında yerine getirmek suretiyle, onu alnından vurarak öldürdü, kendisi de şahadete yürüdü. Silahlı Kuvvetlerimizin kendini ortaya koyan tüm birimlerine huzurlarınızda ayrıca teşekkür ediyorum. Bundan böyle altımızda, nerede kim var, yargıda kim var, inceleyeceğiz, bunları da kapıya koyacağız. Yaptıklarının bedelini ödeyecekler. 

Belediyeler tüm güçleriyle darbe girişimine karşı direnen vatandaşlarımıza ve güçlerimize destek olan, tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. 

Nerede bir Türk varsa, orada kalpleri bizim için atan kardeşlerimiz de vardı. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum. Batı medyası nedeniyle zor günler geçirdiklerini biliyorum. 

Video konferansla Almanya'da mitinge bağlanacaktım, bağlatmadılar. Hani demokrasi? Ama Kandil'dekilere video konferansla yayın yaptırdılar. Yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak. Bumerang gibi olacak. Beslesinler o teröristleri yarın onlara çarpacaklar. 

Tabii bu akşam demokrasi nöbetine bir virgül koyuyoruz, Çarşamba akşamı inşallah noktayı koyacağız. Uygun mudur? Bu akşam sadece virgül, Çarşamba akşamı nokta. 

"

İSMAİL KAHRAMAN: "Darbeler tarihi sona ermiştir"

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde sahneye çıkarak halka seslendi. "Meclisimiz ikinci defa gazilik payesini hak etti" diyen Kahraman'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

"Tek ses, tek yürek olmamızın verdiği sevinçle sizleri selamlıyorum. Bugün şehitlerimizi anmak ve demokrasimizin zaferini taçlandırmak için buradayız. Tek millet, tek devlet, tek vatan şuuru içinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüzü haykırmak için buradayız. 1071'de Malazgirt'te Bizans ordusunun karşısına çıkarken "Eğer şehit olursam bu beyaz elbise benim kefenim olur" diyen Sultan Alpaslan'ın torunlarısınız. 10 asır önce bu topraklara gelen İslam umarım kıyamete kadar burada yaşayacaktır. Sizler İslam'ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını perişan eden Selahaddin Eyyubilerin torunlarısınız. Ya ben İstanbul beni alır ya İstanbul beni diyen Fatih Sultan Mehmet'in torunlarısınız. Sizler göğsü iman dolu insanlarsınız. Milyonlarca kişi sizin aranızda olmak istiyor. Milletimizi birbirine düşürmek isteyen şer güçlere karşı direndik ve kazandık. Robot beyinlerle, ajan ve vatan hainlerine milletimiz hak ettiği cevabı verdi. Ecdadına layık torunlar olduğumuzu hep birlikte gösterdik.

Şehitlerimizi şükranla anıyorum. Gazilerimin en kısa zamanda deva bulmalarını temenni ediyorum. Dünyada gazi unvanı olan tek parlamento TBBM'dir. Partiler darbenin karşısında olduğunu dünyaya duyurdu. Meclisimiz ikinci defa gazilik payesini hak etti. Milletin bağrını, kalbini bombaladılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris'ten halkımıza seslendi, meydanlara çağırdı. Bu çağrı bana Bayrak şiirini hatırlattı. Vatansever güvenlik güçleriyle halkımız bütünleşti, demokrasi kazandı. Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik tecrübesi ve azmiyle bir fitneyi def etti. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle tüm zorlukları birlikte aşacağız. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara karşı ülkemizi en ileriye taşıyacağız. Sırt sırta, omuz omuza daha ileri gideceğiz. Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyeceğiz. Millet, devletsiz; devlet, ordusuz olmaz. Ordumuzun yeri kışladır. Ancak vatan müdaafası için kışladan çıkar. Millet olarak tarih yazmaya devam edeceğiz. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere darbenin engellenmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum."

BİNALİ YILDIRIM: "Bugn hep birlikte Türkiye'yiz"

 

Yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan huduttan hududa yol bulup koşan cepheden cepheye soranlarındır. İstanbul, ey aziz İstanbul, bugün muhteşemsin İstanbul. 29 Mayıs 1453’te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa bugün o kadar heyecanlısınız İstanbul. Sayın Cumhurbaşkanım, saygı değer hanımefendi. 11. Cumhurbaşkanım, sayın Meclis Başkanım, ana muhalefet partisinin değerli genel başkanı, MHP’nin genel başkanı hepinizi saygıyla selamlıyorum.

16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa milletimiz bugün o kadar umutludur. 6 Ekim 1923’te geldikleri gibi giden düşmanın arkasından ne kadar coşkuluysa bugün de o kadar coşkuludur Türk milleti. 27 Mayıs 1994 bir Türkiye sevdalısını,  bir Kasımpaşalıyı, bir yiğit adamını seçerken ne kadar güzel İstanbul o kadar güzelsin bugün. Seni yürekten selamlıyorum İstanbul. Her bir semtin, her bir sokağın, her bir haneni gönülden selamlıyorum.

15 temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen, kimi hastanede evinde aramızda olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum. 

CHP liderini ve CHP’lileri ve MHP’nin değerli genel başkanlarını, ve ülkücü kardeşlerimi hükümetimizin yanında cumhurbaşkanının yanında sarsılmaz demokrasi savunucusu olduğunuz için yürekten selamlıyorum. AK Partili, MHP’li, CHP’li kardeşlerim, ismini sayamayacağım kadar çok olan her siyasi görüşten değerli vatandaşlarım bu muhteşem kardeşlik tablosunu bize yaşattığınız için hepinize çok çok teşekkür ediyorum.

Bugün sadece İstanbul değil, bütün Türkiye ayakta. Türkiye meydanlarda, bizimle beraber. 81 ilimiz bizi izliyor, yavru vatan Kıbrıs bizi izliyor. Kısbır Türk Cumhuriyeti Başbakanı'nı da selamlıyorum. Filistin, Bosna, Irak'taki kardeşlerimiz bizi izliyor. Buradan İstanbul'dan 81 vilayetimize, tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. 

Necip Fazıl ne güzel söylemiş; Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet, güneşten başını göklere yükselt, alnın hür, kim sana atarsa kement, ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed. 

Aziz milletim, Necip Fazıl ne güzel söylemiş. “Güneşten başını göklere yükselt, aziz İstanbul.”

Sevgili milletim bugün sizlere Nazım Hikmet’in dizeleriyle diyorum ki “Emret ki ölelim, güneşe akın var, güneşi zapt edeceğiz, güneşin zaptı yakın.” 

Ahmed Arif’in dizeleriyle duygularımı dile getiriyorum: "Bunlar engerekler ve çiyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları, tanı da büyü."

97 yıl önce 19 Mayıs 1919’da İzmir işgaliyle Sultanahmet meydanında yüzbinler toplandı. Hiç kimse başını eğmedi, kimse ölümden korkmadı. Halide Edip o muhteşem topluluğa “Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa altında şerefle yatarız” dedi.

Aziz Türkiye, bugün size Azeri şairimiz Ahmet Cevat'ın mısralarıyla sesleniyorum; İnciler dök gel yoluna. Sırmalar düz sağ soluna. Fırtınalar dursun yana. Selam Türk'ün bayrağına.

Bu aziz millet 97 yıl önce toprağın altında şerefiyle yatanlar sayesinde, toprağın üzerinde şerefle yaşıyor. 

15 Temmuz akşamı da bir işgal girişimi, FETÖ'nün ihtilal girişimiyle karşı karşıyaydı. Asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Başkomutanımız, cumhurbaşkanımız milleti meydanlara davet etti. Selalar okundu, ezanlar yankılandı. İşte bu aziz millet, 81 vilayetinde hep birden şunu söyledi: Toprağın üzerinde şerefsiz yatırmaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz. 

15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşı'dır. Allah'a hamd olsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bağımsızlığımızla, bir olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sankı bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayıra çevirir. Bizi öldürmeyen her darbe daha da güçlendirir, burada olduğu gibi. 

Ankara Savaşı'nda fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. 100 yıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, millet olarak doğduk. Bugün kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar, bu muhteşem tabloyu hesap edemediler. 

Sayın Cumhurbaşkanım, siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu bozmayacağız. Uzlaşmayı güçlendireceğiz. Türkiye'yi milletimizle, siyasi partilerimizle, STK'larımızla 2023 hedeflerine taşıyacağız. Türk ile Kürt arasına girenler bu hainlerdi. Bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. 

Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok. 

Bugün, buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz, bu terör örgütünün mensuplarına, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. 

Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, düşmanlarımızı azaltacak, dostlarımızı çoğaltacağız. 

15 Temmuz Türkiye'nin mikroplarından temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz. 

Sözlerimi burada tamamlamak istiyorum. Siz sabırsızlıkla başkomutanımızı, Cumhurbaşkanımızı dinlemeyi bekliyorsunuz. Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir.

Hiç merak etmeyin, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Bu güzel ülkenin gençlerine, bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez diyenler, 15 Temmuz'da ne kadar yanıldıklarını gördüler. Tankalrın önüne yatan, gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum.

Rabiamız, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, ay yıldızlı bayrağımız hepimize yeter. Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum."

HULUSİ AKAR: "llegal çete mensubu terörist hainler TSK’nın şanlı şerefli geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir"

 

Bugün burada 7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde TSK komuta kademesi ile, sizlerle beraber olmanın onur ve heyecanını yaşıyorum. 

15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, TSK'ya sızmış bir grup illegal çete mensubu, terörist hainler, FETÖ, tarihimizde görülmemiş bir şekilde vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti yaşatmış ve TSK'nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda asil milletimiz ve TSK'nın gerçek evlatlarıyla, emniyet mensupları bu hain girişime karşı koymuşlardır.

Milletimize ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap verilmiştir. Bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti devletine, TSK'ya ve asil milletimize yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır.

Burada özellikle şunu belirtmek isterim, 15 Temmuz akşam saatlerinde TSK bünyesinde yuvalanan terörist hainlerin darbe girişiminin, halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı TSK'nın ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.

Bu nedenle, asker elbisesi içine girmiş eli kanlı caniler ile görevinin başında olan, bölücü terör örgütü PKK ve diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden TSK'nın kahraman mensuplarını ayırt ederek davranması bizlere güç vermiştir. Bundan dolayı teşekkür ediyorum.

Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden, canı pahasına, milli iradenin hakimiyeti için gösterdiği kahramanlık her türlü takdirin üzerindedir. 

Bir kez daha asil milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum. 

Gazi M. Kemal Atatürk'ün işaret ettiği "hakimiyet milletindir" düsturu bizim en temel anlayışımızdır. Milletimizin bağrından çıkan, ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışıyla görev yapan TSK tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içinde devletimizin ve yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır. 

Sayın Cumhurbaşkanım, bir kez daha sizlerin huzurunda TSK'nın başına bela olan bu hain şebekenin girişiminin bastırılmasında, canlarını ortaya koyarak mücadele eden aziz milletimiz ile, TSK'nın ve emniyet teşkilatımızın kahraman mensuplarına sonsuz saygılarımı sunuyorum.

Tüm şehitlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı, gazilerimize acil şifalar diliyor, yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. Asil milletimizin, yolu, bahtı açık olsun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU: 12 maddelik yol haritası açıkladı

 

Sayın cumhurbaşkanı, saygıdeğer eşleri, önceki cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın başbakan ve saygıdeğer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım hepinizi selamlıyorum, hepinize selamlarımı saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatıdemokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size bize hepimize darbe yapmak istedi. 

Öncelikle TBMM’yi sabaha kadar açık tutan TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizimcumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var, 240 aslanımızı toprağa verdik. 240 demokrasi şehidimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar.

Onları unutmayacağız, demokrasinin kahramanlarıdır onlar.  

TBMM Gazi Meclis’tir. TBMM kurtuluş savaşını yönetmiş bir Meclis’tir. TBMM sabaha kadar çalışarak, darbelere karşı dik durarak, sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğiniz vekillerin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur.

4 siyasi partinin liderleri ve milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır. Gönlüm ister ki bu güzel mitinge bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil parlamento dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı. Çünkü Gazi Mustafa kemal şunu söylüyor: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.

Artık 15 Temmuz'un bir özelliği var. Bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Bu uzlaşma kültürünü daha ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmış olacağız. 

Ben dahil bütün genel başkanların bu musibetten ders çıkarması lazım. Yeni bir olaya zemin hazırlamadan çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım. 

Ne dedik? Bir musibet bin nasihatten evladır. Bir musibetle karşı karşıya kaldık, neler yapmalıyız neleri söylemeliyiz. 12 madde hazırladım. Benim görüşüm, partimizin görüşü. Sözüm söz, göreceksiniz Türkiye, çağı yakalamış, gerçekten de sokaklarında caddelerinde güler yüzlü insanların olduğu bir Türkiye haline gelecektir.

1- Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayalım. 

2- Siyasette özeleştiri yapmalıyız. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Geçmişi iyi tahlil etmek gerekiyor. Tarihi tekerrür ettirmemeliyiz. 

3- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. 

4- Her şartta demokrasiye sahip çıkmalıyız. 

5- Milletin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz. 

6- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız.

7- Parlamenter sistemi güçlendirmek zorundayız. 15 Temmuz akşamı TBMM dik durarak parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı'nı nasıl yönettiyse bir darbeyi püskürttü.

8- Medyanın özgürlüğü.

9- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. FETÖ ordunu içinde yuvalandı, yargının, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi örgütlenme diyorduk. Şimdi FETÖ deniyor. Yargıyı mahkemede tecelli edeceğiz. Bir hakim Pensilvanya'dan talimatla hareket ediyorsa o hakim hakim değildir. 

10- Laikliğin ne kadar önemli olduğunu gördük.

11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil, gelecekte de katkı vermek zorundayız. Mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir.

12- FETÖ'yü biliyorsunuz artık bütün dünya biliyor. Bu örgüt geçmişte Balyoz, Ergenekon... Hiçbir günahı olmayan pek çok subayımızı hapse attılar. O dönem en çok itiraz eden bizdik. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. Buradan bir çağrı yapıyorum, geçmişin mağdurlarına haklarını, itibarlarını iade edelim.

Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizden bir kişinin bile emeği, eseri ziyan olduğunda bu tüm Türkiye'nin ortak kaybıdır. Bir kişi bile haksızlığa uğradığında bu tüm Türkiye'nin kaybıdır. Ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır.

12 madde halinde yol haritamızı açıkladım. Eksiği olabilir. Ama Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak hepimizin görevi. Hep birlikte mücadele edelim.

En önde kadınlarımız var. Tıpkı 15 Temmuz'da tankların önünde durdukları gibi. Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Kadınlarımızın hayatın her alanında daha çok var olmalarını gönülden diliyorum. Kadınlarımızın katılımı bizim için vazgeçilmezdir. Bu ülkenin yiğit kadınlarının evladı, kardeşi olmaktan gurur duyuyorum."

DEVLET BAHÇELİ: "Müslüman görünümlü bu Voyvoda cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi"

 

"Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Sayın Başbakan, Ana muhalefet partisinin sayın genel başkanı bu mahşeri kalabalığı bu yere göğe sığmayan kalabalığı tanzim ile selamlıyorum. Heyecanınız güç veriyor. Nurlu geleceği aydınlatıyor.

Tüm Türkiye'yi hasretle selamlıyor, hepinize sevgilerimi sunuyorum. Üzerimize oynanan oyunlara, aramıza sokulmaya çalışılan fitnelere rağmen dik durdunuz, kardeşliği inançla savundunuz, teröristlere haddini bildirdiniz, yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım ve buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayakatayım diyerek Yenikapı'ya koştunuz. Yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz.

Millet burada, irade burada, inanç burada. Hepinizle övünüyorum, Türk milletiyle iftihar ediyorum. 15 Temmuz'da felaketimizi projelendirdiler, 15 Temmuz'da son nefesi vermemizi gözlediler. FETÖ, milletimizin helali olan savaş uçaklarıyla saldırdı, helikopterler üzerimizde uçtu. 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, kıyım hamlesiydi. Su uyur, düşman uyumaz sözü bir kez daha karşılığını buldu."

"Millete öldürücü darbe vurmak istediler. Alim ve hoca görünümlü bir terörist, cinayet örgütüne Türkiye'ye vur emri verdi. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ Türkiye'nin kalbine nişan aldı. Türk vatanını çekemeyen ne kadar kanı bozuk çevre varsa FETÖ'nün sırtını sıvazladı.

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü 627 yıl önce Kosova'da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır. 572 yıl önce Varna'da 563 yıl önce İstanbul'da döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekatıdır. 101 yıl önce Çanakkale kıyılarında üzerimize ateş saçanlarla aynı karanlık yolun yolcuları. Yaratılmışların en aşağısı, en alçağı. Bu vatan 3-5 teröristin sözde vaazları ile düşmeyecektir. Unuttukları Türk milletinin asaleti ve gücüdür. 15 Temmuz'da tankın önüne milli vicdan dikildi.  Demokrasinin namusunu sizler korudunuz. İradenizi çalmak istediler, reddetiniz; tankın önüne yattınız, kurşunların üzerine yürüdünüz. Milli sipere sizler yattınız.

Helal süt içmiş hangi vatan evladı suskun kalabilirdi! Hangi millet ve vatan sevdalısı kardeşim olanları kabul edebilirdi! Yeri geldi tankın önüne yattınız. Sizler Türk milletisiniz. İzmir'in işgaline hayır diyen silahına sarılan Hasan Tahsin'le Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanını farklı zamanlarda yaşamıştır. Türk milletinin sırtını asla yere getiremezler! 15 Temmuz'da şehit olan 239 kardeşimizin kanı toprakla buluşmuştur, topraklarımızın bölünmeyeceğini adeta tescillemiştir. Yaralanan vatandaşlarımıza şifalar diliyorum.

Diyorum ki; şehitler ölmez, vatan bölünmez! Türkiye tek yürek olduğunu göstermiştir, ayrımız gayrımız yoktur. Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz. Devlete ve millete meydan okuyan çürümüşleri elinizin tersiyle ittiniz. Nereli olursanız olun, kim olursanız olun, ülkenin neresinde doğarsanız doğun, Yenikapı'yı doldurdunuz. Bu devam ettikçe hiçbir hain bize yaklaşamayacaktır. Yeni bir sayfa açalım, geleceğin haritasını çizelim. İstanbul'u kaybeden Konstantin'in torunları iştahla dağılmamızı beklemektedir, Anadolu'dan defolup giden 7 düvel sabırsızdır. Anımız birdir, adımız birdir, biz Türk milletiyiz. 7 bölge, 4 mevsim, 81 vilayetle Türkiye'yiz. Yeni bir Fetret devrine izin veremeyiz. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmiştedir. Bu tam bir hesaplaşmadır."

"Millet yeniden doğacak tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır. Dikkat ediniz şehadet deyince, gazilik deyince, al bayrağı görünce gözleri hasretle yaşarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayanla paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz. Onlar asla bizden değildir. Onlar kripto canavarlarıdır. Devlet öksüz değildir. 15 Temmuz'da yaptınız, bundan sonra da ülkeyi kurtaracak olanlar sizlersiniz. Bağımsız yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur. Muhtaç olduğumuz kudret, İstiklal Marşımızın satırlarında vardır. Korkma, yine bütün dünya karşımıza geçsin.

Hala terörist başı Gülen'i vermemek için bin dereden su getiren ABD'ye karşı Türkiye'nin büyüklüğünü gösterelim. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Rabbim aziz milletimizden razı olsun. İnanırsanız üstünsünüz. Zaferi kazanacak olanlar sizsiniz. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha şükranla anıyorum. Kahraman güvenlik güçlerimizi, aziz vatandaşlarımızı yad ediyorum. Sözlerime son verirken hepinizi en derin saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ne mutlu Türküm diyene!" 

YENİKAPI'DAKİ TARİHİ DEMOKRASİ MİTİNGİNDEN ÇARPICI KARELER