GÜNCEL

İş dünyasına ait unutulmayan 10 film repliği

İş dünyasının rekabeti ve hırsını en iyi anlatan filmlerden unutulmayacak 10 replik

1. Yurttaş Kane (1941) (Citizen Kane)

Pek çok eleştirmen tarafından sinema tarihinin en iyi filmi olarak gösterilen Yurttaş Kane'de macera, zengin medya patronu Charles Foster Kane'in ölmeden önce son olarak "Rosabud" demesiyle başlıyor. Yakın çevresindeki kimsenin anlamanı bilmediği bu sözcüğün ardındaki sır perdesini ise genç gazeteci Jerry Thompson Foster aralamaya çalışıyor. 

"Öte yandan ben Inquirer'ın yayıncısıyım. Sana bir sır vereyim, bu toplumun saygılı ve çok çalı­şan insanlarının, sırf onların çtkar1arını gözeten birileri olmadığı için, para delisi bir haydut sürüsü tarafından soyulmadığından emin olmak benim için hem bir görev hem de bir zevktir. Sana küçük bir sır daha vereceğim, Mr. Thatcher, sanırım bunu yapacak adam benim. Param var, mülküm var. Eğer yoksulların çıkarlarını ben gözetmezsem, belki de başka birileri, hiç parası ya da mülkü olmayan birileri gözetebilir." - Charles Foster Kane-

2. Bir Dilim Suç (2004) (Layer Cake)

İngiliz mafyasında saygın bir yere sahip bir uyuşturucu satıcısı yıllarca polise yakalanmamayı başarır. Büyük servetin ardından emekli olmayı planlamaktadır. Ancak öncesinde bitirmesi gereken iki görev vardır: Kayıp bir kızı bulmak ve yüklü miktardaki bir uyuşturucu nakliyesini başarıyla gerçekleştirmek. 

"Doğarsın, canına okurlar. Dünyaya çıkarsın, daha çok canına okurlar. Biraz yükselirsin, daha az canına okurlar. Ta ki bir gün seyreltilmiş atmosfere çıkıp canına okumanın ne demek olduğunu bile unutana kadar. Kat kat bir kremalı pasta böyle bir şeydir işte, evlat.” -Eddie Temple-

3. Amerikan Gansteri (2007) (American Gangster)

1970'lerin Amerikası...  Denzel Washington'ın hayat verdiği Frank Lucas, eroin tüccarlığı yapan büyük mafya patronlarından biri. Hikâye, Harlem’i idare eden patronunun ölümünün ardından onun boşluğunu doldurmaya çalışan Lucas’ın prensipleriyle nasıl zirveye tırmandığını anlatırken, Richie Roberts (Russell Crowe) adlı dedektifin ve Lucas arasındaki mücadele de sürüyor. 

“İş dünyasında en önemli şey dürüstlük, şeref, çok çalışmak ve ailedir. Asla nereden geldiğinizi unutmamaktır. Ya ‘birisinizdir' ya da 'hiç kimse’."  -Frank Lucas

4. Aklı Havada (2009) (Up in the Air)

Şirket küçültme konusunda uzman Ryan Bingham (George Clooney), ABD'nin bir ucundan diğer ucuna havalimanlarında, otellerde ve kiralık arabalarda geçen özgür hayatına devam ederken ihtiyacı olan her şeyi bir valize sığdırabiliyor. Fakat Ryan, hayatının en önemli amacı 10 milyon uçuş miline az bir vakit kala biriyle gerçek bir bağ kurmaya hazır hissetmeye başlıyor.

"Hayatınızın ağırlığı ne kadardır? Bir an için bir sırt çantası taşıdığınızı düşünün. Çantanın askılarını omuzlarınızda hissedin. Hissettiniz mi? Şimdi hayatınızda ne varsa o çantaya doldurun. Küçük şeylerle başlayın. Raf ve çekmecedeki şeylerle; biblolar, koleksiyonlarla... Eklenen ağırlığı hissedin. Sonra daha da büyükleri koyun. Elbise, masa üstü cihazlar, lamba, çamaşır, televizyonunuz… Çantanız iyice ağırlaşmış olsa gerek. Şimdi daha büyükleri koyun. Kanepenizi, yatağınızı, mutfak masasını... Hepsini. Arabanızı koyun. Evinizi de koyun... Stüdyo daire ya da iki yatak odalı ev olsun, fark etmez. Bunların hepsini o çantaya koymanızı istiyorum. Şimdi yürümeye çalışın. Zor gibi, değil mi? Her gün yaptığımız şey işte bu. Kendimize o kadar ağırlık bindiriyoruz ki, hareket edemez oluyoruz. Şunu bilin ki; hareket etmek yaşamak demektir. Çantayı ateşe vereceğim diyelim, içinden neyi çıkarmak isterdiniz? Fotoğrafları mı?  Fotoğraflar hafızası kötü olanlar içindir. Bir şeyler yudumlayın ve yakın onları gitsin. Hatta hepsini yakın ve ertesi güne hiçbir şeyiniz olmadan uyandığınızı düşünün. Heyecan verici, değil mi? İşte, hayatımın her gününe böyle başlıyorum. Bakın, bu biraz zor olacak, o yüzden dikkatinizi bana verin. Artık yeni bir sırt çantanız var. Ama bu sefer, onu insanlarla doldurmanızı istiyorum. Öylesine tanıdıklarınızla başlayın, arkadaşlarınızın arkadaşları, ofisteki ahali ve sonra, en mahrem sırlarınızı paylaştığınız kişilere geçin, kuzenleriniz, teyzeleriniz, amcalarınız, erkek ve kız kardeşleriniz, ebeveynleriniz ve son olarak karınız, kocanız, erkek arkadaşınız, kız arkadaşınız… Hepsini bu sırt çantasına doldurun. Ve endişelenmeyin. Sizden onu yakmanızı istemeyeceğim. Çantanın ağırlığını hissedin. Şüphesiz ki, ilişkileriniz hayatınızın en ağır bileşenleridir. Çantanın askılarının, omuzlarınızı kestiğini hissediyor musunuz? Tüm o görüşmeler ve tartışmalar, sırlar ve tavizler. Tüm bu ağırlıkları taşımanıza gerek yok. Neden çantayı yere bırakmıyorsunuz?  Bazı hayvanlar, hayat boyu simbiyotik bir yaşam sürmek için birbirlerini taşırlar, imkansız aşıklar, tek eşli kuğular. Biz o hayvanlardan değiliz. Ne kadar yavaş hareket edersek, o kadar hızlı ölürüz. Biz kuğu değiliz. Biz köpek balığıyız.” -Ryan Bingham-

5. Umudunu Kaybetme (2006) (The Pursuit of Happyness) 

İyi bir baba olan Chris Gardner maddi sıkıntılar sebebiyle karısı Linda tarafından terk edilir. Oğlu Chris'le başbaşa kalan Gardner, para kazanmak için farklı alanlara yönelir. Bir gün rubik küpü çözerek yönetici Dean Witter'ın dikkatini çeken Gardner,  borsada sarraf olabilmek için bir şans yakalar. Ancak baba-oğul, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılır ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet gibi geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar. Oğlunun sevgisi bu mücadeleci baba için her şeydir. 

"Kimsenin sana bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin verme… Benim bile.. Bir hayalin varsa onu korumalısın… İnsanlar bir şeyi yapamadıklarında sana da yapamayacağını söylemek isterler. Bir şeyi istiyorsan, git ve al.” -Christopher Gardner-

6. Sıkıysa Yakala (2002) (Catch Me If You Can)

1963 yılında Frank Abagnale Sr.'ın (Christopher Walken) gelir vergisi sahtekârlığı nedeniyle bankadaki parasına el konulması evliliğinin bitmesine kadar gider ve 16 yaşındaki oğlu Frank Abagnale Jr. (Leonardo Di Caprio) evden kaçarak FBI'ın "En Çok Arananlar" listesindeki en genç dolandırıcı olur. Kılık değiştirme ustası Frank Abagnale Jr. henüz 18 yaşına gelmeden doktorluk, avukatlık ve büyük bir hava yolu şirketinde pilot yardımcılığı yapar. Çek sahtekârlığını 26 ülkede sürdürerek milyon dolar çapında dolandırıcılık yapan  Abagnale Jr., ABD tarihinin en başarılı banka soygununu gerçekleştirir. 

"İki küçük fare kaymak kovasına düşmüş. Birinci fare hemen pes etmiş ve boğulmuş, ikinci fare ise didinmiş, o kadar çırpınmış ki kaymağı yağa çevirip tepesine çıkmış. Beyler, şu andan itibaren ben ikinci fareyim” -Frank Abagnale Sr.- 

7. Silikon Vadisi’nin Korsanları (1999) (The Pirates of The Silicon Valley)

1999 yapımı Silikon Vadisi’nin Korsanları, internet ve bilgisayar dünyasında çığır açan iki isim Apple'ın kurucusu Steve Jobs ve Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in genç yaşlarda yollarının nasıl kesiştiğini, aralarındaki çekişmeyi ve şirketlerini kurduktan sonra nasıl çıkışa geçtiklerini anlatan bir biyografi. 

“İyi sanatçılar taklit eder, harika sanatçılar ise çalar” - Steve Jobs- 

8. Kazan Dairesi (2000) (Boiler Room)

Kendine ait küçük bir yasadışı kumar salonu işleten genç Seth Davis (Giovanni Ribisi), çok para kazanma hırsıyla, tanıştığı adamlardan birinin önerisine uyarak şehrin yeni borsa şirketlerinden birinde çalışmaya başlar. Daha çok paradan başka hiçbirşey düşünmeyen bu şirkette Seth kısa sürede yükselir ve çok para kazanmaya başlar ve bu hızlı hayatın zevkine kapılır. Ancak yaşadığı birkaç olayın ardından şirketin de bazı kirli işlere bulaşmış olabileceğini düşünüp kendi vicdanını sorgulamaya başlar.

“Satılamayacak hiçbir şey yoktur. Telefonu her açtığınızda bir satış gerçekleşir. Ya siz müşteriye bir hisse satarsınız ya da müşteri size neden alamayacağı ile ilgili bir bahane satar. İki türlü de satış gerçekleşir. Önemli olan soru kapanışı kimin yapacağıdır? Siz mi yoksa o mu? Şimdi, acımasız olun” -Jim Young-

9. Wall Street (1987)

1980’lerin iş dünyasına perde arkasının sürükleyici hikâyesinin anlatıldığı filmde, hırslı ve genç bir borsacı (Charlie Sheen) Wall Street efsanesi Gordon Gekko (filmdeki performansıyla Oscar Ödülü kazanan Michael Douglas) tarafından baştan çıkarılarak yasa dışı ve son derece kazançlı bir dünyaya adım atar. Ancak kısa sürede bir gecede kazanılan zenginliklerin bedelinin çok ağır olduğunu keşfedecektir.

Teldar Kağıtçılık hissedarlarına yönelik yapılan yıllık toplantıda Gordon Gekko’nun ‘Açgözlülük iyidir’ konuşması.

“Ben şirketleri yok eden birisi değilim. Ben onları özgürleştiririm. Mesele şu ki, bayanlar ve baylar, açgözlülük –daha uygun bir kelime bulamıyorum- iyidir. Açgözlülük doğru bir şeydir. Açgözlülük işe yarar. Açgözlülük her şeyi açıklığa kavuşturur, kestirmeye götürür ve size devrimci ruhun özünü sunar. Açgözlülük, hem de her türlüsü, sevgi açgözlülüğü, hayata dair açgözlülük, bilgiye duyulan açgözlülük. İşte insanlığın ilerlemesini sağlayan şey budur. Söyleyeceklerimi iyi dinleyin, açgözlülük Teldar kağıtçılığı kurtarmakla kalmayıp Amerika denilen şirketi de ayağa kaldıracaktır. Çok teşekkür ederim.”

10. Kirli Para (2005) (Two for the Money)

Yetenekli sporcu Brandon Lang'in (Matthew Mcconaughey) yeteneği bahis şirketi sahibi Walter Abrams'ın dikkatini çeker. Lang, Amerikan Futbol liginde neredeyse belirsiz olan maç sonuçlarını bile yüzde yüze yakın oranla tahmin etmektedir. Lang, bu özelliği ile Abrams'ın şirketini büyütürken, Abrams da Lang'ın yeteneklerine hayatı üzerine bahse girmeye hazır hale gelecektir.

“‘Çok fazla’ diye bir şey yoktur. Her şeyin sınırlarını zorlayabildiğin kadar zorlarsın. Karşıdaki karşılık verene kadar zorlamaya devam edersin. Daha sonra ise biraz daha fazla zorlarsın”  -Walter Abrams-