Türkiye ekonomisinde belirsizlik korkusu
Seçimlerde hiç bir partinin tek başına iktidar kuracak oy çoğunluğunu elde edememesiyle, Türkiye'yi siyaset ve ekonomide belirsizliğin hakim olduğu bir dönem bekliyor gibi gözüküyor
Dün yapılan seçimlerde sandıktan 12 yıldır hiç görülmemiş bir şey çıktı: Koalisyon, azınlık hükümeti veya erken seçim ihtimallerinin getirdiği belirsizlik.
AK Parti yüzde 40,8 oyla birinci parti olarak çıkmasına rağmen tek başına hükümet kuracak milletvekili sayısına ulaşamamasıyla, Türkiye'nin uzun zamandır unuttuğu hükümet kurma sürecini hatırlaması gerekti.
12 yıldır devam AK Parti iktidarının sona ermesi, özellikle yaratacağı belirsizlik yüzünden piyasalar tarafından büyük endişe kaynağı olarak görülüyordu.
Bugün ise sadece hükümetin meclisteki hangi dört partinin kombinasyonuyla kurulacağı değil, erken seçime gidilip gidilmeyeceği üzerinde pek çok soru işareti var. Bunun en büyük sebebi; başkanlık sistemine geçiş konusunda ısrar edeceğini pek çok kez dile getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa değişikliği hayallerini, meclisin bu haliyle gerçekleştirmekte zorlanacağının neredeyse kesin görülmesi. Pek çok piyasa analistinin de koalisyon konusunda uyarıda bulunurken vurguladığı nokta buydu: Koalisyon zor olabilir, ancak koalisyona alışık olmayan bir politik kültüre sahip politikacılarla çok daha zor olur.
Teneo Intelligence Direktörü Wolfgang Piccoli de, sonuçlar “artan politik istikrarsızlık ve ekonomi politikalarına dair belirsizlik döneminin” önünü açıyor diyor.
Şimdi ülkeyi zorlu ve karışık bir bekliyor. Bu süreç 45 gün içinde başarıyla tamamlanmazsa, cumhurbaşkanı erken seçim yapılmasına karar verebilir. Bu da başlı başına yeni bir belirsizlik sürecinin daha başlaması demek oluyor.
Bir diğer muhtemel senaryo da AK Parti'nin dışarıdan destek verecek bir partiyle azınlık hükümeti kurması, ancak bu senaryonun da sürdürebilmesinin zor olduğu ve muhtemelen 1 ila 2 sene içinde yine bir seçim getireceği düşünülüyor.
Seçim öncesi yayınlanan bir raporunda Finansbank analistleri 7 Haziran seçimleri için, “Bu seçimleri, önümüzdeki dönemde gelecek belirsizliklerin ilki olarak, yani “başlangıcın sonu” olarak görüyoruz” demişti.
Özellikle üç muhalefet partisinin de seçim sonrası yaptıkları ilk değerlendirmelerde uzlaşmacı bir tavır izleyeceklerine dair sinyal vermemesi de koalisyon kurma sürecinin nasıl olacağı konusunda endişeleri artırıyor. Ayrıca çözüm sürecinin geleceğine dair soru işaretleri de uzun zamandır dinen şiddetin tekrar alevlenebileceği korkularını tetikleyebilir.
Royal Bank of Scotland (RBS) ekonomisti Gabor Ambrus da bugün yayınlanan notunda belirsizliğin bir süreliğine Türkiye'de ana trend olacağı tahmininde bulundu ve bu durumun “TL varlıklarında baskı yaratacağını ve Merkez Bankası'nın önümüzdeki aylarda faiz adımı atmaya zorlayacağını” söyledi.
Uzmanlar aynı zamanda halihazırda büyük oranda hız kaybetmiş bir büyüme, yüksek enflasyon ve özellikle Fed faiz artırımıyla gelişen piyasalar üzerinde artan risklerden muzdarip Türkiye ekonomisinin sorunların daha da derinleşmesini engellemek için bir an önce ekonomik reformlara odaklanması gerektiğini söylüyor.
Garanti Yatırımi bugün yayınlanan notunda, "Belirsizlikler ve sepetin geldiği seviye ister istemez tüm makro görünümümüzü değiştirecektir. Özellikle büyüme yüzde 3.5 olan 2015 büyüme beklentimizi belirgin şekilde, yüzde 2’lere doğru, aşağı revize ediyor olacağız" dedi.