ANİMASYON: Çalışan kadın eşitlik için daha ne kadar bekleyecek?

Türkiye, kadın ve erkek sayısının neredeyse eşit olduğu bir ülke. Ancak eşitlik yalnızca sayılarda  kalıyor.

Eşitsizlik daha okul sıralarında başlıyor. 2 milyondan fazla kadınımızın hâlen okuryazarlığı yok. Bu sayı erkeklerin 5 katına denk geliyor.

Çalışma hayatındaki kadınların oranı ise yalnızca yüzde 27. Yıllardır girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği’nde bu oran Türkiye’yi ikiye katlayarak yüzde 60’a ulaşıyor.

Eğitim seviyesinin yükselmesi kadının iş bulma şansını artırsa da  çalışmaya başlamak, kadın için her zaman kolay olmuyor. Bir kere, kadınlar iş hayatında erkekle eşit  para kazanamıyor. OECD verilerine göre arada yüzde 20’lik bir gelir farkı var.  Terfi dezavantajı da cabası! Kadının çalıştığı pozisyonda yükselme ihtimali yüzde 13’te kalıyor.

Çalışırken çocuk sahibi olmayı isteyen kadın ise gelirinin üçte birinin kesilmesini göze almak zorunda. Ayrıca sadece dört ay ücretli izne çıkabiliyor.  Avrupa’daki kadınlar yine daha şanslı.  Ortalama beş ay doğum izinleri var ve ücret kesintileri en fazla yüzde 20.

Hem işi hem aileyi ayakta tutmaya çalışan kadının bir de mobbing, taciz ve ayrımcılık gibi durumlarla mücadele etmesi gerek. Zira, çalışan kadınların yüzde 75’i psikolojik veya cinsel tacize uğradıklarını söylüyor.

Dünya  Kadınlar Günü’nü 95’inci kez kutlayan Türkiye’de kadın istihdamını teşvik edici politikalar tartışıladursun, ekonomistlere göre mevcut durum devam ederse kadın-erkek arası uçurum 2133 yılına kadar kapanmayacak.