BIST 100 9.915,62 % 2,05
USD/TRY 32,5090 % -0,09
EUR/TRY 34,7760 % -0,56
Piyasalar
9.915,62
% 2,05
32,5090
% -0,09
34,7760
% -0,56
1,0693
% -0,34
44,70
-0,19
2.337,96
% 0,24
89,50
% 0,55
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Merkez'den yapılandırma yorumu

TCMB, Finansal İstikrar Raporu’nda borç yapılandırma taleplerine değindi

Merkez'den yapılandırma yorumu
BUSINESSHT 31 05 2018, 10:04

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı.

Raporun bir önceki sayısından bu yana ekonomide dengelenme sürecinin devam ettiğine dikkat çeken TCMB, finansal kesimin istikrarlı sermaye yapısı ve güçlü aktif kalitesiyle finansal istikrara katkı sağladığına değindi.

Son dönemde büyük şirketlerden gelen taleplerle gündeme gelen borç yapılandırmalara ilişkin yorumununu da paylaşan Merkez Bankası, Büyük şirketlerin kredilerinde yeniden yapılandırmalarda sınırlı bir artış görülse de, ekonomik büyümenin destekleyici yapısı ve makroihtiyati politikalar 2018 yılında sektörün güçlü aktif kalitesi görünümünü desteklemektedir." dedi.

TCMB, şu ifadelerle devam etti:

"Son dönemde gündeme gelen yeniden yapılandırmaların genele yaygın olmadığı, firmaların nakit akımları ile uyumlu kredi vade uzatımı mahiyetinde olduğu görülmektedir.

Artış gösteren yakın izlemedeki krediler yeni raporlama sistemi TFRS-9 ile bağlantılıdır.

Ekonomik büyümenin destekleyici yapısı ve sağlam makro ihtiyati politikalar 2018 yılında sektörün güçlü aktif kalitesinin desteklemektedir"

DIŞ BORÇ MALİYETLERİ ARTABLİR

Öte yandan TCMB, dış borçlanma maliyetlerinde artış beklediğini ifade etti.

Raporda, Son dönemde Libor’daki hareketin etkisiyle uluslararası piyasalardan temin edilen kredilerde görülen maliyet artışı, önümüzdeki dönemde yeniden fiyatlanacak yurt dışı borçlar üstünde maliyet baskısı oluşturabilecektir." denildi.

TCMB'DEN MALİ POLİTİKA YORUMU

Para politikası yapıcı Banka, maliye politikasını da değerlendirdi. TCMB, bütçe açığındaki azalma eğilimine dikkat çekerek şöyle dedi:

"Merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH’ye oranı 2017 yıl sonu itibarıyla yüzde 1,5 olarak gerçekleşmiştir. Büyüme dinamiklerini doğrudan ya da dolaylı araçlarla ve yatırım odaklı destekleme amacını taşıyan maliye politikası yılın ikinci yarısında olumlu etkilerini göstermiştir. Kamu tüketimindeki artış ve kamu kaynaklı altyapı-inşaat projelerinin etkisiyle yılın ilk yarısında yükselişe geçen merkezi yönetim bütçe açığı, yılın kalan döneminde görülen ekonomik büyümeyle beraber azalmaya başlamıştır.

2017 yıl sonu itibarıyla 12 aylık birikimli merkezi yönetim bütçe açığı 9 milyar TL azalarak 47 miyar TL olarak gerçekleşmiştir. Büyümenin vergi gelirlerine de yansımasıyla aşağı yönlü bu eğilimin 2018 yılında da korunması mümkün olabilecektir."

DIŞ TİCARETTE AŞAĞI YÖNLÜ RİSK VURGUSU

Bunların yanı sıra TCMB, dış ticarette aşağı yönlü risklerin bulunduğuna dikkat çekti.

Raporda, dış ticarete ilişkin olarak, Yurt içi talepteki toparlanma ile beraber 2017 yılı son iki çeyreği ihracatın ithalatı karşılama oranının azaldığı bir dönem olmuştur. Altın hariç mal ithalatında sınırlı, altın ithalatında ise bir miktar artış görülmüştür. Diğer yandan uluslararası ticarette korumacı eğilimlerin görülmesi, hem doğrudan yapılan ihracat üzerinde hem de alternatif pazarlarda rekabetin artması nedeniyle dış ticaret üzerinde aşağı yönlü riskler barındırmaktadır. Bu nedenle, ihracatçı firmaların verimlilikte gelişimlerini sürdürmeleri ve ihracat pazarlarını ve paylarını korumaları önem taşımaktadır." değerlendirmeleri yer aldı.

REEL SEKTÖRÜN DÖVİZ AÇIK POZİSYONU

Reel sektörün döviz açık pozisyonu da değerlendiren TCMB, son dönemdeki kur ve faiz gelişmelerinin maliyet
kanalından firma bilançoları üzerinde olası etkilerinin izlendiğini vurguladı.

TCMB, "Reel sektör YP açık pozisyonunda uzun süredir gözlenen artış eğilimi 2017 yılında bir miktar yavaşlamış son veri itibarıyla açık pozisyon tutarı 221 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki Rapor döneminden itibaren firma TL kredilerinde ortalama faizler artış eğilimindedir. 2017 yılı boyunca firmaların krediye erişimlerinin artması ve ekonomik aktivitedeki canlılık tahsilatlara olumlu yansımış ve 2018 yılı ilk aylarında da çek ve senet tahsilatlarında bir bozulma gözlenmemiştir. Finansal tablolardan elde edilen bileşik öncü göstergeler de firma bilançolarının sağlamlığını koruduğunu göstermektedir." dedi.

32 SAYILI KARARDA DÜZENLEME DÖVİZ KREDİLERİNİ NASIL ETKİLEDİ?

Mayıs ayı başında uygulamaya giren 32 sayılı kararda döviz cinsi kredilere getirilen düzenlemenin 25 bini yurt içi bankacılık sektöründen olmak üzere döviz kredisi kullanan toplam 44 bin firmayı etkilediği ifade edildi.

TCMB, bu firmaların 10 milyar doları DEK olmak üzere toplam 43 milyar dolar YP borç ile reel kesimin YP borçlanmasının yüzde 16’sını oluşturduğu bilgisini verdi.

TCMB'nin verdiği bilgiler şu satırlarla devam etti:

"Düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle DEK kullanım imkânının kaldırılması ve vadesi gelen YP kredilerin yeniden çevrilmesi için yeterli döviz gelirinin olmaması nedeniyle bazı firmalar için TL firma kredisine geçiş söz konusu olabilecektir.

Bankaların TL kredi/mevduat oranının yüzde 145’e yakınsadığı ortamda düzenleme değişikliğinin bankaların TL fonlama ihtiyacı üzerindeki etkisinin değerlendirilebilmesi için söz konusu döviz kredilerinin vadesi incelenmiştir. 15 milyon ABD dolarının altında YP kredi bakiyesi olan firmaların kredilerinin yaklaşık yüzde 30’unun orijinal vadesi 1 yıla kadardır. Yurt içi bankalarca kullandırılan kredilerin vade kırılımına ise daha detaylı erişilebilmektedir. YP kredi bakiyesi 15 milyon ABD dolarının altında olan firmaların yurt içi bankalarca kullandırılan 33 milyar ABD doları tutarındaki YP kredilerinin (DEK hariç) 6,9 milyar ABD dolarının vadesi 2018 yılı sonuna kadar dolmaktadır

15 milyon ABD dolarının altında YP kredisi bulunan firmaların döviz yükümlülüklerinin yüzde 54’ü ticaret, tekstil, enerji, inşaat ve turizm sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. 2 Mayıs’tan itibaren kullanımı kaldırılan DEK’lerin, YP kredisi içindeki payı ticaret sektöründe yüzde 38, inşaat sektöründe yüzde 28 taşıma, depolama ve haberleşme sektöründe yüzde 30 seviyesindedir. Ağırlıklı olarak TL cinsinden gelir üreten söz konusu sektörlerde TL krediye geçişin daha yoğun yaşanabileceği değerlendirilmektedir. Diğer yandan, kredi sınırı dikkate alınmadığında tekstil firmalarının YP kredilerden aldığı pay yüzde 5 dolayındayken, 15 milyon ABD dolarının altında kredi borcu bulunan tekstil sektörü firmalarının YP kredilerden aldığı pay yüzde 12’lik oranla ikinci sırada yer almaktadır"

KÜRESEL İKTİSADİ POLİTİKALAR BELİRSİZLEŞİYOR

Raporda, uluslararası gelişmelere de yer veren TCMB, küresel iktisadi politika belirsizliğinde artış gözlendiğine dikkat çekti.

TCMB, şu değerlendirmelerde bulundu:

"ABD yönetiminin dış ticaret politikasına ilişkin korumacı yaklaşımı ve Fed para politikasındaki normalleşme sürecinin hızına ilişkin değerlendirmeler, ABD iktisadi politikalarının öngörülebilirliğinde etkili olmaktadır. AB ülkelerindeki seçim sürecinin sona ermesi ve sonrasında başta Almanya ve Hollanda olmak üzere hükümet kurma süreçlerinin başarıyla tamamlanması AB’de, Brexit yol haritasının netleşmesi ve siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ise İngiltere’de iktisadi politika belirsizliğinin azalmasına katkı sağlamıştır.

ABD’de büyüme ve iş gücü piyasasındaki olumlu görünüm ve enflasyonun Fed’in hedefi olan yüzde 2 civarında seyretmesi, önceki Rapor dönemine kıyasla piyasa beklentilerinin Fed üyelerinin politika faizi tahminlerine önemli ölçüde yakınsamasını beraberinde getirmiştir 

Avrupa Merkez Bankası (AMB) para politikası aktarım mekanizmasının en önemli unsuru olarak görülen Euro bölgesi bankacılık sisteminde kârlılık sorunu sürerken, sisteminin genelinde tahsili gecikmiş alacak oranı düşmekle birlikte, bazı büyük bankalarda bu oran yüksek seviyesini korumaktadır.  AMB’nin faiz oranlarında kısa vadede bir değişiklik yapmayarak genişleyici para politikasını sürdürmesi beklenmektedir.

Diğer yandan, Japonya’da siyasi belirsizliklerin artmasına rağmen iktisadi görünümün ılımlı seyri ile birlikte, Japonya Merkez Bankasının enflasyon hedefi olan yüzde 2 seviyesine ulaşma doğrultusunda para politikasının genişleyici görünümünü koruyacağı düşünülmektedir."

 

KÜRESEL FİNANSAL İSTİKRAR RİSKLERİ SÜRÜYOR

Ayrıca TCMB, küresel finansal istikrar risklerinin sürdüğünü belirterek, "ABD’de başlayan dış ticaretteki korumacı eğilimlerin küresel ölçeğe yayılması riski, sıkılaşan finansal koşullar, AB bankacılık sistemindeki düşük kârlılık ve özellikle bazı büyük bankalarda yüksek tahsili gecikmiş alacak oranları, başta Orta Doğu olmak üzere jeopolitik gelişmeler küresel finansal istikrara yönelik risk unsurları olmayı sürdürmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Yukarı

Business HT×